21 BÖLÜM

1.5K 63 4
                                    

Hayatınız süprizlerle dolu ola bilir evet. Ama bu süprizlerin sevinci ne kadar sürer? Dakika mı? Gün mü ? Ay mı? Yıl mı?

Benim aldığım cevabın mutluluğu ne kadardır? Sonsuz desem çok sade kalmaz mı? Bu cevabı şöyle adlandıralım.

Yaşamımın sonuna kadar,onu sevdiğim güne kadar,onun yanında olduğum kadar. Ölümüm ne zamansa oraya kadardı benim bu cevaba olan sevincim.

Kabul etmişti. Evlenmemiz için kabul etmişti. Peki sevdiği için mi kabul etmişti yoksa korktuğu için mi? Bunu ona sormalıydım ama şimdi değil. Şimdi olmaz.

Ellerimi yanaklarına yerleştirerek gözlerine baktım. Orda ufak bir sevgi görmek için. Gördüm evet. Gözlerindeki ışıltıyı gördüm.

"Gerçekten kabul ediyormusun aslı?"
Dudaklarına yerleşen ufak şirin gülümsemeyle oda avuçlarını yanaklarıma yerleştirdi.

"Gerçekten kabul ediyorum afrannn"
Adımı ağzından duymak onu öpmemek için
Bir ceza gibiydi. Evet buna ceza veya işkence diyile bilirdi. Ama o asıl zevkli işkenceyi bilmiyor.

"Doğru bir seçim yaptığın için teşekkür ederim"
Evet doğru bir seçim yapmıştı. Aklımda kalbimi acıtan bir şey vardı. Bir soru. Acaba benimle severek mi evlenecekti?

(Aslının ağzından)

Mutfakta bir gece lambası yanında kahvemi yudumluyordum. Evde kimse yok huzurluyum. Aylardır aradığım huzuru bugün yakalamıştım. Defne arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Otelinin tamiri bittiği için kutlama yapıcakmışlar.

Fincanın dibinde kalan son yudumluk kahveyi içmeden lavaboya bıraktım. Lambayı kapatarak telefonumu aldım. Oturma odasına geçtiğimde panjürlerin açık kaldığını fark etdim. Defneyi uyarmıştım panjürleri açık bırakmaması için. Bu aralar sapıklar gitdikce artıyordu.

Televizyonun yanındaki komidinin çekmecesinden kumandayı alarak panjürleri kapatdım. Kapı tarafdaki panjürün sağı aşağı inmiş sol tarafı aşağıya inmiyordu. Sıkışmıştı sanırım. Birde bununla uğraşacaktım.

Ayaklarımın altına sandalye yerleştirerek panjürü sıkıştığı yerden ayırmaya başladım. Jalüze baya bir sıkışmıştı. Dışarıya baktığımda gözüme çarpan sülietle sakinliğimi korudum. Bana mı bakıyordu? Bana bakmıyordu ama sanki eve bakıyordu. Ve telefonuna birşeyler çekiyordu.

Kimdi bu adam? Panjürü düzelterek ışıkları kapatdım. Panjürün arasından gizlice ona baktığımda korku bedenime yayılmıştı. Siyah çeketinin kapişonunu kafasına atmış evin fotoğrafını çekiyordu.

Bu kaandı. Bu kaan'dan başkası değildi. Ama ışığı kapatdığım an telefonu cebine geri koymuşti. Neden gitmiyordu peki? Neden orada öylece duruyordu? Peki beni görüyormuydu? Onu denemek için elimi ışığa uzatarak açtım.

Evet yine aynı şeyi yaptı. Telefonunu cebinden çıkardı ve eve doğru uzatdı. Resmen sapıklaşmış. Onu tanımamışım resmen. O çok başka birisiymiş. O pis bir psikopatmış.

Benden şüphelenmemesi için ışığı geri kapatmadım. Telefonmu kanepeden alarak hızla yukarıya adımladım. Afranı aramalıydım. Tehlikede ola bilirdim. Telefondan afranı bularak aradım. Adını doğru düzgün kayıt bile etmemiştim.

(15 dakika sonra)

Afranla konuşmuş onu sahile çağırmıştım. Ona bunu söylemem gerekti. Panjürlerden gizlice baktığımda onu göremedim umarım gitmişdir. Üzerime paltomu geçirerek ayakabılarmı giydim. Evin ve arabanın anahtarını alarak çıktım evden.

AŞIK MAFYA  -(18+)-Where stories live. Discover now