Hinatanın pat diye gelişiyle Kenma irkildi. Derin bir soluk aldı. Bir an aklından onun "Kuroo" olma ihtimali geçmemiş değildi. Dirseklerini sıranın sert zeminine dayayıp kafasını kaldırdı. Onun olduğu tarafa doğru sevinçle hoplayan çocuk Kenmayı bir süre süzdü. Süzerken ağzından minik mırıltılar çıkıyordu, sorgularcasına.
Artık ağzındaki baklayı çıkarmanın zamanıymış gibi önden konuştu. Bu sırada ise Kenma yorgunlukla mayışmışlık arası göz kapaklarını açık tutmaya gayret gösteriyordu.
"Sen birşeye mi üzüldün?"
Kenma derin bir nefes aldı. Geçiştirirse hiçbirşey olmazdı öyle değil mi? Bu sebebiyetle olduğunca samimi bir yüz ifadesi takınarak konuşmayı sürdürdü;
"Görüyorsun, yeni uyandım. Birkaç saniyeye 'hayattan bıkmış yıkık' moduma geçiceğimden emin olabilirsin.
Kenma çaktırmadan kendi dediğine kıkırdarken Hinatanın yüzünde inanmadığı bariz belli bir sorgulayıcı tavır vardı. Tek kaşını kaldırıp karşısındaki dip boyası saçının uçlarına gelmek üzere olan oğlanı inceledi. Çok zaman kalmadan derin bir soluk çekip verdi. Kararlı bir ses tonuyla o konuşmayı devam ettirdi.
"Kuroo meselesi öyle değil mi?"
İşte o zaman anladı. Kenma onu hiçbir şekilde inandıramicaktı. Bu baştan belli olsa da, insanlık halidir Kenma yine de şansını denemek istemişti. Ufak bir umuttu. Fakat bundan rahatsız değildi. Karşısındaki, saçları portakalı andıran çocukla arkadaşlıkları oldukça yakındandı. Hoşuna gidiyordu işte, yalan mı?
Kenma uzun bir süre tahtadan oluşan zeminle kedersizce bakıştı. Ardından ondan bir cevap bekleyen oğlana ilk gözlerini, ardından tamamen kafasını çevirdi. Kafasını "evet" anlamında aşağı, yukarı salladı. Yüzünde mutsuz bir yüz ifadesi vardı. Bas baya belli somurtuyordu. Horoz kafalının teki bu kadar önemli miydi cidden?
Hinata sanki "biliyordum!" dercesine kıkırdadı. Fakat uzun sürmeden -arkadaşının da haline üzüldüğünden- hemen kesti. İki elini çapraz biçimde birbirlerine doladığında, kollarından birini kendi çenesini kavrayacak pozisyona soktu. Düşündü, düşündü ve daha çok düşündü. O sırada zilin çalmasıyla Hinatanın arkasında oluşan gürültülü kalabalık sanırım Hinataya ilham vermiş olmalı ki portakal saçlı çocuğun gözleri parıldadı. İki elini de belinin hizasına düz bir şekilde yerleştirip Kenmanın olduğu tarafa biraz daha yaklaştığında, Kenmanın kolunu tek eliyle kavradı. Konuşmaya heyecanlı bir şekilde atıldı;
"Hadi o zaman barıştıralım sizi!"
Kenma umutsuzca iç çekti. Sevinçli arkadaşına cevap verdi.
"Boşa uğraşa gerek yok. Bunu kabullenmeliyim."
"Eğer istediğini yapmak için çabalamazsan zaten gerçekleşmez salak!"
Hinata şakasına Kenmanın kafasına bi tane geçirdiğinde. İstemeden sert vurmuş olmalı- Kenma inleyerek geriye savruldu. Eliyle Hinatanın kafasındaki vurduğu yeri tutup ovalıyordu.
"Az sakin ol öküz!"
Hinata anlık gelen sıçma isteğiyle gergince kıkırdadı. Ardından artık tehlikeli bir yer olarak gözükecekki sınıftan topuklarını basa, basa dışarıya koştu. Sınıfta ise sinirle oflayıp puflayan bir Kenma kalmıştı.
Sarışın olduğunu söylemek yürek isteyecek bu çocukta, tek elini sıraya dayayıp destek alarak yavaşça kalktı. Kafasını etrafta çevirerek dolaştırdığında kimsenin olmadığı Tenha bir sınıftan başka birşey değildi. Tahtaya baktığında pırıl pırıldı. Sanki hiçbir zaman kullanılmamış gibiydi. Kenma kapıya doğru ilerledi. Hafifçe kapı kolunu kavrayıp yana doğru baskı uygulayarak çevirdi. Ardından ileri doğru iterek sonuna kadar açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genshin girek mi//Kuroken
ChickLitÇok fazla genshin impactle alakalı muhabbet kullanmıyorum herkes anlasın diye Kuroken #1 | 10/06/2023✶