3

81 13 17
                                    

Jisung dan

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavan ile karşılaştım. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde bir komodin ve onun üzerinde olan telefonumu gördüm.

Kafamı sol tarafıma çevirdiğimde ise uyuyan Seugmin ın omzuna başını yaslamış uyuyan bir Felix gördüm.

Onları uyandırmak için hareket edecektim ki bi ses duydum

"Han Jisung sensin değil mi? " Bana seslenen kişiye baktığımda revirdeki hemşireler den biri olduğunu gördüm.

"Evet benim." dedim ve hemşirenin elindeki ilaçlara baktım.

"Jisung lütfen bu ilaçları günde 1 kere iç herhangi bir ağrın veya acın olursa dindirecek tır. " dedi ve ilaçları bana uzattı.

Ben ise teşekkür ederek ilaçları hemşirenin elinden aldım.

"Eee şey sizden bi ricada bulunabilir miyim? " diye sordum. Hemşire ise"Tabii ki elimden gelirse seve seve yardım ederim. " dedi.

"Arkadaşlarımı uyandırabilir misiniz biraz ağrım var da. " dedim.

Hemşire ise yüzündeki hafif tebessüm ile Seugmin ve Felix i dürterek uyandırdı.

" Hadi ama uykucular ben bile uyandım siz hâlâ uyuyorsunuz. Özellikle sen Seugmin bide en zekimiz olacaksın. " diyerek söylendiğim sırada Seugmin "Jisungcuğum canım benim o kadar zamandır uyuyorsun ki bizim de içimiz geçmiş haklı olarak. " Seugmin bunları söyledikten sonra kaşlarımı hafifçe çattım.

"Ne demek o kadar saat ben kaç saattir uyuyorum ki? " diye sordum. Felix ise " Şuan saate bakıyorum veee tam olarak son dersimizin son 4 veya 5. dakikalarındayız yani eğer kalkmazsan yaklaşık 9 saat boyunca uyumuş olacaksın. " dedi.

Ben Felix ın söylediklerini dinlerken bi anda yerimden fırlamıştım. Hemen hazırlanıp eve gitmek istiyordum. Hazırlanmam sırasında olan sessizliği Seugmin bozdu " Moralinizi bozmak istemem ama Jeongin den aldığım bilgilere göre yeni matematik öğretmeni gelmiş. " dedi.

"Ya hayır ben istemiyorum öğretmen falan zaten diğerini göndermek için neler çektik bi de bu hocayı göndermeye çalışıcaz ya offf. " diyerek çıkıştığım sırada okulun son dersinin de bitiş zili çaldı.

Hemen giriş katta olduğumız için zil çalar çalmaz kendimizi dışarı attık. Çantamı sağolsun canım arkadaşlarım toplayıp getirmişlerdi.

Eve dönüş yolunda ben eve biraz daha geç gitmek istediğim için Seugmin ve Felix ten ayrılarak evimin hemen iki sokak aşağısında olan parka gittim.

Parka girip çantamı boş bir bank ın üzerine koydum. Çantamın hemen yanına kendim de oturdum.

Çantama elimi atarak kulaklıklarımı çıkarıp telefonuma taktım. Müzik dinleme uygulamalarımdan birine girip playlisti m'den rastgele bir şarkı açıp dinlemeye başladım.

Bir yandan karanlık parkın manzarası bir yandan da ruhuma gıda olan müzik...
Çok huzur vericiydi. Bir anlığına tüm yaşadığım kötü olayları unutmuş ve kendimi özgür bir kuş gibi hissetmiştim ama bu bir anlıktı....

Sol tarımda bir kıpırdanma hissettiğim an sol tarafıma doğru döndüm. Yanıma oturan kişi Yunan heykeli olarak adlandırdığım ve sanırsam bugün eski matematik öğretmenimizin odasının camında gördüğüm adamdı.

"Kusura bakma rahatsız etmedim umarım. " dedi karşımdaki Yunan Heykeli. Heykeller konuşabilir miydi ki.

"Yok tabii ki rahatsız etmediniz. " dedim karşılık olarak.

" İsmin Han Jisung sanırsam. " dedi.

"Evet ama ismimi nereden biliyorsjnuz? " diye sordum. O ise daha sorduğum sorunun cevabını vermeden koşar adımlarla uzaklaşmaya başladı.

" Tanıştığıma memnun oldum Jisung yakında nerden öğrendiğimi anlarsın. " dedi ve ortadan kayboldu.

Okuyan herkese teşekkür ediyorum. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin

Bir daha ki bölümde görüşmek üzereee

(K)Hocaların (K)Hocası (minsung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin