Xiao Zhan gözlerini açtığında çoktan sabah olmuştu. Dışarıda soğuk havadan kalma güneş vardı ve camdan yatağa doğru vuruyordu. Komidinın üstünde ki, saatte baktı Xiao Zhan ve saat dokuz olmuştu. Fazla uyumuştu Xiao Zhan. Bu durum Xiao Zhan için garipti, gece geç yatsa bile sabah en geç yedide kalkması gerekmekteydi.
Xiao Zhan'ın koynunda yatan küçük prenses, gözlerini aralamış Xiao Zhan'a bakıyordu. Xiao Zhan'a kollarını sarmış Leyam halinden çok memnun olduğu aşılardı.
Gülümsedi Xiao Zhan. Leyamla yattığı her vakit, uyku onu esiri altına alıyordu. Keza, hayatı boyunca hiç bu kadar rahat uyuduğunuda hatırlamıyordu Xiao Zhan. Bu durumdan bir o kadar memnundu. Bu küçük kız çocuğu hayatına girdiği dakikadan beri, her yer parlıyordu şuanda Leyamın Xiao Zhan'ın gözlerine küçük gözlerini hiç çekinti göstermeyip parlaması gibi.
Xiao Zhan bundan hiç şikayetçi değildi zira.
Xiao Zhan yataktan biraz doğruldu ve,"Prenses. Saat dokuz oldu. Acıkmadın mı?" Diye sordu Xiao Zhan, leyama tatlı bir ses tonuyla içinde şevkat akıyordu zira.
Bakışını hiç kesmedi Leyam ve hızla başını olumsuz anlamda salladı.
Gözlerini kıstı Xiao Zhan. Fazla uyuduğu için biraz şişmişti gözleri fakat umursamadı. "Leyam." Dedi Xiao Zhan ciddi ses tonuyla. Kaşları havalandı küçük prensesin bu tepki dinlediğine ve kulağı Xiao Zhanda olduğuna işaretti.
"Leyamcım. Konuşa biliyorken konuşmaman çok üzücü bir durum. Ben senin o güzel sesini duymak istiyorum." Dedi Xiao Zhan sesini üzgün ve yüzünü hayal kırıklığı göstererek. Biraz durduktan sonra, başını olumsuzca salladı leyam. Neden istemiyordu konuşmak? Sesi gerçekten çok güzeldi. Ne olmuştu da susmayı tercih etmişti küçük prenses? Hayat küçücük bünyeyi ne ile sınamıştı? Xiao Zhan merak ediyordu.
"Pekala. O zaman şöyle yapalım. Sadece benim yanımda konuş. Ben duyayım o güzel sesini sadece olur mu?" Dedi Xiao Zhan. Gözlerini küçük prensesin gözlerinden çekmeyerek ve, Xiao Zhan başını biraz eğerek oynattı kaşlarını ise eş zamanlı oynatmıştı. Bu bir ricaydı;'Lütfen.' Yalvarışıydı.
Gülümsedi küçük prenses ve başını olumlu yönde salladı. Aklına yatmıştı bu leyamın Xiao Zhan, ile konuşacaktı. O ne derse oydu. leyam onun koynunda olsun yeterdi. Leyamı bağrına bassın hiç mi hiç leyamdan, ayrılmasın yeterdi. Bırakmasın yeterdi. Ne isterse o olurdu.
"Aferin benim akıllı kızıma." Dedi Xiao Zhan leyamdan olumlu yönde hareket alınca saçlarının arasını öptü ve biraz daha sarıldı leyama. Leyam ise ondan mutlusu yoktu, kıkır kıkır kıkırdıyordu yatakta Xiao Zhan'ın, leyamı sevip koklaması ve sarması Leyamın gülmesine sebebiyetti.
Leyam, birazcık doğruldu ve konuşmayı pek telafuz edemiyordu fakat, anlaşılıyordu. "Banyo."Dedi bir anda. Xiao Zhan ise gülümseyerek."Banyo mu yapmak istiyorsun?" Diye teyit edercesine sordu. Başını salladı küçük prenses ve,"Ben banyo yapmak istiyoyum anne." Dedi fakat telaffuzları pek çarpık çurpuktu, Xiao Zhan anladığını beyan edercesine başını salladı.
Xiao Zhan keza, bir anlığına durdu. Leyam Xiao Zhan'a ikinci defa 'anne' cümlesini kullanıyordu. Xiao Zhan'a neden anne dediğini bilmiyordu? Lakin küçük prenses o kadar iştahla söylemişti ki, Xiao Zhan'a göre ağır bir cümleyi bozmak ve Leyamı hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.
Ne güzel 'anne' kılıfıyla taçlandırmıştı Xiao Zhan'ı Leyam. Xiao Zhan beceriksiz biriyken sanki Xiao Zhan'ı, dünya üzerinde eşi benzeri olmayan biriymiş gibi hissettirmesine sebep oluyordu. Leyamın ağzından çıkan bir söz, Xiao Zhan'ın kalbinin sesini duymaya ve o söz, karşısında kalbinin tekrar atmasına neden oluyordu. Sanki Xiao Zhan, nefes alamıyor gibi, fakat Leyamın ağzından çıkan söz ile Xiao Zhan'ın içinde ki, kalp delicesine atmaya ve nefes almasına müsaade ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakıcı | Yizhan
General FictionXiao Zhan zor bir durumdadır. Banka hesabı neredeyse bostur, isi yoktur ve ailesinin onun için sectigi işi reddettigi için kaçarcasına şehire yerleşmiştir. Zor durumda kaldığı için arkadaşı Ji Yang'ın iş teklifine balıklama atlar. Xiao Zhan ve Wang...