"Kalbim ağrıyor."
Genç çocuk, abisinin kolları arasında hıçkırarak ağlarken onların birbirlerine nasıl çaresizce baktıklarından habersizdi. Hajoon, kardeşinin alnına yapışmış olan saç tutamlarını çekti usulca. Ne yapacağını bilmiyordu.
Elindeki ilaç kutusu ve yarısı içilmiş suyla dolu bardakla ayakta dikilen Keeho kafasını çevirip annelerini arayan Yoongi'ye baktı. Anneleri ve babaları bir arkadaşlarını ziyaret etmek için şehir dışına çıktıklarında kimsenin aklına böyle bir ihtimal gelmemişti.
"Bir tane- Bir tane daha içeyim." Jungkook elini Keeho'ya doğru uzattığında alfa onay istercesine abisine baktı ancak Hajoon kafasını iki yana salladı.
"İki tane içtin zaten güzelim. Daha fazla içemezsin."
"Abi lütfen! Ölecek gibi hissediyorum. Hastaneye götürün o zaman beni."
Gerginlikle yutkunan alfa bileğindeki saate bir bakış attı. Güneş yeni doğmaya başlıyordu. Jungkook onları uyandırıp ağlayarak yere çöktüğünde üçü de şaşkınlığa uğramıştı.
İki saat arayla iki hap içmişti ama hiçbir etkisi olmamıştı. Tüm bedeni yanıyor, başı dönüyor ve Jungkook delirecek gibi hissediyordu.
"Alfa feromonu lazım." dedi Yoongi endişe dolu sesiyle. "Başka türlü sakinleşmez. İki haptan sonra hastane sakinleştirici de vuramaz."
"Bizim feromonlarımız?" diye sordu Keeho. Hajoon yine kafasını iki yana salladı ona.
"Biz abisiyiz, kurdu da farkında bunun. İstesek de kandıramayız."
Odada bir anlığına sessizlik oluştu ve sessiz mırıltılar çıkaran omega "Taehyung..." diye inildedi zorlukla. Üç abisinin de bakışları ona kaydı. "Taehyung'u istiyorum. Beni.... Beni ona götür!"
"Yoongi." dedi Hajoon sert sesiyle. "Taehyung'u ara. Hemen gelsin. Kokusunun olduğu kıyafetlerinden de getirsin."
Yoongi telefon görüşmesi yapmak üzere salondan çıkarken Keeho huysuz sesiyle "Ya Hyung..." diye homurdandı.
"Sus Keeho. Jungkook'un gözümün önünde acı çekmesine izin vermeyeceğim."
Bu uyarının ardından odada başka ses duyulmadı. Ara sıra Jungkook iç çekti, o kadar. Yaklaşık on dakika içinde Taehyung elindeki karton poşetle beraber kapıdaydı. Yoongi ona salonu gösterdi.
Alfanın kokusunu aldığı an kafasını kaldıran omega yaşlı gözlerle kollarını açtı ve beklediği gibi Taehyung ona sımsıkı sarıldı. Feromonları da vücudunu sardı aynı anda.
"Taehyung..." diye sızlandığında alfa sıcacık yanağına bir öpücük kondurdu. "Çok canım acıyor. Nefes alamadım. İyi ki geldin."
"Burdayım güzelim. Şimdi daha iyi misin?"
Hajoon koltuktan kalktı ikisine yer vermek için. Jungkook sarıldığı alfayı yanına çekti ve tüm bu temas ona yetersiz geldiği için bir de kucağına tırmandı. Yanağını onun yanağına sürttüğünde Taehyung yutkundu.
Keeho hâlâ huysuzdu. Yüzündeki sinirli ifadeyle bakıyordu bu görüntüye. Ancak abisi elini onun omzuna koydu ve "Odamdaki çekmeceden bir paket getir." dediği an alfa şoka uğradı.
"Ne? Kardeşimizle sevişsin diye mi çağırdın onu buraya?"
"Keeho sesini alçalt ve paket getir. İşime karışma benim."
Ne kadar sinirli ve huysuz olursa olsun abisine karşı gelemezdi. Bu yüzden gidip dediğini yaptı ve bir paket prezervatif getirdi istemeyerek de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meddle about ✓
FanfictionAskerden dönen Taehyung, korumacı üç abisine rağmen aşık olduğu omegayı, Jungkook'u tavlamak için elinden geleni yapacaktı. |texting&düzyazı| |alfatae&omegajeon|