8

11.1K 1.2K 380
                                    

Üzerimde kardan adam figürlü kazağım, kucakladığım kurabiye dolu saklama kabı ve Taehyung'a götürmek üzere bir poşete koyduğum kazakla beraber kısa sürede çok fazla yağıp her yeri beyazaya boyayan karların arasında yürüyordum.

Kutlamanın yapılacağı alan benim odamın camından da net bir şekilde görülen yan apartman ile bizimkinin arasındaki geniş bir alandı. Hem yağış olursa diye önlem de almışlardı. Upuzun bir masa ve oturma yerleri ayarlanmıştı. Gerçekten de organizasyon kusursuzdu.

Elleri montunun cebinde etrafı kontrol eden Taehyung görüş açıma girdiğinde birkaç saat önce mutfakta yaşadığımız yakınlık aklıma geldiği için istemsizce dudağımı ısırdım. O benim ilk öpücüğüm olacaktı. Daha önce hiç istemediğimden ya da fırsat bulmadığımdan değildi ama kimseyle öpüşmemiştim. Şimdi bir düşününce... İlklerin özel olması önemliydi tabii ki.

"Selam." diye mırıldanırken onun yanında durdum. Bir anlığına beni süzerken sırıttı.

"Hoş geldin yavrum."

Aniden açılan renkli ışıklarla bakışlarımı o tarafa çevirdiğimde daha önce fark etmediğim, muhtemelen devasa bir örtüyle kapatılmış olan şeyi görünce dudaklarım aralandı.

Çünkü bu tam da hayallerimdeki gibi bir yılbaşı ağacıydı!

Çenemde hissettiğim baskıyla ağzımın şaşkınlıktan açık kaldığını fark ettim. "Bu çok güzel!" diyerek ona döndüğümde resmen gözlerinin içi gülüyordu. Benim de ondan farksız olduğum söylenemezdi.

Ona sıkıca sarılarak teşekkür ettikten sonra koşuşturarak ağaca ilerledim. Eve alabileceğimizden çok daha büyüktü bu ağaç. Etrafına hediyeler koyulmuştu bile. Gülümseyerek renkli ışıkları ve üzerine asılmış olan süslemeleri inceledim.

Etraf yavaş yavaş kalabalıklaşıyordu. Mahalleli insanlar ellerinde yaptıkları çeşitli yiyeceklerle beraber masadaki yerini alıyordu. Saklama kabını hâlâ elimde tuttuğumu fark edip masaya koymak üzere ağacın yanından ayrıldım. Taehyung yanındaki bir alfayla sohbet ediyordu. Onların yanına gittim.

Alfa beni gördüğünde "Selam." diye mırıldandı. Onu birkaç kez daha görmüştüm Taehyung'un yanında. Namjoon'du sanırım adı.

"Merhaba." derken gülümsedim ona. Ardından saklama kabını masadaki diğer yiyeceklerin yanına bırakmak için harekete geçsem de Taehyung'un büyük elleri engelledi beni. Tek eliyle belimi tutarak beni anında kendisine doğru çevirdi.

"Benim kurabiyelerim onlar."

"Saçmalama Taehyung. Herkes yesin."

"Yemesin kimse. Yeterince yiyecek var. Onlar da benim olsun." Bir çocuk gibi somurtarak konuşması beni istemsizce güldürdü. Uzanıp onun yanağını sıktım.

Kurabiye konusunda oldukça ciddi olduğundan kabı benden aldı ve açıp yemeye başladı. Ne yaparsa yapsın ona asla kızamazdım. Bu yüzden ne kadar yakışıklı ve aynı zamanda tatlı olduğunu düşünerek onu izledim yalnızca.

Hava iyice kararırken Taehyung'un bahsettiği büyük ateş ve ışıklandırma yakılmıştı. Artık neredeyse herkes burdaydı. Başta Keeho olmak üzere hissettiğim keskin bakışlar yüzünden Taehyung'un yanından ayrılmıştım.

Jimin ve Wooyoung'un yanındaydım. Onların kazakları da çok güzeldi. Jimin'inkinde yılbaşı ağacı, Wooyoung'unkine ise Noel Baba vardı. Bence çok tatlı görünüyorduk.

Aklıma gelen şeyle poşetimi hatırladım. "Bir dakika." diyerek onların yanından ayrıldım ve biraz önce bulunduğum yere döndüm ama poşetim yoktu. Kaşlarımı çatarak etrafa baktım.

meddle about ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin