2. Bölüm "Yarışıcak olmamız kötü."

51 7 2
                                    

Tüm günümü Hanwoo, Jinsang ve Jung'la geçirdim. Yarın da iki takım arasında tanışma etkinliği gübü birley olucakmış. Şu ana kadar tanıştığım kişilerden, 3 kişiyle tanıştım ama olsun, en küçük olan Jung'du. Onla da aramızda 6 yaş var. Hanwoo 33, Jinsang 29, Jung'da 25 yaşında. Kendimi bebek gibi hissetmem normal mi?
En çok Jung'la konuştuk. Futbolcuymuş, tek yaşıyomuş falan...
Akşam 10'da birileri yatınca çoğu kişi yatdı. Bazı kızlar başkaları rahatsız olmasın diye tubalete gidip konuşmalarına devam ettiler. Bizde ilk Jung'la taş kağıt makas oynadık sonra da yattık. Sessizce ve aramızda 1 kişi varken başka ne yapabiliridik ki?
Sabah konuşma sesleriyle uyandım. Çok mu uyumuşum? Hayır, saat daha 8 buçuktu. Ama bahçrye açılan kapı açıktı ve birkaç kişi hariç herkes dışardaydı. Bende hızlıca yataktan kalktım ve dolabımdan kıyafetlerimi alıp giyinemk için tubalete gittim. Neyseki tuvaletker giyinemye uygundu, her kabinin kapısında askılar var. Üstümü değiştirip yüzümü yıkadım ve kıyafetlerimi dolaba koydum.
Dışarı çıktığımda herkes gruplaşmış ve bir kenarda oturuyordu. Sonra yanıma 3 tane kız geldi. Yaşıtım gibi değillerdi en az 28-30 yaşındalardır.
"Selam!"
"Çok güzelsin..."
"Bizimle takılsana."
Onlar ard arda konuşurken duvara yaslanıp oturan birini gördüm.
"Benim gitmem gerek. Üzgünüm, belki sonra..."
Gördüğüm kızın yanına gittim ve yanına oturdum.
"Selam."
"Selam. Sende mi kimseyle anlaşamadın?"
"Aslında direk senin yanına geldim. Adın ne?"
"Minji."
"Bence Chaewon."
Sonra aklıma takımalra ayrıldığımız geldi.
"Sen hangi takımdasın?"
"Mavi."
"Keşke aynı takımda olsaydık... Ben kırmızı takımdayım."
"Sorun olmaz. Yani benim için..."
"Benim içinde sorun olmaz. Kaç yşaındasın bu arada?"
"24."
"Ne?! 15-17 gibi duruyosun..."
"Sen kaç yaşındasın?"
"19."
Minji'yle saatlerce konuştuk. Sonra yanımıza Jung geldi.
"Selam."
"Selam, Minji'yle tanışmış mıydın?"
Jung Minji'ye baktı.
"Hayır. Selam ben Jung."
"Bende Minji."
Sonra ben araya girdim.
"Aranızda 1 yaş var."
Sonra Jung söze atladı.
"24 yaşında mısın?"
"Evet."
Minji'nin tek kalmiycağına sevinmiştim. Herkesle anlaşamadığını söylemişti ama Jung'la anlaştı. Sanırımım Jung herkes değil.
Sonra Jung'un dediği bir şey dikkatimi çekti.
"Yarışıcak olmamız kötü."
"Neden?"
"Arkadaşımla yarışıp yenmek istemiyorum."
Evet bence de Minji'yle yarışıcka olmamız kötü. Acaba kendi takımında hiç arkadaşı var mı?
Saatlerimizi sohbet ederek geçirdik. Ben Minji'yi bizim kaldığımız yeri oda beni onlarının kaldığı yerei gezdir. Herşey aynıydı. Sadece bizim dolapalrımız kırmızı onlarınki maviydi.
Minji'yle konuşurken tek başına pturcan birisi dikkatimi çekti. Tam Minji'ye söyleyip yanına gidicektim ki Hanwoo ve Jinsang ynaımıza geldi.
"Selam!"
"Selam."
Jinsang herzamanki gibi sakince konuşuyordu. Onlarla konuşurken zaman çabuk geçti ve tanışma etkinliği bitti. Güneş nerdeyse batmıştı. Sabeh 8'den beri hep sohbet ettik. Saat şu anda da akşam 8. Yemekten sonra direk yattım. Sohbet etmekten yoruldum. Yemeği bile zor yedim. Nasılsa yarın asıl zorluğa başliycaz.
Sabah daha güneş yeni yeni doğarken uyandım. Saat 6 olmak üzereydi. Benim gibi birkaç kişi daha uyanıktı. Zaten dün giydiklerim onlarla yatmama rağmen kirlenmrmiş ve kırışmamıştı. Üstümü değiştirme gereği duymadım. Zaten bugün kirlenirdi büyük ihtimal.
Saat altı olduğunda birkaç kişinin alarmı çaldı. O alarmlar da herkesi kaldırdı. Herkes hazırlanmaya başladı. Herkes hazırlanırken Jung yanıma geldi.
"Nasılsın?"
"İyi, neden sordun? Genelde günaydın derler."
"Dün yorgun görünüyodun."
"O konuşmaktandır. Bide biz Minji'yle dolaştık ta biraz."
"O zaman bugün seni yemektede göremeyiz."
"Niye?"
"Parkurda daha çok yorulursun."
Gülerek Jung'a baktım.
"Hadi sende hazırlan."
"Tamam..."
Jung'da hazırlanmaya başladı. Yarım saat falan sonra görevliler geldi. Bize birkaç açıklama yapıp parkur alanına götürdüler. İlk parkur için heyecanlıydım. İlk parkur ağaçlara yapılmıştı ama sahte ağaçlara. Yerden 20 metre faşan yüksekte yarış gibiydi. Takımlar yerlerine geçince de karşıdaki büyük ekranda kimin kiminle yarışıcağı yazıyodu. Ben Minji'yle yarışmak zorundaydım... İlk parkundan olmamalıydı ama yapıcak birşey yok. Artık yemek saatide olmiycaktı. Kazanan akşam pizza yiycekti kaybedene yemek yapmak için birkaç şey verilcekti. Su, makarna falan... Parkurun altınd güvenlik için ağ vardı. Ama bence olması normaldi sonuçta herhangi bi koruma falan takmıyoduk. Herkes sırayla yarışmaya başaldığında biz, Minji ve Jung, taş kağıt makas oynamakla meşguldük.
Sıra Jung'a geldiğinde az daha kaçırıcaktı.
Sıra bize gelmek üzereydi. Eğer ağlara düşersen karşı takım kazanmış sayılıyodu.
Sıra bize geldiğinde yerlerimizi aldık. Ve ben kendimi tuyamamdım.
"Umarım kazanırsın."
"Teşekkürler, umarım sende kazanırsın."
Birbirimüzin rakibiydik ama birbirimizin kazanmasını istiyoduk. Yarışmaya başladığımızda bizden önce yaeışanların nasıl yaptığını anlayamadım. Hızkı olduğumuz için parkurlar daha çok slalanıyodu. Buda işimizi zorlaştırıyodu. Bi ara az daha düşücektim. İpe sarılarak kurtuldum. Düşücek gibi olduğumda Jung "Hadi Chaewon, hadi Minji!" diye bizi destekliyordu. Sonra Hanwoo ve Jinsang'da bizi Jung gibi destekledi.
Bu turu ben kazandım. Ama saniye farkıyka. Minji çok iyi bir rakip. Çok hızlı ve dengeliydi... Sonra yine kendimi tutmadım.
"Çok iyi yarıştın."
"Teşekkürler, ama sen daha iyiydin."
Takımlarımızın ynaına gittik ve takımım beni tebriklerken karşı takımda yine onu gördüm. Tek başına diğerlerinden uzak bi köşede duruyodu.

Katil Kim? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin