"Hadi güzelim, çıkar üstünü."
Karşımdaki beden, söylediğim şeyin üstüne kalkıp kimonosunu çıkardı. Esmer teni açığa çıktığında ise ben sadece aval aval bakıyordum. Bu dünyada görüp görebileceğim en harika manzaraydı.
Bu beden benim gibi kıytırık bir ressamı hak etmiyordu. Elbette karşısına onu daha hoş çizecek çizerler çıkabilirdi. Zaten bizim bu ilişkimiz sadece resimden ibaret olsaydı çoktan başka birileri için soyunuyor olurdu. Sanat için yani.
Karşımda çıplak bir şekilde poz veriyordu ve poz verdiği yer, karım ve benim yatağımdı. Her gece "huzurla"ve rahatça yatıp uyuduğumuz yerdi. Boş kağıda ilk çizgiyi attım.
"Sence de yanlış değil mi, Minho? Kadıncağıza haksızlık ediyorsun."
"Ama sen...."
"Ondan bahsetmiyorum." diyip derin bir iç çekti. Neyden bahsettiğinin farkındaydım halbuki.
Birbirimizi resim kursunda tanımış olmamız, hayatın tesadüflerinden biriydi. Ancak hiç tanışmamış olsaydık hayatımızı daha dürüst sürdürebilirdik.
"Karın ne zaman gelecek?"
"Bilmem. Dört saate falan evde olur.", karım müzik kursuna gidiyordu ve saatlerce orada kalıyordu. Bir çeşit hobi gibiydi.
"Aman ben ölmediğim sürece karını hamile falan bırakma ha! Güvenmiyorum sana."
"Neden, karım değil mi o?"sadece dalga geçiyordum. Arada sırada da nefessizce kıkırdıyordum.
"Minho!"
"Hareket etme. Odaklanamıyorum. Karşımda sen varken zaten.... Jisung çok güzelsin! Her şeyin, her bir kıvrımın, hepsi benim."
"Öldür beni."
İkimizin de hayatı birbirimizden ibaretti, ama benim de bir karım vardı. Boşamak istiyordum bazen, ama bazen de seviyordum. Çok ahmakça olduğunun farkındaydım. Ama herkes kendi hayatıyla meşguldü ve ben arada kaynayıp gidenlerdendim.
Jisung ile birbirimize mektuplar yolluyorduk, geceleri buluşuyorduk. Karımla işte bu yüzden sayısızca kavga etmiştim.
Bazen ikimizin bir arkadaştan fazlası olduğumuzu söyleyip bana kızıyordu, ancak ikimizin de erkek olduğunu hatırlatıp bir şekilde bu tartışmaları sonlandırıyordum. Halbuki erkek olmamız en ufak bir sorun bile değildi bizim için. Cinsiyet, birini öpmeniz ya da onunla sevişmeniz için engel değildi. Ya da en basitinden birinin saçlarını okşamanız için de engel olmadığı gibi, bunlara da engel değildi.Aynı mahallede olmamıza rağmen sürekli mektuplar yolluyorduk. Ve sonra yakıyordum onları, karımdan gizlemek amacıyla.
Ne zaman ben o mektupları yaksam, aklıma, "Aldığı aşk mektuplarını yakarak banyosunu ısıtan bir adam varmış.", cümlesi geliyordu. Bir kez kitapta okumuştum, ondan sonra tek an bile aklımdan çıkmadı. Sonra ise o kitabı Jisung ile tekrar okumuştum.
"Ne kadar ironik değil mi? Eşinle yattığın yatakta benim çıplak resimlerimi çiziyorsun. Sanat için de olsa...."
----
Yine ben yine ilk bolumu kisa bir fic 😔 ama digerleri daha uzun olacak umarim 🤡🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
want so bad, minsung
Fanfiction"Eşinle yattığın yatakta benim çıplak resimlerimi çiziyorsun." ,,,,18/05/2024, jaws