TERAPİ

766 57 19
                                    


Psikoloji öyle tuhaf ve karmaşık bir olgudur ki insanı ayakta tutan yegane bir mekanizmadır.

insan ise bu olgunun içinde kaybolmuş bir labirente benzerdi. varoluşu gereği sorular ile cevap bulmaya ruhunda başlardı.

zaten ruhta psikoloji demekti. gözlerimi masanın üzerindeki mahkum dosyalarında  gezdirdiğimde müdür beyin onayı ile mahkumlar ile terapi seansları yapacaktım.

onları daha iyi bir şekilde anlamayı amaçlıyordum bu uygulama ile. mahkumların bulundukları psikolojik olarak onlara yardım etmek benim görevimdi.

görev aldığım her cezaevinde aynı prosedürü uygulardım. bazen onlar için bir arkadaş hatta bir arkadaştan öte bir kardeş abi olurdum.

bu benim fıtratıma veya kişisel benliğime ters düşse de yaptığım meslek doğrultusunda kendim tolere ediyordum.

sonuçta iyi bir iletişim her psikiyatrisin kullanması gereken mutlak ve zorunlu beceresidir.

yavaş yavaş liste de olan mahkumları dışardaki görevli gardiyan eşliğinde çağırdığımda yarım saat süre ile onlara konuşuyor dertlerini çözmeye onlara faydalı olmaya çalışıyordum.

osman karakurt.

yirmi beş yaşında madde satıcısı ve hırsızlıktan içeri girmişti.

ailesi yoktu. genç biriydi. bunu para kazanmak ve hayatta kalmak için yaptığını söylüyordu. üslubu rahattı.

sıradaki mahkum.

cihan yılmaz.

karısının onu aldattığını gördüğünde hemen karısını öldürmüş hem de aldattığı adamı öldürerek cezaevine girmişti.

karadenizli kırk beş yaşında yaşlı bir adamdı. kederli bir ruh haline sahipti.

elimden geldiğince onunla sohbet etmeye çalıştım.

ve bir sonraki mahkum diyerek yarım saat aralıklar ile devam ediyordum.

önümdeki dosyalar yavaş yavaş azalırken konuştuğum mahkumlar hakkında dosyalarına küçük küçük notlar alıyordum.

ve sıradaki mahkum.

beyazıt atabey.

içeri giren adama baktım. ilk dikeni çeken yine tek elindeki azınlık deri eldiveniydi tabi.

"buraya oturmam gerekiyor demi "diye konuşan adama baktım. yüzüme bakıyordu.

"evet buyurun "dediğimde elimle koltuğu gösterdim. dudakları minik tebessüme ev sahipliği yaparak koltuğa rahat bir tavır ile geçip oturdu. bacaklarını üst üste atarken kibar bir beyefendi değil de karizmatik bir duruş ile yapmıştı bunu.

gözleri gözlerimi bulduğunda siyah deri eldiven eli masamın üzerine yaslıydı kolu.

"öncelikle merhaba ben bu cezaevinin yeni psikoloğuyum sizi buraya çağırmamın sebebi "dediğimde sözümü kesen o oldu.

"ne öğrenmek istiyorsun "diye sorduğunda elimdeki kalemi dosyanın üzerine koyarak dirseklerimi masaya yasladım.

"bir şey öğrenmek istediğimi nerden anladınız "dediğimde bana bakıyordu cam ince gözlüklerinin ardından. karizmatik ve yakışıklı bir yüzü vardı. duruşu da öyle. ben ne diyordum ya.

"prosedürü bildiğim için tahmin etmesi zor olmasa gerek "dediğinde başımı sallayarak gözlerimi masadan çekerek ona çevirdim.

"sadece sohbet etmek istiyorum sizi daha doğrusu seni tanımak istiyorum "dediğimde gözlerime ek kaşını kaldırarak baktı.

"genellikle insanlar beni tanımak istemezler hatta bundan korkarlar "diye konuştuğunda ona anlamayan gözler ile baktım.

"neden "diye bir soru sordum. gözlerini benden ayırmadan adam gözlüğünü çıkartarak eldivenli eli ile tutarak bana baktı.

"çünkü beni tanımak demek canın yanar demek doktor "dediğinde yavaşça ayağa kalktı.

"umarım anladığını umuyorum doktor bey "diyen adam arkasını döndüğünde "ama ben yine de canımın yanmasını göz alıyorum beni reddedebilir misin "dedim. kapıdan çıkmak üzere iken adımları durdu. bekledim.

"bana bir kez bulaşırsan benden kurtulamazsın doktor bunu kabul ediyor musun "diye başını çevirerek bana baktığında sustum. cevap vermedim.

"bende öyle düşünmüştüm "dedi kapıdan çıkarak kapıyı kapattığında onun arkasından kafamdaki soru işaretler ile kalmıştım.

beyazıt atabey sen kimsin?


*****************************************************************

GİZEM HIMMMMM SEVERSİZ BOL YORUM YAPIP BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN MİLLET. ONA GÖRE. TAKİP ÖNEMLİ.





KODEX-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin