Sevdanın Rengi Bölüm 1
Doruk önündeki Ilgarın bara girmesini beklerken arkadaşını izledi. Ilgar bara girdiğinde arkadaşını takip etti. Çocuk bara girdiği zaman karşısındaki barmeiti gördü. Önündeki kişilerin içkilerini veriyor. Aynı zamanda asılanlara cevabını veriyordu.
Kızı izlerken kendisine seslenen arkadaşını gördü. Tek cevabı 'Hı' olmuş gözünü kızdan ayırmamıştı.
Kız çocuğa bakmamış gibi davranıyordu fakat çocuğun kendisini izlediğinden haberi vardı.
Kız kendisini izleyen çocuğa seslendi.
"Bir sorun mu var delikanlı ? "
Çocuk kızın önündeki tezgaha doğru ilerledi ve taburelerden birine oturdu.
"Bir tekila bir konyak"
Kız çocuğun yanındaki adama birasını verdi.
"Al bakalım Sergen. "
Ardından yanındaki çocuğa döndü. Çocuğa göz ucuyla baktıktan sonra arkasını döndü.
Doruk yanına gelmiş Egemene baktı. Önüne döndüğünde karşısında konyağı ve tekilası duruyordu. Tekilayı yanındaki arkadaşına doğru uzattı.
Arkadaşı Egemen gibi playboy olduğu söylenemezdi ama bakir de değildi Doruk. Fakat bu kız çok farklıydı. Masumdu en basitinden. Doruk kıza bakarak elindeki konyağın boğazını yakmasına izin verdi.
Anka çocuğun uzun süre kendisini izlemesinden rahatsız olmuştu. Yanındaki iş arkadaşı "Erkek değil mi ? Hepsi aynı nerede güzel kız görseler bakarlar takma." deyip göz kırptı.
"Asılsaydı yapıştırırdım. Sadece bu biraz değişik. Asılmıyor, sadece izliyor."
Kız kendisini güzel bulmuyordu. Anka sadece gözlerini severdi. Annesine benzetirdi gözlerini.
Doruk kızın yanındaki barmeitin ona birşeyler söylediğini gördü fakat takmadı. Acaba adı neydi kızın ? Egemen durumu çaktığında Ilgara dönüp "Havada aşk kokusu var" deyip güldü fakat Ilgar Egemeni hıhı deyip geçiştirmişti çünkü şu an kızlara bakıyordu. Birkaç saniye sonra Egemenin dediğini algıladı ve hızla Doruğa döndü. Ilgar Doruğa gülümsemişti fakat Doruk onları duymuyordu. Elindeki konyağın bittiğini fark edince 5 yaşındaki bir çocuğun elma şekerine heycanlandığı gibi heycanlanarak kıza doğru ilerledi.
Doruk kızın karşısına geldiğinde bir süre bakıştılar. Anka artık bu bakışmadan sıkılmıştı. Derin nefes vererek "Ne istediğini söyle delikanlı."
Doruk seni diye bağırmak istedi adeta. Fakat ağzından çıkan tek şey "B-b-bir bardak konyak" oldu.
Çocuk kendisine küfürler ediyordu içinden. Hem kekelediği için hemde istediklerini söyleyemediği için. Neden kekelemişti ki ? Aptal.
Anka çocuğun kekelemesine aldırmadı. Anka arkasını döndü ve kafasını içkilerin dolabına yasladı fakat müşterileri biraz daha bekletirse kovulacağı aklına gelince hemen çocuğun önüne konyak koydu. Her zamanki gibi büyük bir titizlikşe işine devam etti.
Ardından Doruk içkisini alıp Egemene doğru ilerledi. Egemen Ilgarı bulamadığı hakkında birşeyler söylediğinde Ilgarı aramaya başlamışlardı. Doruk pes edip Ilgara mesaj attı. Eve döneceklerdi.
Ankanın mesaisi bitmişti. Masanın altından mantosunu alıp kapıdan çıkarken o çocukla karşılaştı. Kız sinirlenmeye başlamıştı. Çocuğa saldırmamak için zor tutuyordu kendisini. Kafasını iki yana sallayıp arabasına bindi ve eve doğru tam gaz ilerlemeye başladı. Doruk ise kızın peşinden baka kalmıştı. Bir kaç saat öncesine kadar aşka inanmayan Doruk şu an adını dahi bilmediği bir kıza aşık olmuştu.
Kızın gitmesinin ardından Doruk sahil kenarına yol almıştı.
Sahil kenarına geldiğinde çocuk ayakkabılarını çıkarmış bagajın arkasına ilerlemişti. Bagajın arkasında bir şişe konyak bulduğunda deniz kenarına doğru ilerledi. Denize beline kadar girdiğinde kafasınıda sokmuş, ardından ise dalmıştı.
Çocuk ıslandığından emin olduktan sonra denizden çıkıp kumların üzerine kendini sırtüstü bırakmıştı. Elindeki konyağı güç bela açıp aklındakileri silmeye and içercesine içmeye başlamıştı.***
Kız anahtarı portmantoya asıp ilerledi. Rahatlamaya ihtiyacı vardı. Dolaptan bir içki çıkardı. İçkiyi ve anahtarları alıp dışarı çıktı. Anahtarı arka cebine sıkıştırdı ve adımlarını atmaya başladı.
Kız ilerlerken sahilde rahatlamak için can atıyordu. Telefonunu çıkartıp Fırat Tanışın muhteşem sesini dinlemeye başladı.
Kız sahile geldiğinde içkiyi daha sıkı kavradı. Denize girdi. İyice ıslandıktan emin olduktan sonra içkisine doğru ilerledi. Kumların üstüne sırt üstü bıraktı kendini. İçkiyi alıp bağıra bağıra şarkı söylemeye başlamıştı. İnsanlar umurunda değildi. Kızın sesi güzeldi halbuki.
Yanında bir ses duymaya başladı. Kızın şarkısına eşlik ediyordu çocuk. Bağıra bağıra şarkı söylüyorlardı. Hızlı bir şarkı da değildi oysa. Çok anlamlı bir şarkıydı kız için. Çocuk için de öyle olduğunu bilmiyordu ki. Ne biliyordu ki çocuk hakkında ? Sadece konyak içtiğini. Bunu elindeki şişeden ve barda sipariş ettiğinden anlayabilirdiniz.
Çocuk bir kez daha aşık olmuştu kıza...şarkı bitince " Doruk " dedi kıza elini uzatıp ama kız elini tutmadan "Anka " dedi ve kayalıkların üzerine oturdu
Çocukla kız şarkıdan şarkıya atlıyor bağıra bağıra şarkı söylüyorlardı. Arada görenin deli bunlar diyeceği kahkahalar atıyorlardı fakat kimse bilmiyordu ne sarhoş ne de delilerdi. Onlar sevdanın sillesini yaşamışlardı.
Kız çakırkeyif olduğundan ayılmak istemişti. Suya atlamaya karar verdiğinde çocuğuda aşağı çekti. Biraz eğlenmek istemiş, çocuğuda çekmişti denize.Kız çocuğun gömleğini tutup suya çekti. İkiside suyun altında kalmışlar, birbirlerine bakıyorlardı. Doruk kızı bir anda çekmiş, kıza sarılmıştı. Kız çocuğu ittirmiş tokat atmaya çalışmıştı fakat suyun ağırlığı yüzünden yapamamıştı. Çocuk gülmeye başlayınca boğazına su kaçmıştı. Kız çocuğu tutup yukarı çektiğinde kayalıkların yanındaki kumlara yatırdı.
Çocuğun bilinci açıktı. Kızın suni tenefüs yapacağını sanarken kız çocuğun bilmediği bir teknik yaptığında çocuk hayal kırıklığına uğramıştı.
"Kalk lan hadi"
Çocuk kalkmış kızı izliyordu. Kız ise telefonunu çıkarmış şarkı açıyordu. Mabel Matizin Gel şarkısını görünce aşağı kaydırmayı bıraktı ve şarkının üstüne tıkladı. Şarkı çalmaya başladığında kız kumların üstündeki içkiye uzandı ve acı sıvının boğazındaki etkisini hissetti. Ardından şarkının bütün sözlerini ezberlemişçesine söylemeye başladı. Çocuk kıza eşlik ederken kız kalkmış kapısı açık olan arabanın içindeki gitarı almış, eski yerine oturmuştu. Gitarı çalmaya başladığında yine Fırat Tanışın muhteşem sesiyle seslendirdiği şarkısı Yani başlamıştı bile. Kız gitarıyla eşlik etmeye başlamıştı muhteşem sese.
Daha doğrusu gitarı denemezdi. Doruğun gitarıydı bu. Doruk hiç kimseye dokundurmadığı gitarı 'hamburger'i kızım dokunmasına izin vermişti. Evet, gitarın adını hamburger koymuştu Doruk.
Çok severdi hamburger yemeyi çünkü . Kız şarkı söylemeye, çalmaya devam ederken Doruk hayattan soyutlanmış bir kızı izliyordu. Kızı buruk bir gülümsemeyle izliyordu.
Çocuk kızı izlerken kızın telefonu çaldı ama kız sessize alıp şarkısına devam etti fakat ısrarla çaldığında çocuk kimin aradığını merak ederek baktı.
Aşkım ❤️ arıyor ...
"Şey..." Doruk buruk bir gülümsemeyle saçlarını karıştırdı. "sanırım sevgilin arıyor"
Kız acı bir kahkaha attı. "Ölüyken arayabilieceğini sanmıyorum. Kardeşim arıyor."
Çocuk; şaşkınlık, rahatlık daha çok üzüntüyle kıza baktı.
"Hay''Çocuk ellerini saçlarına geçirdi.
''Pot kırdım sanırım... Üzgünüm. "
Kız cevap vermeden şarkısına devam etti.
Anka'nın içinde fırtınalar kopuyordu. Onu özlemişti, belki hala aşıktı. Belki de hissettiği vicdan azabıydı. Haykırarak ağlamak istiyordu kız. Neden öldüğünü bağıra bağıra sormak istiyordu. Neden intihar ettiğini ? Boğazındaki yumruyu gidermek istercesine bir yudum aldu içkisinden. Hiç bir şeyi değiştirmemişti ama ...
Kız içki şişesini yere bırakıp şarkıyı değiştirdi. Teoman'ın o güzel sesini duyduğunda gitarı eline aldığında İstanbul şarkısına hem gitar, hem de sesiyle eşlik etmeye başladı.
Kız ağlamaya başlamıştı. Gitarı elinden yanına bıraktı. Telefonunu alıp denize attığında bağırmaya başlamıştı.
"Neden lan? Neden? Neden bıraktın lan. O bıçağı da, senide, uyuşturucuyu da, içkiyi de... "
Kız devam edemedi. Çocuk kızı tutup göğüsüne bastırdı.
"Tamam" dedi. "Tamam, ağla... Ağla ve içini dök. Ben buradayım.. Kardeşin burada. Barmeit arkadaşın burada... Yanındayız... Şşş. Tamam. "
Kız güvenemedi çocuğa ama başka çaresi de yoktu. Sanırım biraz rahatlamaya ihtiyacı vardı. 3 yıllık birikimini dökmüştü kız haykırarak ağlayınca.
"Rahatlıycaksan, anlat. Anlatabilirsin. "
Kız güvendi çocuğa. Güvendi dibine kadar. Anlatmaya başladı.
"3"
Kız burnunu çekti.
"3 yıl önceydi. Kavga etmiştik. Onu orda bırakıp gitmiştim. Çok sinirlenmiştim ona. 2 gün hiç aramamıştım onu. O da beni aramamıştı. Bir gün abisi aradı beni. 2 gündür kayıp olduğunu, nerede olduğunu bilmediklerini söylüyorlar; bulabilir miyim diye bana soruyorlardı.
Hiç endişelenmemiştim o gün. Ardından annesinin mezarına gittim. Ordaydı.
Yanında 7 boş bira şişesi, elinde 1 bira şişesi daha fakat sadece bir bira şişesi değildi. Yanında uyuşturucu poşeti de vardı. Fakat sadece bu kadarla kalmamıştı. Bir bıçak vardı. Tam kalbinde. Birde mektup. "
Kız devam edemiyordu. Anlatamıyordu derdini. Ağlaması sesini kesiyordu.Sustu. Devam etmedi. Öylece kalbindeki kocaman yarayla sustu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdanın Rengi
Novela JuvenilKız, gelen seslerle salona doğru ilerledi. Salona adımını attığında belindeki silahı adama doğrulttu. "Sen... Sen ölüm nedir bilir misin ? Kaçıştır. Hayatın aksi yönüne depar, hayatın renklerine isyandır ölüm. "Lunaparklara..." Kız yutkundu. "Lol...