-11-

99 13 40
                                    

"Anne, çöreklerin çok güzel kokuyor."
Sasuke koşa koşa mutfağa girmişti. Minik elleriyle henüz fırından yeni çıkmış çörekleri kavradı. Tombul parmakları yanınca hemen geri çekti.

"Sabırlı ol oğlum, hala çok sıcak."
Minik Sasuke kaşlarını çatıp yanaklarını sıkıntıyla şişirerek olduğu yere oturdu. Kollarını kavuşturup her zaman yaptığı gibi annesine soru sordu.

"Ne diye bekleyecekmişim anne? Şimdi acıktım, şimdi yemek istiyorum!"

Annesi şefkatle oğlunun yanına geldi, eğilip başını okşadı.
"Çörekler çok sıcak olduğu için ellerin yanıyor değil mi bir tanem? Eğer gerçekten istiyorsan, artık canını yakmayacağına emin olana kadar beklemen gerek. Ayrıca..."

Küçük Sasuke annesini büyük ilgiyle dinledi. Annesi de anlatmaya devam etti. Annesi konuştukça sesine yabancı, çirkin bir ses karıştı. Sasuke'nin okul alarmının sesi.

Sasuke'nin Ağzından

Her zamanki rüyamın her zamanki şekilde bölünmesiyle lekeli ve yer yer boyaları soyulmuş duvara bakan yatağımda doğruldum. Duvarın önünde asılı olan aynaya bakıp parmaklarımla saçlarımı geriye taradım. Tuvalete doğru sallanarak yürürken aşağıdan gelen kızarmış ekmek kokularını aldım. Bu kokuya taze yeşillik kokuları da eşlik edince İtachi'nin yine diyet yemeklerinden yaptığını anladım. Eğer şimdi annem olsaydı güzelim çöreklerin yanında sucuk bile yerdik. İşimi halledip yüzümü yıkadıktan sonra otlanmak üzere sofraya geçtim.

"Anlat bakalım Sasuke, okuldakilerle aran daha iyi mi?"

"Normal" dedim ağzıma bir tutam dereotunu sıkıştırırken.

"Neden arkadaşlarını bize çağırmıyorsun? Sasuke, Allah aşkına bu eve niye kız falan atmıyorsun ya? Genç adamsın, parti falan verin bir şey yapın. Ölmüşsün de üstüne toprak atan yok. Kaç kere konuştuk bunları? Bak sana zarar verir bu derece yalnızlık."

"Bunu gerçekten istiyorsan, artık canımı yakmayacağına emin olana kadar bekleyeceğim."

Abimin suratıma attığı anlamsız bakışları görünce kendimi açıklama ihtiyacı hissettim.
"Yani demek istiyorum ki... Abi beni neden anlamaya çalışmıyorsun? Annem ve babamın yaşattığını tekrar yaşamak istemiyorum. Ebeveynlik taslamak yerine kendi hayatınla ilgilensen nasıl olur?"

Sesim bariz yükselmişti. Abimin duyduklarına üzüldüğü de çok açıktı. Günden güne daha az konuşuyor, bazen aynı evde sofraya bile beraber oturmuyorduk. İşte bu yüzden çok çekiniyor, hatta korkuyordum. Kim bilir belki senelerce tüm kâhrımı çeken abimi bile kaybediyordum.

Yakın bir arkadaşın seninle yıllarca kalacağının garantisi yoktu. Bir kız arkadaş ise daha da kötüsüydü. Daha çok acı verir, daha çok yıkardı. Fakat insan bir şeye bağlanmadan yapamıyordu. Hayatında kendini adadığı bir şey yoksa üstüne değerini gösteren baskılar yapılmamış kağıt para gibi olurdu. Bu yüzden, basketbol formam ve ayakkabılarımı da yanıma alıp evden çıktım.

Normal bir zaman olsaydı, hızlı adımlarla okula giderdim. Fakat bugün ters yöne yürüyordum çünkü yanımda güvende olacağına inandığım biri vardı. Aslında geçen günkü tartışmadan sonra beliren Sakura'yı koruyup kollama isteğim biraz önce anlattığım tüm hayat prensiplerime aykırıydı. Fakat ona bir süre kıyak geçebilirdim.

"Evinin önündeyim Sakura"

Mesajı yolladıktan sonra ellerimi cebime koyup beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra evden koşarak çıkan Sakura karşımda belirdi.

"Seni bu kadar erken beklemiyordum Sasuke. Yani, aslında ben senin gelmeni hiç beklemiyordum. Dün akşam çok geç saatte yazmışsın geleceğini, görmemişim."

Sakura heyecanlı bir sesle konuşurken gülümsemeden edemedim.
"Sana da günaydın Sakura. Sasori'ye asla güvenmiyorum mesajda da dediğim gibi, dün bir şekilde sorumluluğuma girdin işte. Gidelim mi?"

Bir süre sessizce yürüdükten sonra Sakura minik bir kahvecinin önünde yavaşladı.

"Sasuke, saat henüz çok erken. Kahve alıp öyle yürüyelim mi?"

Kahveleri aldıktan sonra sohbetimiz derinleşti. Artık daha yavaş ama daha zevkle yürüyorduk. Bir ara Sakura'ya ailesini soracak oldum ama aynı soruyu o da sorarsa diye çekindim. Fakat Sakura zihnimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

"Ee, senin ailen ne iş yapıyor Sasuke?"

Yutkunarak konuşmaya başladım.
"Öldüler."

Sakura'nım adımları duracak kadar yavaşladı. "Fakat, okuldaki herkes yurt dışında çalıştıklarını söylüyordu. Naruto bile!"

Sakura'nın verdiği tepkiyle beni araştırdığı için gülsem mi yoksa ona gerçeği söylediğim için kendime mi kızsam bilememiştim. Omuz silkmekle yitindim.

"Abin çalışıyor mu?" Sakura'nın sesi artık daha da çekingen geliyordu.

"Abim olduğunu da öğrendin demek." Ortamı yumuşatmak için alaycı bir ses tonuyla sordum. Sakura kızarıp susunca ben de konuşmaya devam ettim.

"Abim diş doktoru. Senin ailen neler yapıyor?"

"Ailem yurt dışında çalışıyor. Sürekli ülke değiştiriyorlar. Sadece temmuz ve ağustos aylarında buradalar. Benden başka çocukları da yok zaten."

Havadan sudan sohbet ederken okula geldiğimizi fark ettim. İlk defa biriyle muhabbet etmek bu kadar rahatlatıcı hissettirmişti. İsterseniz geçmiş travmalar isterseniz mizacın getirdiği güvensizlik diyin, kimseyle konuşurken rahat hissedemesem de bu kız bana sonsuz güven veriyordu. Belki onu bir yandan bana muhtaç gördüğüm içindi. Belki de ne kadar saf biri olduğunu bildiğindendi. Belki de aylardır benden hoşlandığındandır. Bilmediğimi düşünmüyordunuz sanırım. Biri sizin sahada geçirdiğiniz tüm zamanda sizi izliyorsa, sizin yanınızda utancından nefes almayı unutuyorsa, sizi seven diğer insanlara fazlaca kabaysa siz de anlarsınız. Kim hoşlanmadığı birine kırmızı bir atkı örer sonuçta? Kim aşık olmadığı biri için hediyesini çaldı diye yıllık arkadaşlarından vaz geçerdi ki?

"Sakura..."
Bir anda omzunu kavramamla irkildi.
"... teşekkür ederim."

"Neden?"

"Ördüğün atkı için."

Sakura'nın kocaman açılan gözleri ve yavaşça aralanan ağzı arasından "ne" kelimesini zar zor duyabilmiştim.

°°°°°°°°°

HEYYOO NASİLSİNİİZZ

ilk defa Sasuke'nin tarafından bakiyoruz... yazmasi baya zevkliydi aslinda farklılık oldu

fark ettiniz mi bilmiyorum ama hikayenin bitmesine epey az kaldi😓
neyseki devam kitabi cikarmayi düşünüyorum!

Bİ DE NOEL OZEL BOLUM ATARIZ OOHH

last christmas without you | | sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin