Önümdeki kitabın sayfalarını çevirip duruyordum.
"Dünyadan Jennie'ye.." Hyeseon'un elini gözümün önünde sallamasıyla bakışlarımı kitaptan çektim. "Sen iyice dağıldın kızım, ne oluyor?"
Hyeseon benim üniversiteden arkadaşımdı. Beraber okulun içindeki bi kafede oturuyorduk.
"Dalmışım ya, şu sıralar işler çok yoğun. Biliyorsun babam şirkette çalıştırıyor beni." Hyeseon gülümsedi. "Çok şanslısın, bir de şikayet ediyorsun. İnsanlar babanın şirketinde staj yapabilmek için sıraya giriyor." Yüzümü ekşittim. "Ben olsam beklemezdim, çalışmak bana göre değil."Dün gece yaşananlardan sonra kafamın içi darmadağındı. Taehyung pisliği resmen beni tahrik etmek için odama kadar gelmişti. Eve rahatça girmiş olması bile beni tedirgin ediyordu. Sandığımdan daha tehlikeli biriydi. Uyuşturucu partileri verecek kadar illegaldi ve koruma yığınını aşıp bir şekilde eve girmişti.
Dün gece yaşananları grupla paylaşmayacaktım. Asla onaylamayacaklarını ve bana nasıl kızacaklarını az çok tahmin edebiliyordum. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacaktı ve kimse bilmeyecekti.
"Bak yine gittin ya, alo?" Hyeseon kolumu dürttüğünde tekrar kendime geldim. Gerçekten kafam kazan gibiydi ve hiçbir şeye odaklanamıyordum. "Sanırım biraz dinlensem iyi olacak." Masadaki eşyalarımı çantama koyup ayağa kalktım. "Sonra görüşürüz." diyip çantamı omzuma taktım.
Kampüsten çıkar çıkmaz arabama binip grup evine gittim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. "Kimse var mı?" diyerek salona geçtim.
Kendimi koltuğa bıraktığımda Yoongi mutfaktan çıkıp karşıma geçti. "Hoş geldin." Tekli koltuğa oturup arkasına yaslandı. "Hoş buldum." Kafamı geriye yaslayıp esnemeye çalıştım. "Yorgun görünüyorsun." Derin bir nefes aldım. "Çok yoğunum şu aralar."
"Dinlen biraz, akşama iş var." dediğinde kafamı kaldırdım. "Ne işi?" diye sordum merakla. "Soyguna çıkacağız." dediğinde kaşlarımı çattım. "Bunu şimdi mi söylüyorsun? Ne ara planladınız!?" diye çıkıştım.
"Dün gece ayarladık. Seni aradık ama cevap vermedin." Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. "Ee anlat bari, nereye gidiyoruz?" Uzun zamandır onlarla birlikte soyguna çıkmıyordum.
"Gazinoya gideceğiz." dediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım. "Ne gazinosu be? Bu bölgede gazino yok ki." diye cevap verdiğim sırada Yoongi sırıttı. "Ohoo, dünyadan haberin yok. Bu gece açılış var. Suzy'nin illegal işler yapan arkadaşı var. O haber verdi. Yaşlı züppeler olacak. Lisa ve senlik iş."
"Ne yapacağız ki? Hem gazinoya gittiğimiz ortaya çıkarsa babam beni mahveder." Yoongi kışkırtıcı bir ses tonuyla cevap verdi. "Sen ne zamandan beri babandan korkar oldun?"
Beni nasıl ve nereden vuracağını iyi biliyordu. Ben her zaman kendine güvenen korkusuz biri olmuştum. Babamla bu yüzden defalarca kavga etmeme rağmen kendi bildiğimi okumaya devam ediyordum. Kimseye boğun eğmezdim ve her zaman benim dediğim olurdu.
"İtibarımızı koruyorum sadece, korkmak değil." dedikten sonra göz devirdim. "İyi, öyle olsun." diyip ayağa kalktı. "Nereye gidiyorsun?"
Bana dönüp sırıtmaya başladı. "Kalayım mı?" Tekrar göz devirdim ve kenardan yastık alıp kafasına fırlattım. Yastığı havada yakalayıp bana doğru gelmeye başladı. Elimi kendime siper ederken Yoongi üzerime eğilip yastığı kafama geçirecekken onu ittim. "Fena olur bak, git."
Birbirimize sataşırken üzerime düştü. "Gitmem." derken bakışları dudaklarıma kaymıştı. Kollarını iki yana yaslayıp beni arasına aldığından hareket edemiyordum. "Çık üstümden, saçmalama." diye karşı çıktığım sırada Lisa ve Mingyu içeri girdi. "Noluyor lan? Yanlış zamanda geldik galiba." Yoongi üstümdeydi ve yanlış anlaşılmaya çok müsaitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stealer
FanfictionJennie soygun için evine gittiği genç adamın, babasının yeni iş ortağının oğlu Kim Taehyung olduğunu ertesi günü çıkılacak iş yemeğinde öğrenecekti. Bu sürpriz karşılaşma sadece iş ilişkilerini değil, Jennie'nin hayatını da tamamen değiştirecekti. T...