Sabahın ilk ışıkları odanın penceresinden girip gözlerime ulaşıp sızlattığında zar zor uyanabilmiştim.Büyük bir güç harcayıp kalktığımda gözüm duvardaki saate takıldı.
Ah harika(!)Saat tam tamına on ikiydi.Ben de daha sabahın ilk ışıklarından bahsedeyim.Zeki ben?
Yataktan,ilk uyandığımın aksine şimşek hızıyla kalktım.Yüzümü yıkadıktan sonra dolabımdan siyah eteğimi bir hışımla çıkarıp giydikten sonra dolaptaki beyaz gömleğimi de giydim.Aynadan kendime baktığımda beyaz gömleğimin altından içimdeki siyah sütyen gözüküyordu.Eteğimde dar olduğundan ve normal insanlara göre de daha çıkık kalçalı olduğumdan oldukça seksi gözüküyordum.
Olmazsa olmazlarım arasında olan kırmızı ve bordo rujum masanın üstünden bana sırıtıyorlardı.Bordo olanı alıp erkeklerin dolgun olduğunu söylediği dudaklarıma sürdüm.Makyaj yapmayı o kadar da sevmediğim için(?)bu kadarın yeterli olduğunu düşünüp çantamı da alıp hemen odadan çıktım.
En yakın zamanda kendi evime çıkmalıydım.Yoksa kazandığım tüm paralar buraya gidecekti.Koşar adımlarla asansöre bindiğimde içeride şu geçen günki çarpıştığım sanırsam burada çalışan görevli çocuk vardı.Galiba adı da Mert'ti yok yok Can mıydı?Hah!Berk'ti.Berbat bir hafızamın olduğunu söylemiş miydim?Söylemediysem de şimdi söylemiş bulundum işte.
Çocuk bana bakıp gülümsediğin bende ona karşılık verdim.Art bir niyeti olduğunu sanmıyordum.Azgın erkeklere göre daha çekingendi.O tür erkekler hiç çekinmeden sana sırıtır direk ne istediğini sana söylerlerdi.O yüzden bu çocukla konuşmakta veya bakışmakta bir sakınca göremiyordum.
Samimi olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümseyip "günaydın daha doğrusu tünaydın."dedim.
Asansör 1.kata geldiğinde ikimizde indik.
"Sanada tünaydın...adını söylemiş miydin?"dedi.Aslında geçen gün tanışmıştık diye hatırlıyordum ama galiba o hatırlayamamıştı.Bende onu bozmamak için oyuna devam ettim.
"Ah hayır söylemedim yani galiba"elimi uzatıp "Ben Gece"dedim.
"Ben de Berk"
'Biliyordum zaten cicim'demek istesemde demedim.Bizzat biri bana bunu dese bozulduğumu belli etmemek için 'kıt kafalı olduğunu düşündüğüm için öyle dedim'derdim.
"Görüşürüz o zaman"dediği sırada aklıma burada nerede ev bulabilirim?sorusu geldi.Ama zamanım olmadığı için bunu iş çıkışı gerçekleştirecektim.Tabi döneceğim bir işim olursa.
1⃣️1⃣️1⃣️
Şirkete vardığımda Uras'ın odada olmayışıyla derin bir nefes aldım.Tam masama oturacağım sırada odanın hemen yanındaki ofisten bir şeyin kırılma sesi gelmesiyle irkildim.Tekrar bir kırılma sesi geldiğinde merakla yan ofise doğru yürüdüm.Ofis camekanlıydı fakat stor perde olmasından dolayı içeriyi net göremezdiniz.Başımı cama yaslayıp stor perdenin açıkta bıraktığı yerden baktım.
İçerideki manzarayla gözlerim fal taşı gibi açıldı.İçimde çok küçük bir yerde en derinlerde küçücük bir sızı hissettim.Çünkü Uras bir kadınla öpüşmenin en tutkulusunu yaşıyordu.Açıkcası böyle bir şeyi burada yapmasına kırılmıştım.Gözlerime duvarlarımı çekip oradan uzaklaştım.Duvarlarımı genelde kötü durumlarda - üzgün,kırgın,öfkeli - olduğum zamanlarda kullanırdım.Mutluluğumu gizlemekle uğraşmazdım.Zaten genelde çok az mutlu olduğum zaman olurdu.
Kendi odama pardon odamıza!vardığımda direk masamın başına geçtim.Masamın üstündeki dosyaları alacağım sırada masanın üstündeki not dikkatimi çekti.
*Dosyaları incele ve çabuk rapor hazırla hemen!*
GAVAT
ODUN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ
RandomBeyazken siyaha dönüşmüş bedenini tam olarak beyaza dönüştüremeyeceğini bilse de griye dönüştürmek için uğraşacak olan bir kızın hikayesi. Ona en çok yardım edecek olan kişi ise ondan daha koyu gri olan bir kişi.
