1. Bölüm

190 11 9
                                    

Selamlar Kaleme aldığım bu hikayeyi beğeninize sunduğum için çok heyecanlıyım. Kurgusunun güçlü ve akıcı olduğuna inanıyorum. Karakterlerinin de okuması çok zevkli ve hayatın kendisinden birer parça olduğunu düşünüyorum. Yorumlarınızı ve yapıcı eleştirilerinizi bekliyor olacağım. İyi okumalar. 

Elleri işittiği rahatsız edici sesle kulaklarını bulduğunda gözleri de istemsizce kapanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elleri işittiği rahatsız edici sesle kulaklarını bulduğunda gözleri de istemsizce kapanmıştı. Bu eziyetin bitmesi için içinden dua ederken duran gözyaşları korkuyla tekrar akmaya başlamıştı. Aldığı nefes ile içine hava yerine duman doluyordu. Burnunu kapatmak istedi ama ellerini kulaklarından ayıramıyordu.

Biran önce bu durumdan kurtulmak için yalvarırken daha fazla bu dumana dayanamayıp öksürmeye başladı. Elini kulaklarından çekip ağzına götürdüğünde dizleri sert zeminle buluşmuştu. Dizlerinin acısıyla uzun süredir sımsıkı kapattığı gözleri açıldı. Daha fazla dayanamayıp kendini tamamen bırakınca soğuk zeminle buluşan vücudu titremeye başladı.

Duman gittikçe yoğun bir hal almıştı. Kapanmak üzere olan gözlerini yıldızlarla kaplı gökyüzüne dikti. Yıldızların parlaklığı kuyuyu kaplayan gri dumanı yarıp gözünü kamaştırıyordu. Elini uzatsa yakalayabileceği kadar yakındı ona yıldızlar.

Dumandan korunmak için ağzını kapattığı titreyen ellerinde güç kalmamıştı daha fazla. Ellerini yüzünden çekip son bir güçle yıldızlarla dolu gökyüzüne doğru uzattı. Sanki bir el çıkıp onu buradan kurtaracak gibiydi... Ama olmadı... Konuşmak bağırmak istedi ama sesi çıkmıyor, ağzı kıpırdamıyordu. Duman yoğun bir hal almıştı, hiçbir şey göremiyordu. Burnuna duman kokusuyla beraber nergis çiçeklerinin kokusu dolarken yardım bekleyen güçsüz kolları daha fazla dayanamayıp yerle buluştu. Gözleri kokusunu aldığı çiçeklerin varlığını arıyordu. Ama ağlamaktan şişmiş gözleri daha fazla dayanamadı kapanarak gri dumana teslim oldu.

Yağmur, aniden olduğu yerden fırlayan bedeniyle beraber gözlerini açtı. Gözleri açılır açılmaz, başucunda endişeyle onu süzen Bahar'ın gözlerini buldu. Derin bir nefes aldıktan sonra sıkıca avuçladığı yatak örtüsünü bıraktı. Ona uzatılan sudan bir yudum aldı. Yine aynı kabusu görmüştü. İnsanlar uyuduğunda dinlenip kalkarlardı o bütün enerjisi çekilmiş bir şekilde eziyet çekerek uyanıyordu.

"İyi misin Yağmur?" Bahar'ın sorusuna olumlu anlamda başını sallayıp yataktan kalktı. Bahar arkadaşını endişeli bir şekilde süzüyordu.
"Yine kabus mu gördün? Yine kuyu..." Bahar'ın endişe dolu sesini kapının zil sesi böldüğünde ikisi de bu saatte 'kim bu?' dercesine birbirine bakıp kapıya yöneldi.

Bahar, kapı deliğinden bakınca karşılaştığı kişiyle beraber şaşırıp "Hayret!" dedi. Üç kere kilitlediği kapı kilidini tek tek açıp kapıyı araladı. Aslı kapı açılır açılmaz "Günaydınnnnn..." diye bağırdı enerjik sesiyle elindeki simitleri göstererek. Karşılaştığı meraklı bakışları görmezden gelerek içeri girdi.

"Bu ne böyle kale kapısı mı bu? Kilidi aç aç bitiremediniz.." diye söylene söylene salona geçti. Yağmur Aslı'ya hak verip 'pimpirikli Bahar işte..' diye mırıldandı kendi kendine. Bahar ise onları umursamadı.

Kuyudaki NergislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin