Mavi gözler.

63 7 15
                                    

Her insanın keşkeleri vardır. İçinde sonuca bağlayamadığı.. Her keşkesi için farklı bir son çizer kendine gerçekleşmeyeceğini bile bile. Bazen kendi kafasında keşke böyle yapsaydım böyle olusaydı derken bile yanıldığını, böyle olmasını istemediğini fark eder.
Mesela benim her keşkeme, her pişmanlığıma sonucu düzelsin diye kurduğum hayaller bile keşkelerle bitiyor.

Kendime yakın zamanda söylediğim keşkelerin en büyüğü yine cevapsız kaldı. Keşke babamla eskisi gibi olabilsek.. Keşke abim ve ben başka anne babanın evlatları olsaydık.. Ve daha bir çok keşke.. Keşkeler üzerine kurulmuş bir hayattan ne beklersin ki. Ne kadar mutlu edebilir seni?

Uyandım. Saat 5 cıvarıydı. Uzun zaman sonra sıçrayarak kesik kesik rahatsız uykularımdan sonra huzur dolu kısa ama rahat bir uyku çekmiştim Deniz'in kollarında. Uyanmaması için kıpırdamadan bunları düşünmüştüm. Zihnimi doldurmuştum en acımasız zamanlarımda.. O olmadaydı şuan hiç uyumamış ya da bir yerlerim tutulmuş olurdu. Ama iyidim. Hiç bir yerim tutulmamıştı. Bu huzur kokan gövde beni bir kez daha iyi hissettirmişti. Babam hala uyuyordu. Ölüm uykusu dedikleri bu olsa gerek.

Kolumu düzeltirken Deniz gözlerini araladı. Başımı kaldırıp ona baktım. Gözlerinde uyku mağrurluğu vardı. Saçları dağılmış hafif yukarı doğru kalkmıştı. Bu hali çok daha güzeldi. Konuşmadan önce dudaklarını yaladı. Bu hareketiyle dikkatim soluk vişne çürüğü dudaklarına kaydı. Dilinin gezdiği yerler soluk renginden kurtulup parlak bir görünüme bürünürken bakışlarımı yeniden gözlerine çektim. "Günaydın, Derin" dedi. "Günaydın" dedim ve doğruldum. Gerçekten hiç bir yerim tutulmamıştı ve rahat uyumuştum. Ama o benim kadar şanslı değildi. Tüm gece
- 3 saat boyunca - rahatsız olmamam için bu rahatsız hastahane koltuğunda kıpırdamadan uyumuştu.

Ayağa kalkıp cama doğru yürüdüm. Annemin 'o çocuk kim' bakışlarını üzerimde hissediyordum göz göze gelince emin oldum. Ama umursamadan önüme döndüm. Onca zamandan sonra hiç bir şey olmamış gibi karşıma dikilip ne o hesap sorabilir, ne de ben ona hesap veririm. Babam hala uyuyordu ama hayati tehlikesini atlatmıştı. Haberi almasaydık uyuyabilirmiydim bilmiyorum. Ben böyle bir şey için vicdanımı susturup uyuyamazken o yıllardır uyuyordu.

Başımı cama yasladım. Düşüncelerimle boğuşurken başımı kaldırıp babama baktım. Makinelerin ve kabloların arasında, bembeyaz odada masmavi gözler odayı aydınlatmıştı. Gözleri ifadesizdi. Etrafa bakıyordu. Gözleri beni bulduğunda dudağının sağ tarafı yukarı doğru kıvrıldı. Anneme dönüp içeriye girmesini işaret ederken omuzumda bir el hissettim.

"Baban uyanmış. Gözün aydın. Biraz dinlenmek için kaçalım diyorum. Hem kahvaltı etmedik. Öğünlerime düşkünümdür. Ayrıca her yerim tutulmuş bana rahat bir uyku belki de bir masaj borcunuz var küçük hanım" dedi ve göz kırptı. Gülümsedim gerçekten içten bir gülümseyemeydi. Sanki içimdeki boşluğu dolduruyor, hislerimi geri getiriyor gibi hissediyordum.
İçeriye girdim. Ardımdan da hemşire geldi. Akşama kadar müşaade altında tutacaklarını sonra taburcu olabileceğini dikkat etmesi gerektiğini falan zırvaladı. "Geçmiş olsun. İyi olmanıza sevindim. Artık gitsem iyi olacak." dedim ardımda bana bakan gözler bırakıp odadan çıktım.

Deniz'e dönüp " Artık gidebiliriz. " dedim. Elini belime yerleştirip beni kendine çekti aramızdaki mesafeyi kapattı. Birlikte dışarıya çıktık. Elinde ki anahtarın düğmesine bastı. Kilidinin açılma sesi gelen ve farları yanıp sönen arabaya bakınca ağzım tam olarak bir o şeklini aldı. Bu araba Doruk'un ve benim hayalim olan renkte ve modeldeydi. Her şeyiyle bizim hayalinizdekiydi. Deniz gülerek yüz ifademi izliyordu.

Bu adamı hiç tanımıyordum. Ama yanımdayken iyiydim. İçimi huzur dolduruyordu. O görünüşe göre daha çok yanındayım gibi görünüyor demişti. Umarım gerçekten öyle olurdu. uzun zaman sonra yeniden duyguların ufak kırıntılarını yaşatan bu adam umarım daha uzun süre yanımda kalır.

Ona dair bildiğim tek şey bana iyi geldiği ve adıydı. Bir de insanı büyüleyen bakışları ve esir eden kokusuydu. Belki de yaralarımı saracak kişi bu adamdı.

×****×*****×******×******×******×*******×
Arkadaşlar çok özür diliyorum sizlerden. Bölümü 2.kez yazıyorum. İki kez silindi. Beklettim sizleri de ama bir sonraki bölümde telafi edeceğim. Görüşmek üzere. Çok kocaman öpüyorum hepinizi..

Hiçsiz ya da hissiz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin