Yapboz.

69 5 17
                                    

İkimizde sessizdik. Fazla sessiz. Fazla yakın. Fazla samimi. Kalp atışlarımın sesini duyabiliyordum. Bu gün onu tanıyalı 3. Günümdü. Ama beni nasıl bu denli değiştiriyordu anlayamıyorum.
Uzun zamandır, yaklaşık olarak 2 yıldır, kimseye güvenmeyen, herkesle arasına duvar ören, soğuk ağzından iki kelimeden fazlasını duyamayacağınız, soğuk bir kızdım ben.

Bu gün duvarlarımı kaldırışımın 3.günü sanırım. Deniz geldiğinden beri çok şey değişti. Ve bir gün içinde bir çok arkadaşımı tanımadığım kadar çok şey öğrendim hakkında... Yani bu gece burda kalsam bir şey kaybetmem ama eğer gidersem, bir daha nasıl, nerede görüşürüz bilemiyorum. Görüşür müyüz? Onu da bilmiyorum ama bu gece onunla kalıcam. " Duş almam lazım sonra yine gelirim" dedim. " Sence bu evde banyo yok mu? " dedi ve güldü. Merdivenleri çıkarken onu takip ettim. Salondaki büyük dolaptan bir büyük bir küçük kar beyaz havlular verdi. Ardından odanın kapısını açtı başıyla gel işareti verdi.

Burası onun odasıydı. İki kişilik kocaman gri örtülü bir yatak kocaman odanın bordo boyalı duvarının önündeydi. Yatağın uç tarafı cama bakıyordu. Camda kırmızı ve gri stor vardı. Köşede mavi ve üzerinde
Siyah yazılarda tarihler yazılı olan bir abajur vardı. Karşı duvarda ise füme renginde yarım duvarlık bir gardrop, çalışma ması ile aynı duvarı paylaşıyordu. Aradaki açıkta kalan duvar siyah boyanmış ama bu sadece fotoğrafların açıkta bıraktığı yerden farkediliyordu. Fotoğraflarla döşenmişti ve odanın tam ortasındaydı yani yatakta nereden bakarsan bak her fotoğrafı çok net görebiliyordunuz. Başucunda komodinler vardı. Genel olarak kırmızı bordo gri ve siyah renkler hakimdi. Gerçekten çok güzel bir odaydı. Televizyondana bilgisayara her şey vardı. Ben burdan hiç çıkmadan oturabilirdim. ben odayı incelerken o bana kendi tşörtlerinden çimen yeşili bir tane getirdi. Altına da gri bir eşofman getirdi. " Odayı incelemeyi bitirdiğinde karşı taraftaki banyoya geç, ben burda televizyon izliyorum. " dedi. Arkamı dönüp banyoya ilerlemeye başladım. İçeri girip kapıyı kilitledim. Her yer bembayazdı. Fıskiye bile beyazdı. Sadece şampuan ve duş jelinin rengi maviydi. Lif bile beyazdı..
Girip duş aldım. Onun şampuanı onun kokusu demekti. Çıkıp kurulandım. Giyindim. Eşofman büyük gelmişti. Ve fazla sıcaktı. Bende giymedim. Zaten tişörtü yeterince uzundu. Odaya giriceğim zaman kapıyı tıklattım. Ses gelmedi. Tekrar tıklattım yine ses yoktu. Kapıyı aralayıp seslendim. "Deniz" içeriye geçtim. Baktım yatağa uzanmış uyuyor gibiydi. Rahatsız etmeyeyim diye sessiz sessiz çıkıyordum ki uykulu sesini duydum. " Gel buraya" dedi kollarını açtı ve beni çağırdı. Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi kalktı.
"Sırtım tutulmuş yaa, masaj mı yapsan? " kocaman sırıtarak söyledi. "Ben anlamam ki, hem her yaptığına karşılık bekler misin? " dedim kaşlarımı kaldırarak. "Karşılığı verecek olan sensen neden olmasın? " ses tonu insana her dediğini yaptırabilecek güçteydi.

Koca yatağa yüz üstü yattı. Kollarını yana açtı. Yanına oturup ellerimi sırtının üzerine koydum. Tek hareketi ile beni sırtının ve kalçalarının arasınsa ama daha çok kalçasına yakın bir yere oturttu. Ellerim sırtı ve kürek kemiklerinin arasında geziniyordu. Daha yumuşak ve ürkek haraketlerle beline doğru indim. Omuzları ve boyuyla da ilgilendikten sonra " Dokunduğun her yer ilacını bulmuş gibi, " beni yanına çekti bi anda. Gözümü örten saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı. " Hiç kimseyle konuşmayan, yalnız hiç kimsesiz olan bu adam, senin yanındayken her şeyi varmış gibi hissediyor, büyülü bir güzelliğin var. " dedi. " insanı esir eden bir kokun, dokuları tazeleyen saçların, kocaman bir yüreğin var. Benimse hissetmeyi bilmeyen bir kalbim. " diye devam ettirdin cümlelerini.

Beni kendine çekip başımı göğüsüne yasladı. Çenesini başımın üzerine yerleştirdi. " O zaman bir anlaşma yapalım, sen beni hiçsizliğimden kurtar, ben de seni hissizliğinden ? " cevap vermek yerine başımı göğsüne daha çok gömdüm. Kollarını belime doladı. Kokusu burnumu doldururken gözlerim uykuya direnmeyi bırakmıştı. Gözlerim kapanırken düşünüyordum.

Uzun zaman sonra zihnimin boş kaldığı saatler geçirmiştim. İçimin huzur dolduğu saatler. Ağlamadan bir banyo. Ağlamadan bir koca gün.. Benim için ne kadar önemli olduğunu anlatamam. Sanki hayatım bir kabusun içi, beni kurtaracak tek şey de onun ilacı olduğumu düşünüyor.Bu anlaşma sanki hayat şekillendiricek bir şeydi. İnsanın duyguları iliklerine kadar, her şeyi en uç noktasında yaşatacak güçte..

Kısaca biz yapboz parçaları gibiydik, ben onu ve o beni tamamlıyordu. Ve yapbozun diğer tüm parçaları kayıptı. Zihnimde uykuya teslim olurken bu düşünce aklıma geldiğinde kulaklarımı Galip babanın sözleri doldurdu..

"Bazı yapbozlar iki parçalıktır kızım, sarılınca ortada buluşan kalpler hem sağ hem sol tarafı doldurur. Bu iki parçalı ama ayırması en zor olan yapbozdur"

×****×****×****×*****×*****×*****×****×****
Bölüm sonuuuu.. Bu bölümü elimden geldiği kadar uzun ve çabuk yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. Yakında ithaf çalışmalarına başlamayı düşünüyorumm. Mesaj ve ya yorumla istekte bulunabilirsiniz.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Kocaman öpücükler hepinizeee..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hiçsiz ya da hissiz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin