With (out) You

Mine, 6

Uyarı : smut, +18, dirty talk (JinKook)

Jeon Jungkook kendini bildi bileli, Kim Seokjin'e aşıktı. Lisede tanışıp arkadaş olduğu, beraber video oyunları oynadığı, karaokeye gittiği, geceleri evinde yatıya kaldığı arkadaşı Seokjin'e karşı olan hisleri başından beri aynıydı.

Çocuğu ilk kez gördüğünde, okulda bahçede ki çiçeklerin arasında uzanıyordu. Yüzüne dağılmış saçları, dolgun güneşle kızaran dudakları ve etrafa yaydığı kokusuyla, Jungkook o günü aşık olmuştu oğlana. Tanışıpta arkadaş olduktan sonra hislerinden bahsetmeye cesaret edemedi, çünkü onun için yakınlıkları her şeye değerdi. Ve Jungkook aşkı uğruna, en yakınının dostluğunu kaybetmeyi göze alamadı.

Her şey onlar üniversiteye geçtiğinde değişmişti. Sonradan aralarına katılan oğlan yüzünden. Kim Dante.

Kim Seokjin'in biricik sevgilisi ve Jungkook en yakın arkadaşı. Aynı zamanda, en nefret ettiği kişi.

Jungkook için dünyada Jin'den değerli bir şey yoktu. O Seokjin ile büyümüş, gün geçtikçe içinde ki aşkı da büyütmüştü. Bu yüzden revire giripte, Jin'in orada olmadığını gördüğünde kalbinin duracağını sandı. Nasıl oğlan burada değildi? Öyle büyük bir krizden sonra, Jin kendi başına nereye gidebilirdi ? Jungkook korkuyla beraber revirden çıkmış, kordidorlarda koşarak telefonunu cebinden çıkartarak Yoongi'yi aramıştı "sikeyim.. aç şu telefonu!"

Kısa bir süre sonra telefon açıldığında Jungkook bağırdı "HYUNG! Jin nerde? Yanınıza geldi mi?".
Karşıda, Yoongi bir süre sessiz kalmıştı, ne olduğunu anlamadığı ortadaydı "ne? Jin revirde değil mi? Hayır yanımızda değil" diye yanıtladığında, Jungkook'un nefesi kesildi "nasıl olmaz? Yoongi, Jin revirde değil. Uyandıktan sonra iyi olduğunu söyleyip gitmiş! Eminim okulda değil. Nerede bu çocuk! Sikeyim. Çıkışta görmediniz mi?"

Yoongi ve Hobi çocukla konuştuktan sonra ayrılmak için arkalarını dönmüştü fakat Yoongi aklına gelen şeyle cevap verdi "Jungkook bahçeye gel, Jin'e ne olduğunu bilebilecek birisiyle konuşuyorduk az önce. O oğlan bir şeyler biliyor olmalı". Jungkook aklına düşen yüzle elini sıktı, haklıydı Yoongi. Kesinlikle o şerefsizin arkadaşı bir şeyler biliyor olmalıydı. Koridorlarda koşmaya devam ederek, yeniden bahçeye inecekti. Koşarken çarpıştığı beden afallamasına sebep oldu "amına koyayım, zamanı mı! Siktir lan, çekil önüm"-

"Jungkook?"yumuşak bir ses konuşarak oğlanı tuttu. Jungkook başını kaldırdığında karşısında Namjoon hyungunu bulmayı beklemiyordu "hyung.." sesi ağlamaklı çıkmıştı. Büyük olan anlamıştı bir sorun olduğunu "ne oldu, sorun ne?" diye sorduğunda, Jungkook toparlanarak yüzünde ki saçlarını eliyle geri attı "h-hyung Jin yok! Revirdeydik bir dakikalığına ayrıldım yanından ama döndüğümde yoktu". Namjoon'un iyice kafası karışmıştı, bir kaç gün okula uğrayamamıştı neydi bu olanlar?

"Sakin ol oğlum, düzgün anlat. Jinnie neden revirdeydi, ne oldu?". Jungkook öfkeyle soludu "hyung, Dante'nin.. ikizi geldi söylemiştik sana. O siktiğimin piçi bugün okula Dante'nin kıyafetleri ile gelmiş. Jin görünce kriz geçirdi. Revire götürmüştüm ama şimdi burada değil. Hemen gitmemiz gerek, Yoongi hyung bizi bekliyor bahçede". Namjoon'un diyeceklerini dinlemeden koşarak yanından ayrıldığında, büyük olan derin bir nefes alarak arkasından koştu. Gerçekten büyük sorunları vardı anlaşılan.

Yoongi ve Hobi, Jungkook ayrıldıktan sonra aynı şekilde dönme kararı almış çocuğu bırakmışlardı. Ta ki telefon çalana dek. Yoongi sinirle karşısında ilerleyen çocuğa doğru koşup, tişörtünden yakalayarak sertçe kendine doğru çekti "lan! Buraya gel, işimiz bitmedi". Oğlan boğazını sıkan tişörtüyle öksürerek düşmemek adına tutundu "n-ne oluyor ya?". Yoongi oğlanı kendilerine çevirdikten sonra tükürerek konuştu "lan şerefsiz! Piç arkadaşın Jin'e ne yaptı? Söyle hemen!". Jimin neler olduğunu anlamıyordu.. bunların hepsi delirmişti onun gözünde.