İşe yaramayan bir özür

54 6 2
                                    

Uyandığımda hastanedeydim.Başımın etrafında kana bulanmış sargılar vardı.Yatakta doğrulmaya çalıştım.Başım çok ağrıyordu.Nil demeye çalıştım fakat sesim neredeyse hiç çıkmıyordu.Tam o sırada hemşire içeri girdi."Uyanmışsınız"dedi boş bir ifadeyle.Yüzünden bu işi her gün yaptığı için insanların yaralarına,acılarına,üzüntülerine bakmaya alıştığı ve artık onlara acımadığı anlaşılıyordu.Belki de acımak istemiyordu. Kendi acıları varken hangi insan başkalarına acımak isterdi ki? "Bana ne oldu?"dedim kısık sesimle."Bayıldığınız da başınızı sert bir şekilde başınız çarpmışsınız"diye cevap verdi.Bayılmıştım demek.Nil'e yardım edememiştir.Nil.Sahi ya o neredeydi?
"Nil nerede?"diye sorduğumda yüzündeki boş ifade gitmiş,yerine acıyarak bakan bakışlar gelmişti."Şuan ameliyatta ama durumu maalesef iyi değil.Ailenizin onun yanında." Sözlerini zihnimde kaç kere tekrar ettim bilmiyorum.Her şey benim yüzümden olmuştu.Nil benim yüzümden ameliyattaydı.Eğer onunla beraber parka gitsem bunlar olmayacaktı.Kendimden nefret ediyordum. Bunları düşünürken hemşirenin çıktığını fark etmemiştim.Başımın ağrısına dayanmaya çalışarak ayağa kalktım.Nil'e gidecektim.
*
Ameliyathaneye girmeme izin vermemişlerdi.Zaten izin vermeleride mümkün olan bir şey değildi.Annemi,babamı,Nil'in arkadaşlarının ailesini,hiçbir zaman zor anlarımızda yanımızda olmayan fakat şuan hastanenin koridorlarında bekleyen birçok kişiyi gördüm.Duvara yaşlandım.İçimden özür diliyorum Nil'den. İşe yaramayacak bir özür.Kimse yanıma gelip acıma ortak olmaya çalışmadı.Annem Bana bakıyordu bile.Olanlar benim suçummuş gibi davranıyorlar.Galiba...Galiba haklılardı.Yanağımdan çeneme doğru süzülen ıslaklığı fark ettiğimde anlayabilmiştim ağladığımı.Nefes almak ve bana suçluymuşum gibi bakan bakışlardan kurtulmak için dışarı çıktım.Hiç durmayacakmış gibi yağmur yağıyordu.Gökyüzü benimle birlikte ağlıyordu.İçerdeki insanların ağlamalarından farklıydı bu ağlama. Acıma ortak olmak istiyordu,daha çok kanatmak değil.Peki ya kendim bile kabullenememişken insanlara nasıl anlatacaktım suçsuz olduğumu?Anlatabilir miydim ki?Anlatsam bile anlarlar mıydı?Nefes alamıyormuşum,bir daha asla mutlu olamayacaksınız,herkes,tüm dünya benden nefret edecekmiş gibi hissediyordum.Tekrar tekrar zihnimde o sahne canlanıyordu.Arabanın çarpmasıyla Nil'in yere yığılan bedeni...Babamın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldı."Ayla"dedi sakince.Ağlamaktan sesi kısılmıştı."Belki...Belki bunu istersin diye düşündüm.Neni 'yi uzattı.Elim titreyerek oyuncak tavşanı aldım.Neni'yi verdikten sonra babam neredeyse koşarak uzaklaştı.Tavşana bakarak gülümsedim.Benim küçüklük oyuncağımdıı Neni.Bu zamana kadar saklamıştım küçük tavşanı.Onu sadece 3 gün önce vermiştim Nil'e.
3 gün önce...
Ağlıyordu.Sesi çıkmıyordu bile.Bir süre kapıda durup onu izledim.o kadar saf ve masumdu konu izlediğimi fark ettiğinde gözyaşlarını silmeye çalıştı.Yanına oturdum.Ellerimi uzatıp ellerini tuttum.Minik,saf bir çocuğun ellerini..."Ne oldu Nil?"dedim."Neden ağlıyorsun?"
"Benim neden tavşanı yok Ayla abla?Çiçeğin bile tavşanı var." O kadar kargaşa içinde bile tavşanı olmasını isteyip bunu dert eden bir çocuk ne kadar suçlu olabilirdi?Galiba suçlu tamamen bendim.Kirli bir kalp,saf bir kalbi paramparça etmişti.Hiçbir şey demeden kalkıp Neni'yi aldım.Nil'e uzattım.Gözlerini kocaman açtı."Ama bu senin,hem de gerçek bile değil."
"Ben sana vermek istiyorum ama Nil.Ayrıca bu tavşan diğerlerinden daha güzel."Son kelimeleri fısıldayarak söylemiştim."Peki,tamam." dedi ve tavşanıyla konuşmaya başladı."Ablam sana Neni diyor ama artık senin adın Ponri." dedi Gülümseyerek odadan çıktım.

*
Nil ameliyattan çıkmış olmalıydı.Ona bakmak için hastanenin içine girdim ve beklemeye başladım.Bu kadar uzun süredir ameliyatta olduğu için çok korkuyordum."Ayla abla, anne yanlış yerde bekliyorsunuz.Ben buradayım."Arkama döndüm.Nil sapasağlam bir şekilde karşımda duruyordu.Elim titremeye başladı.Yanlış mı görmüştüm yoksa?Nil ameliyatta değil miydi?Annem ve babam mutluluktan ağlayarak Nil'e sarılıyorlardı.Ben...Ben ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.Bu durumda mutlu olmam gerekiyordu fakat yapamıyordum.Nil'e sarıldım.Kıkırdadı."Bu zamana kadar yanlış yerde beklemişsiniz."
"Hayır bir kere"dedim."Biz seni korkutmak için yanlış yerde bekliyorduk."Tekrar güldü.
Onu mutlu etmek çok kolaydı.Dünyadan haberi yoktu.Her gün işlenen kötülüklerden,kırılan kalplerden haberi yoktu.Umarım çocukluğunu bunlardan haberi olmadan yaşardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yarım Kalan Hayatlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin