yayınlanma tarihi: 17.01.2024
Taehyung
Gökyüzü sabahtan aldığı cesaretle parlıyordu. Bulutlar bembeyaz pamuğu anımsatmaktaydı. Sonbahar yerini kışa verirken mükemmel gökyüzü ihtişamından hiçbir ödün vermemek niyetindeydi.
Jennie sabah sabah odama gelmiş yine Jungkook'la ilgili konuşuyordu. "Her şeyi düşündüm, abi. Nişandan sonra Jungkook'la tatile gideriz..." Kol saatlerinden birini çekmeceden aldım. Senin nişanlın ortalıkta yok, sen neler planlıyorsun. Geçen defa izlediğim sahneden sonra hâlâ düşünmekteydim. Ne yapacaktım? Jennie, Jungkook'a bu kadar aşıkken? Belki de sadece Jungkook'un kafası karışmıştı. İş ciddiyete binmeden önce çoğu erkeğin böyle ergen gibi davrandığını duymuştum. Jungkook'un kendisinden itiraf bekliyordum.
"Sen beni dinliyor musun, abi?" Jennie başını uzatıp bir bana bir de çekmecedeki saatlere baktı.
Çekmeceyi kapatıp iç çektim. Camın önüne geçip koluma saati takmaya çalıştım. Kapım çaldığında kolumdaki saati nihayet bağladım. Gözlerimi camdan dışarıyı seyrettiğim gökyüzünden çekip kapıya diktim. "Gel." Kapı açıldığında babaannem orada duruyordu. "Sabah sabah sevgilimi gördüğüm için ne kadar da mutluyum." Jennie homurdandı.
"Dalga geçmeyi bırak, deli oğlan." Babaannem nazla kıkırdadı. "Senin sevgilin ben değilim." İç çekti. "Bir gün karşımda değerli eşine aşk dolu gözlerle bakmanı ne kadar istiyorum bir bilsen." Babaannem bana yaklaşıp ellerini göğüslerime koydu. Jennie ise yatağa geçip oturmuştu.
Kaşlarımı kaldırıp kafamı azacık aşağı eğdim. Babaannemin yüzüne bakıyordum. Elimi sol kısmımdaki elinin üzerine bastırdım. "Babaanne, bazı şeyleri zorlayamayız, değil mi?" Babaannemin yüzü hemen sinirli ifade ile kaplandı. Bu manzaradan keyif alarak kahkaha atmıştım.
Dalga geçtiğimi anlayan babaannem bozguna uğradı. Yutkunup konuşmaya devam etti: "Sana birisini buldum." Bu cümleden sonra Jennie belini dikleştirmişti. Babaannemin söylediği kişi her kimse ilgilisini mi çekmişti acaba?
Gözlerimi kıstım. "Demek birisi babaannemin onayından geçti", dedim kısık sesle. "O afeti devranı görmek isterim."
"Benimle uğraşma, deli oğlan!" Babaannem ellerini benden çekip yüzünü buruşturmuştu. "Senin için fotoğrafını bile buldum!"
Konu Jennie'nin de ilgisini çekmiş olmalı ki oturduğu yataktan fırladı. Yaklaşıp babaannemin daha yeni cebinden çıkardığı fotoğrafa baktı. Gözlerimi Jennie'nin bu yaramaz tavırlarından ayırıp resime baktığımda nefesim durdu. Bir şeyler boğazıma oturmuştu sanki. Babaannem benden yanıt bulamayınca sabır taşını attı. "Ne diyorsun? Güzel mi?"
Derin nefes alıp öksürmeye başladım. Öksürdüğüm sırada elimi yumruk hâlinde ağzımın önüne tutmuştum. Babaannem şaşkın gözlerini üzerimde dolaştırıyordu. Bana bakıyorken Jennie'nin kolunu dürtükledi. "Git de çocuğa su falan getir. Bir fena oldu." Jennie ise yerinden kıpırdamadan babaannemin elinden üç saniye önce kaptığı resime bakıyordu.
Öksürüğüm bittiğinde Jennie yüzüme bakıp yutkundu. "Ne oldu size aa?" Babaannem kafasını sağa sola salladıktan sonra resmi Jennie'nin elinden aldı. "İsmi Jisoo." Kaşlarını kaldırmış hâlde bana bakan babaannem, kendini topla, dercesine gözlerini kıstı. "Öğleden sonra restoranlarına yemeğe gideceğiz." Kaşlarım çatılmaya başlarken babaannem fark etmiş olmalı ki konuşmaya devam etti. "Evlen demiyorum. Gidip göreceğiz sadece. Ailesi nasıl insanlar bir bakacağız." Kollarını göğüsünde bağdaş kurdu. "Belki benim torunumu hak edecek insanlar değildir." Tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | An extraordinary mistake (Olağanüstü bir hata)
FanfictionKarşılaşmamız o kadar geçici olmuştu ki tesadüf olmaması imkansızdı. O beni tanımıyor artık, bense onu bir daha hiç görmeyeceğim. Biz birbirimiz için yaratılmamıştık, o bir yabancıydı. 02.12.2023 başladı. あ LifeDesire