Karşılaşmamız o kadar geçici olmuştu ki tesadüf olmaması imkansızdı.
O beni tanımıyor artık, bense onu bir daha hiç görmeyeceğim. Biz birbirimiz için yaratılmamıştık, o bir yabancıydı.
02.12.2023 başladı.
あ LifeDesire
Babaanne Haneun, tapınakta dualarını ettikten sonra kenara bir yerlere oturdu. Sıkkın bir şekilde nefes alıp yeri izliyordu. Yanına yaklaşan kadın elini babaannenin omuzuna koydu. Gergin olduğunu düşündüğü yaşlı kadını bir süre inceledi. Uzattığı su dolu bardağı tutmasını sağladı. Haneun sudan birkaç yudum alırken kadın da bankta babaannenin yanına oturmuştu. "İyi misiniz, efendim?"
Haneun suyu içip bitirdikten sonra genç kıza baktı. "Teşekkür ederim, evladım." Kafasını ağır ağır aşağı yukarı salladı. "Bizim gibi ihtiyarların hâlâ ilgi alabilmesi çok hoş."
Genç kız elini babaannenin koluna koydu. "Olur mu öyle şey? Lütfen kendinize dikkat edin."
Babaanne mahçup gülümsemesinden sonra devam etti: "İsmin nedir, kızım?"
Ay gibi beyaz genç kız dudaklarını araladı. "Jisoo."
Haneun elini Jisoo'nun, kolundaki elinin uzerine koydu. "Benim ismim Haneun. Kalbin kadar temiz insanlarla karşılaşmanı dilerim, evladım."
Jisoo, teşekkür etmek için kafasını sallamışken ileriden gelen çığlıklar dikkatini dağıttı. Bakışlarını kaldırıp o tarafa baktı. Halalarının zoruyla Lisa'yı tapınağa getirmişlerdi. Lisa'nın kalbi hafiflesin diye dualar etmeyi hedefliyorlardı. Lisa ise şimdi sorun çıkarıyor gibiydi. Halalar, ona utanmasını, etraftaki insanların onları izlediğini, buranın özgürce çığlık atılmayacak bir yer olduğunu, insanları rahatsız ettiğini anlatmaya çalışıyorlardı.
Jisoo derin nefes aldı. "Kardeşimin yanına gitmem gerek." Haneun'a baktı. "Tanıştığımıza memnun oldum." İkili birbirine hoş gülümsemeler bahşettikten sonra Jisoo ayağa kalkıp şalıyla önünü kapattı
Hızlı adımlarla Lisa'ya yaklaşmakta olan kızı izlerken falcı kadın Haeun'un görüş odağına girdi ve böylece babaanne Jisoo'yu kaybetti. Falcı kadın bankta babaannenin yanına oturmaktayken babaanne de etrafa bakıyor aniden kaybolan kızın nereye gittiğine anlam vermeye çalışıyordu. "Sana su getirdim", dedi falcı kadın. "Ama sen çoktan içmişsin." Kelimeleri merak barındırıyordu; sana bu suyu kim verdi, gibisinden.
"Evet, evet." Babaanne sonunda Jisoo'yu bulduğunda içini huzurlu bir rahatlama kapladı. Kafasıyla gösterdi. "O genç kız verdi." Falcı kadın da o tarafa bakmıştı. "Ne kadar nahif ve iyi kalpliydi, bir bilsen. İnsanları görmek için kalbe ihtiyaç vardır, derler. Gözler sadece dışı görür."
"Senin kalbin iyiliklerle dolu." Falcı da babaanneyi onayladı. "O yüzden de iyi olanı görebiliyorsun." Kafasını sağa sola salladı. "Herkesin kalbi doğruyu göremez. Bunun için kalbi kötülüklerden uzak, temiz tutmak gerekir." Yeniden genç kıza baktı. "O kızı tanıyorum."
"Tanıyor musun?" Babaanne şaşırdı.
"Elbette." Falcı kafasını aşağı yukarı sallarken devam etti: "Elbette, elbette. Halaları hep buraya gelip gider."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
