bana bir fırsat tanıman için yalvarabilirim '7

86 12 9
                                    

yayınlanma tarihi: 25.01.2024

Jisoo

Üzerimdeki uzun mor elbiseyi aynanın önünde kontrol ettikten sonra omuzlarıma bıraktığım saçlarımı geriye attım. İşle ilgili gelen birkaç mesajı cevapladığım sırada Lisa odaya girmişti. "Abla?" Kafamı elimde tuttuğum telefonun ekranından çevirip Lisa'ya baktım. Giyindiği pembe kalpli şortlu pijamayla önümde dikiliyordu.

Mesaj gelince yeniden elimdeki telefonun ekranına baktım. "Abla?!" Lisa koluma dokundu. "Duyduklarım da ne?"

Kafamı telefondan kaldırıp derin nefes aldım. "Boğuluyorum zaten. Üzerime gelme, Lisa."

"İyi de ben ne yaptım şimdi?!" Cırladı. "Haberim yok, ama görücü usulü buluşmaya gidiyorsun." Gözlerini kocaman açtı. "Hem de toplu tüfek, tüm aile."

"Uyuyordun, dinleniyordun yani." Telefonu çantama koydum. "Rahatsız etmeyelim dedik." Yatağa oturdum. Elbisemin eteğini düzelttim.

"Ama abla..." Lisa da yatakta yanıma oturdu. "...nasıl olacak bu iş? Sen daha yeni aldatıldığını öğrendin." Gözlerimi diğer tarafa diktim. "Hiç kalkışmamalıydın böyle işlere."

"Babamla iletişime geçmişler." Omuzlarımı gevşettim. "Halalarım da uygun olduklarına karar vermiş." Güldüm. "Kaç yaşıma geldim, ama hâlâ..." Gözlerimi kısmıştım. "...hâlâ birilerinin emri altında yaşıyorum." Lisa'ya baktım. "Boğuluyormuşum gibi hissettiriyor."

Lisa elini, destek vermek istercesine sırtıma koydu. "Hangimiz öyle hissetmiyoruz ki?" Bana sarıldığında cevap vermedim.

Kapı çaldığında ayrılmıştık. "İyi, git", dedi Lisa. Odaya giren Clare halam acele etmemi söylüyordu. Yataktan kalktığımda Lisa'nın sesini duyuyordum. "Belki azacık moralin düzelir. Bak bakalım nasıl birisiymiş? Sana da eğlence çıktı ha." Göz devirip omuzunu geriye ittirdiğimde çığlık atmıştı. Acımadığını bildiğimden omuz silktim, o ise sırıtıyordu.

Restorana geçtiğimizde bizim için hazırlanan uzun masaya yaklaştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Restorana geçtiğimizde bizim için hazırlanan uzun masaya yaklaştık. Babam durmadan saate bakıyordu. Ben ise ne olduğunu anlamamıştım. Halama baktım. "Hala, neden bu kadar gergin?"

Halam camdan dışarıyı izliyordu. "Birazdan buraya çok önemli birisi gelecek de ondan." Eliyle gergin boynunu okşuyordu.

"Hala..." Kaşlarım çatıldı. "Sahi kim bu adam? Ne diye..." Garsona emirler yağdıran babama baktım. "Ne diye bu kadar heyecan yapıyorsunuz?"

"Kim olduğunu söyleyemeyiz." Bana baktı. Gözlerini kıyafetimde dolaştırdı. "Gizlilik olmalı."

"Sanki dünyaca ünlü birisi geliyor ya." Göz devirdim. "Ne tantana yaptınız."

Halam tam ağzını açacakken restoranın önünü siyah dört araba kapladı. Şaşkın gözlerle arabalara bakarken halam önümden fırlamıştı. Kapıya doğru giderken, "Chaeyoung'a bile haber vermedim", diye heyecanla bir şeyler geveledi.

vsoo | An extraordinary mistake (Olağanüstü bir hata)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin