Geçen gün üniversite kaydı için gereken evrakları koyduğum yerde bulamayınca annemin çekmecelerini karıştırdım. O sırada kapağı ilgimi çeken bir dosya buldum. İçine bakınca annemlerin beni evlat edinirken verilen mahkeme tutanakları, gerekli belgelerin kopyası gibi birçok belge vardı.İncelemeye başlayınca rüya gibi hatırladığım, yanlış hatırladığımı umduğum tüm gerçekler karşımdaydı.Bu tutanaklar öz babamın beni terk ettiğini onaylıyordu.Okudukça kötüleşiyordum. Okurken telefonum çaldı. Deniz arıyordu.Yekta'nın akşamki doğum günü partisine katılıp katılamayacağımı sordu.Kafamı dağıtmak için güzel bir fikir olduğunu düşünüp geleceğimi söyledim.Ardından kırmızı göğüs dekolteli elbisemi giyinip saçlarıma maşa yapıp dağınık şekilde toplayıp öndeki birkaç bukleyi serbest bıraktım.Hafif bir makyaj yapıp siyah çantama telefonumu ve makyaj için birkaç malzeme koyduktan sonra siyah ayakkabılarımı giyip partiye gittim.İçtikçe içiyordum. Partide hatırladığım son şey Yekta'nın yanıma gelip birkaç iltifatının ardından dans pistine doğru ilerleyişimiz ve Yekta'nın rahatsız edici hareketleri...Parti sabahı bir otel odasında açtım gözlerimi . Ben etrafıma şaşkın şaşkın bakınırken buraya nasıl geldiğimi hatırlamak için hafızamı zorladım. Ama ağrıyan başım daha da ağrımaya başladı.Aklıma kötü düşünceler gelmeye başlamasıyla korkuya kapıldım. Ama kıyafetlerim üstündeydi. Etrafta toplu duruyordu. Ve Yekta neredeydi? Tam telefonumu almak için komidine uzanmıştım ki notu fark ettim. ''Akşam çok güzeldi prenses. Tekrar yapalım bunu. ara beni. haa unutmadan kıyafetlerini ben giydirdim, birazdan oda temizlikçisi gelir zor durumda kalma diye. -Yekta'' bir de telefon numarası. Notu okuduktan sonra bir süre kendime gelemedim. Ne demek akşam çok güzeldi ya... Gözlerim dolmaya başlamıştı. Allah kahretsin nasıl böyle bir şeye izin verebildim. '' O kadar içtin hiç bir şey hatırlamaz ve her şeye izin verebilirsin tabi ki de''dedi iç sesim.Yataktan bir hışım kalktım, çantamı alıp odadan dışarı çıkıyordum ki oda temizlikçisi geldi. ''Uyanmışsınız hanımefendi. Günaydın''dedi ama benim onu duyacak halim yoktu kulaklarım uğulduyordu. ''İyi misiniz'' diye sordu. Ona yaşlı gözlerle bakıp ''iyiyim'' dedim ve koşarak otelden çıktım. İyi miydim hakikaten ahh ne iyisi bok gibiydim. o gün akşama kadar sahilde dolaştım. Eve geldiğimde annemlerin bir iş yemeğinde olduğunu Dilara'nın ise uyuduğunu gördüm. oh rahattım hiç olmazsa kendimi toplamak için bir gecem vardı.
partiden sonra hastalanmayınca korkarak doktora gittim. Ultrason sonucunda doktorun ağzından dökülen kelimeyle ne yapacağımı bilemedim. ''hamilesiniz.''
-------------------------------------------
Miray anlattıklarımın ardından burnundan soluyordu.Babasını sordu.Ben Yekta diyince iyice sinirlendi. Ne zaman aldırmayı düşünüyorsun Lara? diye sorunca gözyaşlarımı serbest bıraktım.
-Ben bu çocuğu doğuracağım Miray.
+ Lara kendine gel. Yalnızca çocuğun Yekta'dan olması bile çocuğu aldırman için yeterli bir neden.Yekta karanlık bir adam.Ayrıca sana da bebeğine sahip çıkmaz o adam. Çocuğunu böyle bir adamla mı büyüteceksin?
-Yekta'nın haberi olmayacak.Ben tek başıma büyütebilirim.
+Annenlerin haberi var mı peki?
-Hayır. Senden başkasına anlatmadım.Onlara nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
Burnundan soluyan Miray sinirle odanın kapısını çarpıp çıktı.Gözyaşlarına boğulmuş, hıçkıra hıçkıra ağlarken kapı tekrar açıldı.''Konuşmak istemiyorum Miray''..''Yalnız bırak Miray konuşmak istemiyorum.'' Kafamı kaldırıp hala ne bakıyorsun diyecekken o masmavi gözlerle karşılaşmam bir olmuştu. Ah ama hayır. Derin -tabi benim Derin'imse- ağlayan kişilerden nefret ederdi.Hızla kolumdan tutup hiçbir şey söylemeden banyoya götürdü.Sert bir hareketle musluğu açtı ve banyodan çıktı. Yüzümü yıkamadan aynadaki görüntüm o kadar korkunçtu ki. Aklıma hemen anılar doluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMDEKİ ANILAR
Teen FictionÇocukluk aşkını hayatının aşkına dönüşeceğine kim inanır ki? Derin bunu başarıp yurtta kaldığı süre boyunca Lara'ya olan aşkını içinde büyütmüştü. Peki ya hayatında bembeyaz bir sayfa açan Lara yeni hayatına Derin'i kabul edebilecek mi? Çocukluk aşk...