4. Bölüm

39 3 4
                                    

Güneş daha yeni doğuyordu. Bir telefon  sesiyle uyandım. Pusat telefonu açtı ve yer yatağından doğruldu. Biraz konuştuktan sonra Pusat'ın yüzü buz kesildi. Sessizce "Ne oldu?" Diye sordum. Parmağını dudağına bastırarak sus işareti yaptı. Üzerimdeki battaniyeyi itip bağdaş kurdum. Pusat telefonu kapattı ve hızlıca gardrobu açtı. Askeri kıyafetini giymek için kaslarını belli eden siyah kazağını çıkardığında sırt kaslarıyla göz göze geldim.

Hoşuma gitmişti ama belli edemezdim. Arkamı dönerek

"Bir haber versen? Vücudun senin özelin ya!"

"Boşver şimdi bunları. Acilen Askeri bölgeye gitmemiz lazım. "

"Gitmemiz derken?"

"Hem hemşiremiz yok hemde bir komutan. Sende giyin çıkalım. Burda kız kardeşimin giysileri var giy onlardan."

"Çıkarsan giyineceğim. "

Kapıyı açtı ve dışarıya çıktı.

Gardrobu açıp siyah bir badi ve bol bir pantolon giydim. Telefonumu alıp kapının önüne doğru yöneldim.

Dizime kadar gelen siyah botlarımı giyip arabanın kapısını açtım.Pusat arabada biriyle konuşuyordu. Telefonu kapattıp bana baktı. Baştan aşağıya beni süzüp. "Üşüyeceksin böyle." Dedi ve arka koltuktaki siyah ceketini sırtıma nazikçe koydu.

"Teşekkür ederim. Pusat"

Direksiyonu çevirirken "Pusat demeye alıştın sende. Benim yakınım değilsin. Yakınım olmayanlar Komutan diyor bana."

"Peki teşekkür ederim Komutan."

Dudağı kıvrıldı.

"Sen diyebilirsin karım."

Ters ters bakınca "sahte" diye düzeltti.

6 saat sonra;

Hiç yeşillik olmayan,kurak bir yere gelmiştik. Yanımda Pusat yoktu. Görünürde hiç kimse yoktu. Araba çok sakin bir yere park edilmişti. Silah sesini duyduğumda afalladım.  Eğilerek yavaşça yürümeye başladım. Karşıda bir kulübe vardı. Sessizce kulübeye yaklaştım ve kulağımı kapıya dayadım. Pusat'ın sesini duyduğumda rahatladım.

İçeriye girdiğimde Pusat'ı ve birkaç türk askerini gördüm. Pusat'a doğru yaklaştım ve sımsıkı sarıldım. Bütün kokusunu içime çektim. Pusat bana karşılık vererek elini hafifçe sırtımda dolaştırdı. İçlerinden birisi

"Komutanım evlenmişsiniz bizi çağırmadınız. Valla darıldım." Dedi.

Pusat beni kendinden uzaklaştırarak "Yasin olayı anlattım. Daha çok uzatmasan mı?" Dedi sert bir tavırla.

Herkese bir göz attım. İçlerinde iki kız vardı. Sarı saçlı. Sanırım Pusat'ın sevgilisiydi. Pusat'ın yanına oturuyordu. Ve bana dik dik bakıyordu. O kız  pusat'ın elini tutarak "Of anlattı ya Pusat olayı. Niye uzattınız ki bu kadar. Pusat rahatsız oluyor bence." Dedi .

Pusat elini çekerek "Burada benim rahatsızlığım değil Devâ'nın rahatsızlığı önemli Aleyna . Ayrıca rahatsız olmuyorum."dedi.

"Peki pusat. "

"Az önce bir silah sesi duydum. O ses neydi?"

Aleyna "Ay sen şato da falan büyüdün sanırım."dediğinde Pusat sözünü keserek "Sinan yanlışlıkla yapmıştır."dedi.

Yasin " Kübra sana verebilir kıyafet. Bu yellozdan hiçbirimiz haz etmeyiz. Kübra verirsin dimi gız?" Diye sordu kahverengi saçlı, çilleri yüzünde bir pürüz gibi değilde farklılık gibi duran kıza. 

" Tabiki de veririm. İstersen benim yanım boş. Ranzam yani. " Dedi Kübra

Tam olur diyecekken Pusat "O benimle benim odamda kalacak. Teşekkürler Fikir için Kübra."

"Rica ederim Komutanım."

Kübra " Gel sana birşeyler vereyim. Gerçekten üşütür hasta olursun. " Dediğinde kalktım ve kapıyı açtım Kübra önden geçti tam ben geçecekken sarı çiyan önümden geçti. 

Kübranın odasına geldiğimizde Kübra ile sohbet ettik. Yaklaşık yarım saat boyunca.

Üstümü değiştirmiştim. Odanın kapısını açıp tam çıkacakken Aleyna benimle konuşmak istediğini söyledi .  Tabiki dedim ve koridora çıktım.

"Sen Pusat'ı sevmiyorsun."

"Ne alaka?"

"Pusat seni seviyor ama sen sevmiyorsun."

"Bunu nerden çıkardın acaba ?"

"Pusat hiçbir kişinin vücuduna temas etmesini istemez. Annesinin bile. "

Dediğinde arkamı dönerek alt kata inmek için merdivenlere yöneldim. Bu hoşuma gitmedi değil. İyi çocuk. Yani komutan. Allah'tan Kübra pusat'ın odasını söylemişti de . Yoksa ezik gibi üst kata geri çıkardım.

Saat gece 9.00 olmuştu. Pusat'ın odasına girdim. Pusat yoktu. Oda oldukça düzenliydi. Sandalyeye oturup Pusat'ı bekledim.

Sonunda gelmişti. Kaşlarını çatarak "Senin ne işin var burada" dedi.

"Siz söylemiştiniz komutanım"
Dedim ve odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Kolumu tutarak kulağıma "Komutanım değil Pusat " dedi.

"Peki Pusat sana bir soru sorabilir miyim?"

"Tabi"

"Temas sevmediğin halde neden bana izin verdin bu senin kuralınmış"

"Katı dünyamın katı kuralları hiçbir zaman senin için geçerli olmaz."

"Pusat"

"Efendim Devâ"

"Ben seni gerçekten seviyorum yani sanırım"

diyip hızlıca ranzamın üstüne çıktığımda Pusat'ın dudağı yukarıya doğru kıvrıldı. Gerçekten onu seviyormuydum yoksa sadece bir hoşlantı mıydı bilemiyorum ama bunu söylemem en iyisiydi.

Telefonumun internetini açıp baktığımda zehra'dan gelen +99 bildirime baka kaldım.

Bütün olanları mesaj ile yazdığımda daha görmemişti. Telefonumu kapatıp uyumaya çalıştım.








TılsımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin