Sabah erken saatlerde uyandım. Gözlerimi zar zor açıp ranzadan inmek için ilk basamağa basmamla beraber yere yapışmam bir oldu. Kafamı sağ tarafımda ki aynalı gardıroba çevirdim. Gördüğüm manzara ; Saçları elektrik çarpmış gibi , gözlerini kıstığı için Asyalılara benzeyen bir kız. Zaten kış uykusuna yatmışım herhalde erken dediğim saatte 10.02 yani siz düşünün.
Bir hışımla ayağa kalktım. Üstüme Kübra'nın verdiği ful siyah bir takım giydim ve kapıyı açtım.
Kaderimden siyah olan botlarımın sesi koridorda yankılanıyordu. Kübra'nın odasına baktım ama yoktu. Oda da zaten Pusat'ta yoktu. Sanırım gitmişlerdi. Korkumdan Aleyna'nın odasına bile baktım. Ne odalarında ne de koridorda hiç kimse yoktu. Hızlıca mutfağa doğru gittim. Sonunda birisini bulmuştum.
Adımlarım yavaşlarken "Sonunda! Beni burada bıraktınız diye ödüm koptu!" dedim nefes nefese.
"Niye hemşire? Sen gayet kendine güvenen bir hemşireydin?" sözünü hatırlıyordum.
Tezgaha yaslanarak "Sen de gayet dik başlı biriydin ama görüyorum da beni bırakamamışsın Asker? " dediğimde elindeki beyaz kupasından bir yudum alırken dudağı kıvrıldı.
"Biz Kibrit Timiyiz Hemşire. Bizim ilk sözümüz sana güveneni yarı yolda bırakma biz de bu tür şeyler beklenmez." dedi ciddiyetle. Bende ne beklemiştim acaba? Adam zaten ciddiyetten ve kendine güvenmekten ibaret!
"Başka bir şey beklememiştim Pusat."
Kupasını tezgaha bıraktıktan sonra tam anlamıyla bana döndü ve kokusunu alabileceğim kadar bana yaklaştı. Aramızda serçe parmağımın girebileceği kadar bile mesafe yoktu. Nefeslerim hızlanırken "Pusat değil Komutan." dedi ve omuzuma tutunarak kendini geri çekti.
Ben nefesimi düzene sokmaya çalışırken o dışarıya çıkmış, arabasını çalıştırıyordu. Beynim uyuşmuştu resmen. O neydi az önce be! Allah'ım ya rabbim Hint filmlerinde ki gibi yerle bir saat boyunca bakışmıştım ya! Kafamı iki yana hızlıca salladıktan sonra derin derin nefes alıp verdim.
Dışarıya çıktığımda arabasına yaslanmış telefonuyla konuşuyordu. Yüzüne bakmadan arka koltuğa oturdum. Telefonunu kapatıp arabaya bindi. Aynadan bana bakarken sırıttı. Kör değiliz herhalde görebiliyoruz. Arabayı sürerken elimi çeneme koymuş dışarıya bakıyordum. Bir eli direksiyondayken diğer eliyle bir şişe su uzattığında kafamı oraya çevirip "Teşekkürler Komutan!" dedim komutan sözünü bastırarak.
"Ha şöyle Hemşire." dediğinde göz devirerek suyu içtim. Kaşlarımı çatarak suyu püskürttüm. "Bu nasıl su be!" dedim ağzımı silerken.
"Tuzlu su o. Benim kahveli halini içmem lazımdı ama sen içtin."
"Normalde tuzlu kahveyi istemede içersin ama neyse!"
"Yaparsan içerim." 🤭
Dudağım kıvrılırken aynadan beni izlediğini fark ettim.
Koğuşa geldiklerinde;
Arabadan indiğimde gri ve siyah tonların hakim olduğu bir bina gördüm. Pusat'ın baktığı cama baktığımda bir kız çocuğu gördüm yaklaşık 5 yaşlarında.
"Bu yüzden seni yanımda getirdim Deva."
"Sadece bu yüzden mi ?" dedim sırıtarak.
"Nazlı 5 yaşında. Babası şehit oldu. Onun da psikolojisi bozuk. Belki düzeltebilirsin."
"Sorun yok. Benim iş yerinden iznim var. O iş bende." diye bahaneler buldum.
"Kovarlar yakında beni zaten." diye mırıldandım.
"Bir şey mi dedin?"
"Yok yok." dedim elimi sallayarak.
Pusat çalan telefonunu açtıktan sonra hiç konuşmadan sadece dinledi ve hızlıca binaya girdi. Bende yanıma gelen Kübra'ya Nazlı'nın kaçıncı katta olduğunu sordum.
2. katta ki pembe kapılı odaya girdiğimde içerideki sarı saçlı kızı gördüm.
"Merhaba Nazlı."
Kollarını açıp bana doğru geldiğinde. İstemsizce kollarımı açtım. Bana sarıldığında yüzüme yapışan sarı saçlarının kokusunu içime çektim.
"Senin saçların neden kahverengi? Benim ki neden sarı?"
"Güzel kızların saçı sarı olur sen güzel olduğu için saçların sarı bebeğim." dedim bir bahane uydurarak.
"Ama sen benden daha güzelsin." diye dudaklarını büzdü.
"Ama senin maviş maviş gözlerin benim kahverengi gözlerimden daha güzel."
"Gel benim Barbie bebeğim var. Oynamak ister misin?"
Evet anlamında kafamı salladım.
Ayağa kalkıp pencerenin yanındaki oyuncak sepetine doğru ilerlerken solda ki camdan içeriye giren kurşun ile birlikte yere düştüm. Nazlının feryat koparmasıyla beraber kucağıma alıp dolabın arkasına saklandık.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bölüm sonu
Bu bölüm biraz gecikti üzgünüm. 😶🌫️
Bölümü nasıl bulduğunuzu yoruma yazmayı ve oylamayı unutmayın. ^_^
Sizi çok seviyorum .Bu yılımız mükemmel geçsin inşallah . Hoşçakalın🐧🐧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tılsım
General FictionDeva normal bir hemşireydi fakat Pusat onu onca hemşirenin arasından resmen karısı olarak seçti. Belki de Deva Pusat'ın gözünde dünya güzelidir kim bilir?