Soyeon'dan
'Saçların?'
İkimiz de bu soruyla hafif tebessüm ettik. Sonunda derin bir nefes alıp konuştu;
"Kesmişsin saçlarını ama rengi hala aynı?"
"Sende rengini değiştirip uzatmışsın neden?"
"Uzattım çünkü artık kısa saçlarımı sevecek bir sen yoktun, boyama nedenim de...bu tamamen annemle ilgili yoksa sarı halini seviyordum."
"Hmmm... Bende kestim çünkü boynuma gömülüp koklayacak biri yoktu. Rengiyse sadece başka renk yakıştıramadım kendime."
Kırmızı gözleriyle masumca bakıyordu. Avucumdaki yüzüğü öyle bir sahiplenmiş haldeydim ki elim acımıştı. Kimse konuşmayınca kalkıp salona geçtim. Eskiden olduğu gibi peşimden geldi az uzağıma oturdu. O an gözlerimi elime çevirdim o da ellerime bakıyordu. Daha doğrusu yüzüğe, aklıma bu yüzüğü aldığım gün gelmişti ne kadar da mutluydum hemde olacaklardan habersiz...
Flashback... Yuqi'den
Çok heyecanlıydım Soyeon'la altı yıl olmuştu ve ben artık hazırdım. Aslında ilişkimiz çok farklıydı herşey lisede başlamıştı. Nasıl olduğu tartışılır bir şekilde altı kişi bir araya gelmiştik ve ben yaklaşık bir ay sonra Soyeon'a çıkma teklifi etmiştim. Grubun ilk çifti biz olunca herkes aynı eve de çıkalım bari demişti. Dedikleri de oldu aynı evdeydik. Lisenin üçüncü senesi de Soojin ve Shuhua olmuştu yani onlar da dört yıl kadar beraberdi. Hatta Soojin evlenme teklifi bile etmişti, Shuhua da Kore'de yasal olmayan eşcinsel evliliği Kanada'da yapmak için hayaller kuruyordu. O günden bu yana Soyeon sürekli alttan laf atıyor benden adım atmamı istiyordu ve evet o gün bugün.
Annemin araması düşüncelerimi böldü telefonu küfürler savurarak açtım;"Bana bak Yuqi son kez diyorum bir ay içinde Çin'e geri dönecek ve Lucas'la evleneceksin!"
Yine aynı konu şu homofobik insanlar ne zaman yok olacak;
"Anne benim bir sevgilim var ve ayrıca onunla evleneceğim. Hem Lucas da neyin nesi oluyor da benle evlenecek biz çocukluk arkadaşıyız!"
Yaklaşık bir saat böyle kavga ettik. Çin'den ailemin yanından resmen kaçmıştım ve burda bir aile bulmuştum kendime. Annemin moralimi bozması ve beni korkutması -evet çünkü eli kolu uzun biri dediklerini yapabilir- üzerine kapıdan bana bakan sevgilimi gördüm. Küçük bedenine kurban olduğum gidip elini tuttum;
"Hazır mısın bebeğim? "
"Evet ama annenle niye tartıştın gene benim yüzümden mi?"
"Sus Jinsei'm ve yürü sahile gidiyoruz."
Sahile varmıştık ama ben cebimdeki yüzüklerin ağırlığını yavaşça kaldıramaz oldum. Nasıl yapacaktım? Soojin kemancı falan tutmuştu ama Soyeon öyle şeyleri sevmezdi o sade ve tatlıydı ani şeyleri severdi. O esnada bir mesaj aldım;
Minnie
Arkanı dön ve dondurmacının oraya gel
Aptal gibi kıvranıyorsun Miyeonla yardıma geldik
Görüldü...Canım arkadaşlarım benim. Soyeon dün klinikte yaşadıklarını anlatıyordu sakince ondan kalkmak için izin istedim;
"Bebeğim otelden arıyorlar izin verirsen konuşmalıyım."
"Aa tabii git konuş önemli olabilir sonuçta benim sevgilim ünlü bir aşçı olacak."
Yanağına küçük bir buse bırakıp uzaklaştım. Minnie ve Miyeon -birbirlerini sevmelerine rağmen sevgili değillerdi - beni bekliyordu. Miyeon'un elinde sarı renk balonlar Minnie'de papatya buketi vardı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK(X-FİLE) -YUYEON (Tamamlandı)
Fanfic-senden nefret ediyorum Song Yuqi +seni seviyorum Jeon Soyeon * -iki yıldır kime birtanem diyorsan ona git Song Yuqi +senden başka kimsem yok Jeon Soyeon