KAYIP

52 8 50
                                    

Medya; az da yuqi ağlasın aw

Yuqi'den

Sabah keskin bir baş ağrısına uyanmış ve gözlerimi etrafa bakmak amacıyla açmıştım. Başımda ağladığı belli olan Shuhua ve ona sarılan Soojin, kapının yanında küçük kanepede oturan Miyeon, ayakta telefon görüşmesi yapan Minnie ayrıca odanın kapısı dışında boyu nedeniyle Namjoon olduğunu sandığım kişiye sarılan Seokjin'i görmemle ne olduğunu hatırlamıştım. Hızlıca ayaklanmaya çalışınca Soojin beni tutmuş yatağa geri yatırmaya çalışmış;

"Yuqi saçmalama yaralısın!"

"BIRAK SOOJİN BIRAK SOYEON! ANNEM ONU ALDI....SO..SOOJİN BEN....BEN BERBAT BİRİYİM... BIRAK NOLUR... bırak..."

Bedenimi saran kollarda hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım. Dün gece sahip olduğum beden şimdi annemin elindeydi. Ağlamam şiddetlenirken Yoongi odaya daldı;

"Yuqi bana bak, kızlar sizde. Ekibim ve ben olabildiğince araştırdık ama araba ya da Soyeon'un telefonuna erişim yok. Ayrıca..."

Derin bir nefes aldı. Bir dakika hepsi buradaysa Jungkook neredeydi;

"Yoongi oppa Jungkook nerede?"

Bu sorumla kapıda Taehyung'u görmem bir oldu;

"Yuqi ve Taehyung sakin olun o iyi sadece Soyeon'u götürenler onu fark etmiş ve motorunu etkisiz hale getirmişler. Bu yüzden Namjoon ve Jin şimdi onu almaya gidecek. Ve bundan kaynaklı da Soyeon nerede bilmiyoruz."

Taehyung, Soojin'i aşarak yanıma oturdu. Transa girmiştim gözlerim dolmuş ama gözyaşım akmıyordu. Tae bedenimi sardı;

"Sıkma kendini küçüğüm ağla ama bize güven onu sana getireceğiz."

"Ben naptım?"

Benden ayrıldı;

"Sen bir şey yapmadın Yuqi!"

Minnie bağırmıştı çıldırmış gibiydi saçları dağınık gözleri kıpkırmızı olmuştu;

"SORUN DA BU MİNNİE BİR ŞEY YAPMADIM!"

Aniden ayaklanmış Minnie'nin karşısında yerimi almıştım. Ellerimi sertçe omzuna vuruyor hala ağlayamayan gözlerimin bulanıklığı ile bağırıyordum;

"KORUYAMADIM TAMAM MI! CANINI YAKTILAR VE BEN BİR ŞEY YAPAMADIM! ELİMDEN ALIP GİTTİLER VE BEN BİR ŞEY YAPMADIM! SÖYLE MİNNİE KÜFÜR ET YÜZÜME ŞU SİKTİĞİMİN BEDENİYLE ONU KORUYAMADIĞIMI SÖYLE!"

"Yuqi dur."

Durdum sanki bu komutu bekliyormuş gibiydim. Hala bulanık olan görüşümle yüzüne baktım. Ciddiyet vardı yüzünden. O esnada arkamda benden farksız olan ne ağlamış ne de o zamana kadar konuşmuş Miyeon'un sesini duydum;

"iki yıl önce o da bu haldeydi."

Beynime sıçrayan kanla arkamı dönüp gömleğinin yakasına yapışıp ayağa kaldırdım Miyeon'u;

"İSTEMEDİM O HALDE OLSUN İSTEMEDİM TAMAM MI!"

"AMA O HALDEYDİ TAMAM MI SONG YUQİ VE BİZ ONU ÖLÜMDEN KORUMAYA ÇALIŞTIK!"

Onun da elleri yakamdaydı;

"VE BENDE O LANET İKİ YIL BOYUNCA DEFALARCA KENDİMİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTIM TAMAM MI? NE ZAMAN SEVGİLİNLE KONUŞSAM SOYEON'UN DURUMUNU ÖĞRENSEM SAATLERCE AĞLADIM. BİR AYDA ÜÇ KERE HASTANEYE KALDIRILDIM. KOLLARIM KESİK İZLERİYLE DOLU. ODAMA GİRİŞLER YASAKLANDI. SÖZDE EVLİ OLDUĞUM LUCAS BİLE YARDIM ETMEDİ BANA. O BURDA NE HALDEYSE BENDE AYNI HALDEYDİM. AMA EN ÇOK ONA ULAŞMAK İÇİN RİSK ALDIM TAMAM MI!?"

Bu itiraflarımdan ne Minnie ne de diğerlerinin haberi yoktu. Ne hastaneye yatışlarım ne de kesik izleri kimse bilmiyordu;

"YARDIM İSTEMEDİN YUQİ SENİ ALABİLİRDİK BİLİYORSUN AMA YAPMADIN KENDİNİ O KARANLIKTAN ÇIKARMADIN. VE ŞİMDİ SOYEON O ÇUKURA DÜŞTÜ!"

İkimiz de yakalarımızı sıkıca kavramış bağırıyorduk kimse dokunmuyorken Shuhua aramıza girdi;

"Song Yuqi! Cho Miyeon! Kendinize gelin. Verdiğiniz sözleri ne çabuk unuttunuz böyle. İkiniz de sakinleşin ve gözlerinize bir bakın!"

Gözlerimiz bir birine dönünce ellerimi yavaşça yakasından çektim o da aynısını yaptı;

"Ve sen Song Yuqi sana sinirlerin konusunda daha ne kadar konuşmalıyım!"

Haklıydı sinirliyken kendimde olmuyordum ki bunu en iyi Shu biliyordu. Çocukken de aynıydım. O hassas taraftı hep en küçük kavga ve yüksek sesten kaçar beni bulurdu. Bense o sesi bastırmak için ses yapardım. Hatta bir keresinde sinirle anneme karşı çıkmış üstüne Shuhua'nın önünde süper bir tokat yemiştim. O gün yanağımı iyileştiren de onun tatlı öpücüğü olmuştu. Biz çok zıt ama aynı zamanda uyumluyduk;

"Ben özür dilerim Shu ve senden de özür dilerim Miyeon kendimi kaybettim."

"Bende özür dilerim gerçekten bilirsin Soyeon benim için bir arkadaştan fazlasıydı her zaman."

Biliyordum Soyeon'un ona ne kadar yardımcı olduğunu biliyordum. Kafamı sallayıp onayladım. Dönüp etrafa bakınca herkesin - Hoseok ve Jimin gelmişti- bize baktığını fark ettim.

"Kavga gürültü bittiyse gelin Jungkook telefon çeken bir bölgeye ulaşmış."

Hope'un dediği ile hızlıca içeri geçtik. Herkes kanepeye oturdu sırayla Jimin telefonu hoparlöre alıp masaya bıraktı;

"Jungkook iyi misin sevgilim?!"

"İyiyim Tae'm iyiyim sakin ol. Yuqi orada mı?"

"Buradayım."

Bir nefes sesi duyduk neler oluyordu;

"Soyeon'un zorla götürüldüğüne emin misin?"

"Yani evden çıkarken görüşüm çok bulanıktı tam anlamıyla gördüm denemez ama annemin adamlarından bahsediyoruz?!"

"O çok rahattı Yuqi hatta adamlar onu tutmuyordu bile. Göz göze geldik beni tanımasa bile motoru gördü sadece sırıtıp araca bindi."

"Bu...annem ne diye tehdit ettirdi acaba?'

Hepimiz onu dinlemeye devam ettik en sonunda olayı çözmeden kapattık. Joon ve Jin onu almaya gitmişti. Sekiz kişi herkes bir tarafta bir şey yapıyordu. Bense defalarca annemi aramak dışında başka bir işe yaramıyordum.

***
OLAYIN SOYEON KISMINDA EĞLENCE VAR DA İŞTE SİZ ŞİMDİLİK AĞLAYIN
YUQİ VE MİYEON YİYİN BİRBİRİNİZİ AW
NEYSE SEVİN BENİ BU ARALAR CİDDEN İYİ DEĞİLİM YAZAMIYORUM KUSURA BAKMAYIN ÖPTÜM SİZİ🎀

DARK(X-FİLE) -YUYEON (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin