Yeni bir şehir yen bir hayat demekti. Benim içinde yeni bir deneyim. Kaçmıştım belkide kendimden yada çevremden bana seni hatırlatan her şeyden. Ben Deniz Mehra Boz annesini ve babasını bir yangında kaybeden amcasından başka kimsesi kalmamış küçük bir kız çocuğuydum. Emanet edilen yeğenine bakmayan bir amcanın çocuğu. Kimsesizlik çok zordu oysaki neden benim omuzlarına yüklenmişti. Özlemiştim yüzünü bile görmediğim ailemi özlemiştim. Sanki bir çiçeği koklasam annem gibi kokardı yada bir papatya çayı içsem anne sevgisi kokar gibi gelirdi bana. Amcam tarafından ihanete uğrayalı bir kaç yıl olmuştu. Ne yaralarım sarılmıştı ne de kalbimdeki delik kapanmıştı.
Bir insan 18inci yaş gününden nefret eder miydi? Ben etmiştim. Etim ile kemiğim ile kendimden ve hayatımdan nefret etmiştim. Tek güvendiğim limanım üzerime yıkılmış ve ben o limanın altında kalmıştım. İnsanın sığındığı bir dağı vardı benim dağım ise amcamdı. Beni seven bana baba sevgisini esirgemeyen amcam meğer bu hayatta bana ait kimse ve hiçbir şey yokmuş. Amcam dedigin adam bir yabancıymış. İnsan kimse aile kime yuva olacağını bilmiyor ailem dediklerin seni sırtından vuruyor. Aile demek neydi bilmiyordum ama anlatılan ve gördüklerim ile amcamın benim ailem olmadığını anlamıştım. O benim ailemin katiliydi yada ben öyle zannediyordum bilmiyorum. Benim katilim de amcamdı. Sevgi besledigim beni koruyor diye övündügüm en azından beni sokakta bırakmadı aç kalmadım ölüme terk etmedi diye sevindiğim adam bir hiçti bu o gün anladım. 18 yaşına girdiğim gün sevdiğimden ayrıldığım ve bir daha gülemedigim gündü. Aynalara küsmüş kendimi odalara gizli mahzenlere kapatmıştım ben bir cocuk olarak bunu hiç haketmedim. Diğer çocukların da haketmedigi gibi. Ben başkalarının günahlarının bedelini ödemek zorunda kaldığım günü hiç unutmadım. Diri diri gömüldüğüm günü aklımdan ve kalbimden silmedim. Ben yalnızlığa terk edildigim günü kalbime hapsettim bir daha açılmamak üzere üzerine kırk kilit astım kırk yorgan örttüm dışarıya sağır ve dilsiz oldum ben o gün öldüm ve başka bir ben olarak tekrar doğdum.
Savcı hanım geldiniz mi? Sesi ile kendime geldim evet gelmiştim. Başka bir sehire yeni bir hayata gelmiştim. Bu sehirde başka bir kadın ve başka bir hayat olmaya gelmiştim. Her gittiğim yerde bir hatıra bırakırdım buraya da yeni bir başlangıç yapmak için gelmiştim. Yeni hayatıma yeni başlangıçlara yol olması dileği ile geldim. Bu defa ağlamadan ağlatmaya kötünün karşında dimdik olmaya geldim en önemlisi de ben ilk defa bu hayatta bir seyleri başarmak için geldim.
Ben Savcı Deniz Mehra Boz yeni görevime yeni bir şehirde yasamaya ve yeni bir hayata hoşgeldim.
Yeni başlangıçlara ve yeni defterler açıp hesap sormaya geldim bekle beni Diyarbakır bütün pisliklerini gömmeye geldim.Diyarbakır'da ki evimde odamda ilk iş günü için hazırlıklarımı yapıyordum. Yeni bir ev düzmesi kolay değildi benim Allah'tan arkadaşlarım vardı da onlar bana yardım ediyordu. Onlar olmasa çoktan ölmüştüm beni hayata geri döndüren bizim gibi bu suskunluğa mahkum edenlerin cezasını çekmesi için ettiğim intikam yeminiydi. Ben bu hayata yaşayan bir ölü iken öldürmeye teşebbüs edenleri gömmeye geldim. Adaleti sağlayıp adalet için ölmeye geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhem( Yaralı)
RomanceBir savcı kadın ve bir askerin unutulmaz aşkı Bu isinde watpad de ilk kitaptır. Hikaye ve konusu bana aittir çalınma vs durumunda yasal işlem yapılacaktır. Gerçek olaylarla bir ilgisi bulunmamaktadır.