İnsan kaybolur da nereye gideceğini bilmez ya bende öyleydim. Arabaya nasıl atladım nereye yol alıyorum bilmiyorum. Bu gün yaşadıklarımı kaldıramadım sanırım. Küçük bir kız çocuğu sırf başlık parası ile satılıyor hemde satan adam kızın babası bile değil? Ne kadar vicdansız merhamet yoksunu insan var bu dünyada.
Yol nereye gidiyordu ben nereye gidiyordum. Bu şehire ailem burda diye gelmiştim. Defne duysa beni bitirirdi. Defne de nişanlısının tayini buraya çıktığı için gelmişti. Şaka gibi ama değil burda olmak benim için kabus gibiydi. Koca bir kabus her an ailemden birisi ile karşılaşabilir her an bir birimizi fark ede bilirdik. Beni belki bilmezler idi yada olma ihtimali üzerinde düşünürleri ama benim kendi kızları olduğumu bilmeleri tuhaf olurdu. Katlanamıyorum bu ne biçim bir hayattı böyle ailem vardı ama bir yandan da yoktu. Kalbimin ne kadar yandığını gören var mıydı?
Yağmur yağmaya başlamıştı. Yol kaygan zemin ise sislidi. Sisli ve yağmurlu havada yol almak çok zor olmaya başlamıştı. Bu şehire geleli bir kaç ay olmasına rağmen hala alış amamıştım. Sis yüzünden önümü bile göremiyor dum. Yol sanki bir anda kaybolmuştu. Sadece arabanın ışığı ve bir kaç adım gittiğim de görünen yol çizgileri dışında bir şey yoktu. Bu şekilde yola devam edemeyeceğime karar verdim ve kendimi arabadan dışarı attım. Dışarısı soğuktu yağmur yağıyor şimşek çakıyordu. Ben ise sırılsıklam ıslanmış bulunmaktayım. Kalbim göğüs kafesim de atıyordu. Ben ne ara buraya gelmiştim. Gerçek ailemin evinin önünde kendimi nasıl bulmuştum. Şuan tek ihtiyacım bir anne miydi? Ya da bir baba? Duygularım alınmış gibiydi. Sırılsıklam bir halde yere çöktüm. Arabanın silecekleri çalışıyor ışığı yanıyordu. Hala yolu görmüyordum. Kafam ise çorba gibiydi tam yan tarafımda babam ve annemin abimler ile birlikte yaşadığı ev vardı. Şaka olsa bu kadar olurdu. Kendimi ailemin kapısının önüne atacak kadar çok mu yorulmuştum yoksa bütün gün yaşadığım olaylar bu şekilde mi patlak vermişti. Halsiz bir haldeydim. Sırılsıklam ıslaktım araba hala çalışıyordu. Ben ise öylece tam yanımdaki eve bakıyordum ailemin yaşadığı eve. Gitsem bana yardım edin dayanamıyorum desem ne olurdu bilmiyordum. Sadece yağmur sesi, arabanın sileceklerinin sesi ve havada çakan şimşeklerin sesi ile birlikte ailemin kapısının önünde oturuyordum. Nasıl bir çelişki bu bilen varsa bana anlatsın. Girsem bu halde karşılarına çıksam ne olurdu ne kaybederdim. Ayaklarım beni neden buraya getirmişti. İyileşmek mi istiyordum yoksa bir aile mi? Kim olarak buradayım neden buradayım hiç bir cevabım yoktu. Sadece hekliyorum çöktügüm tekerleğin dibinde birinin gelip beni bulmasını bekliyorum şaka gibi gelebilir ama gerçekti bu. Sanırım bu gün yaşadıklarım bana ağır geldi. Önce Adliye'nin önünde saldırıya uğramam sonra tehdit dolu mesajı arabamın camında bulmam daha sonrada sanırım bu günkü küçük kızın davasını almam delirtmişti beni.
Küçük hir kız çocuğu gelmişti belki de o kızı kendime benzetmiştim. Kimsesiz bir kız çocuğu annesi babası olmayan yardım istediğinde elinden tutan kimsenin olmadığı bir kız çocuğu. Kendimden bir şeyler mi bulmuştum o sarı saçlı mavi gözlü minik kıza bakarken bilmiyorum. Yaşı evlenmek için çok küçüktü. En azından bana göre küçük bir çocuktu. Annesi bakmadığı için hir aileye evlatlık vermişti. Babası issiz bir adamdı çalışmıyor ge kızının sırtından geçiniyorlardı ta ki o ana kadar küçük kız çocuğu baba bildiği adam ile dini nikah ile evlenip karısının doğuramadığı çocuğu o kızın dogurmasını isteyene kadar. Doğurmak ile anne olun muyordu ben bu gün onu anlamıştım. Delir miştim bir insan sırf besledi büyüttü diye bir çocuk üzerinde hak iddia edebilir miydi? Çocuk her yaşta çocuktu. 13 yaşında bir çocuk nasıl anne olabilirdi. Özellikle anne bildiği kadının üzerine nasıl kuma olarak verile bilirdi. Sırf büyüttük besledik diye bir çocuğu adet gördüğü zaman neden kocasına çocuk versin diye kullandırırdı bir kadın aklım almıyordu. Bir çocuk nasıl baba bildiği adamın ona dokunmasına ses etmezdi. O daha çocuktu çocuk. Aralarında bir sürü yaş farkı vardı. Sanki çocuğun suçu gibi her şeyi o yapmış gibi hayatı hakkında karar veriyorlardı. İnsan yavrum deyip bağrına bastığı çocuğu nasıl kumaşı olarak kocası ile birlikte olmasına göz yumardı. Okulda olması gerekirken bir çocuk nasıl anne olabilirdi. Delirmek üzereyim desen inanır mıydınız? Çocuk çocuk doğuryordu ne kadar iğrenç bir tabir bu. Sırf bunca zaman beslediler elbise aldılar giydirdiler yedirip içirdiler diye bir kıza bu yapılan neydi? Her yerde bu gibi durumlar olmak zorunda mıydı elimde olsa ikisini de asardım ama elimde hiçbir şey gelmiyordu. Sadece suç dosyası açıp içeri tıkılması için bir şeyleri yapmak dışında.
Arabamın arkasına araba gelmişti. Kimsi yada neciydi umarım aileden birisi değildi. Ben dayanamazdım ki! Benim ailemden birisi olma ihtimali var mıydı? Varsa umarım beni görmezdi yanımdan geçip giderdi. Hayat bu gün bana götünden gülüyordu karar vermiştim. Bu gün yan Deniz deli gibi yan diyordu. Yan ama yangınını söndüren olmasın Deniz diyordu.
Araba tamda arabamın arka tarafına park etti. Yanıma doğru gelen ayak seslerini duyuyordum. Yağmur tüm hızı ile yağmaya devam ediyordu. Bir yanda ayak sesleri diğer yanda yanıma gelen adamın sanki beni tanıyacakmıs gibi bakışı. Kafamı kaldırmaya bile mecalim yoktu. Ben ailem ile karşılaşmamak için kaçarken birden kendimi kaybetmiş ve annemlerinn evinin önünde bulmuştum kendimi. Şaka değildi ama gerçek olamayacak kadar da tuhaftı. Kendimi İlk kez bu kadar çıkmazda ve çaresiz hissettim. Kos koca bir dağ üzerime devrildi. Olur ya ölmek isterdin ama ölmek için bile mecalin yoktur tam o haldeydim. Ölmek isteyecek kadar yorgun ama bir o kadarda çaresiz. Yaşamak istiyordum ama yaşamak için bir sebebim yoktu. Yıkık dökük bina gibiydim. Bir deprem olsa güm diye yıkılacak ama yıkılmak için bile depreme dayanacak gibiyim._ Hanımefendi iyi misiniz bir sorun mu var?
Büyük ihtimalle şaşkındı. Arabasının yanına çökmüş bir kadın görmek tuhafina gitmişti belki de. Ya da bitik bir halde beni görmek ne hissettirmisti ki abimdi o benim abim. Yüzüme baksa bilir miydi onun kardeşi olduğumu. Uçsuz bucaksız bir soruydu bu beni tanımış mıydı? Belkide bilmezdi sonuçta yeni doğmuş iken bir kaç kez gördüğü bir bebektim sonuçta. Ne diyordum ben üzerinden yıllar geçmişti. Beni nasıl tanısındı ki. Deliriyordum şuan bitik haldeyim ne cevap verecek sesim ne de ayağa kalkacak halim vardı. Beni hasta zannetti galiba belkide delirdi sanmıştı. Bilmiyorum ne düşüneceğini ne yapacağımı kestir emiyorum. Kafamı kaldırsam yüzüne baksam tanıyacak beni diye aklım çıkıyor. Biraz asabi gibi belki de bana öyle geldi. Elli ile bana dokunuyor iyi olup olmadığına bakıyordu. Benim öldügümü düşünmüş olmalı nabzını kontrol ediyor. Ruhumun öldüğünü de görebiliyor musun abi dememek icin dudaklarımı dişliyorum dudağım kanıyor ama umrumda değil?
Bir yanda arabamın cam sileceginin sesi diğer yanda ise arabamdan gelen radyo sesi yanımda bulunan abim ile tam şuan delirmek üzereyim.
Kesin delirdigimi düşündü yağmurlu havada insan neden kendini kaldırım kenarına atar ki diye düşünüyor olmalı. Bana dokunurken bile kıya mayarak dokunuyor belkide bana öyle geliyor. Bir insan tanımadığı bir kadına bu kadar Şevkat gösterir mi?
Bir anda cesaret geliyor bana ve gözlerimi kaldırıyorum o bakıyor bana ben bakıyorum ona tuhaf bir denklem. Gözleri tıpkı benim gözlerim gibi mavi ne kadar tuhaf değil mi ilk kez abimi canlı olarak görüyorum. Hemde her açıdan bitkin bir halde iken. Bana bakıyor sonra iyi olmadığını düşünüyor sanırım. Bence de haklısın abi hiç iyi değilim diyorum içimden. Hiç iyi değilim. Once arabaya giriyor silecekleri kapatıyor arabayı durdurup yanıma geliyor ben ise sadece onu izliyorum bir film sahnesini izler gibi. Bir anda beni kucağına alıyor ne olduğunu anlamıyorum sonrası mı iste sonrası yok o an yağmurdan mı yaşadığım anın heyecanından mı bilinmez ama bayılıyorum. Beni bir yere götürüyor nereye bilmiyorum gittiğim yer umrumda mı ondan da emin değilim. Sadece baygın bir halde abimin kucağında gidiyorum. İlk kez doğmuş bebeğin abisinin kollarında olduğu anı yaşıyor gibiyim ama ben abime bir 25 yıl kadar geç kalmış gibiyim. Gözlerim kapanıyor sesler duyuyorum ama sesleri anlayacak kadar da iyi durumda değilim. Halim harabe içim dışım ise ölü. Bem bende değilim beni bulan varsa söylesin ben nerdeyim?Hangi ilde Hangi şehirde kaybettim kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhem( Yaralı)
RomanceBir savcı kadın ve bir askerin unutulmaz aşkı Bu isinde watpad de ilk kitaptır. Hikaye ve konusu bana aittir çalınma vs durumunda yasal işlem yapılacaktır. Gerçek olaylarla bir ilgisi bulunmamaktadır.