23.

304 24 3
                                    

Şu an hayatımın en gerici dakikalarını yaşıyordum sanırım.

Hyunjin ile olanlardan sonra beraber duşa girmek istemişti. Her ne kadar utangaç hissetsem de ona hayır diyemedim, özellikle o andan sonra ona karşı daha utangaç hissetmeye başlamıştım ayrıca.

Hesaba katmadığım şeyse evinde neden var olduğunu bilmediğim bir küvet olmasıydı. Fazlasıyla minikti, bu yüzden Hyunjin ile dip dibe olmak zorundaydım. Başka şartlar altında bu hiç de sorun etmeyeceğim bir durum olsa da şu an çıplaktım, o da öyleydi.

Ben öne doğru eğilmiş, önümdeki suyla oynarken Hyunjin gayet rahat bir şekilde arkasına yaslanmış ve tahminimce gözlerini benim üzerimde gezidiriyordu. Görmesem bile bakışlarını tam olarak hissediyordum.

"Öyle rahat mı hayatım?"

Konuşmasıyla birlikte panikle ona doğru çevirdim bedenimi, şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Neden şaşırdığımı bile bilmiyordum, sanırım bunun asıl sebebi şu birkaç saattir yaşananlardı.

"Iyi böyle." dememle birlikte omuz silkti ve ben de önüme döndüm hızlıca.

Fakat birkaç saniye sonra sırtımda Hyunjin'in kalp atışlarını hissetmeye başladım. O kollarını bedenime sararken ben rahat mıydım, yoksa huzursuz muydum çözemiyordum. Sanırım alışmam gereken şeylerden birisi de buydu.

"Canın acıyor mu?" diye sormasıyla doğruyu söylemek konusunda kararsızdım. Biraz sızı olsa da iyi sayılırdım. Bu yüzden sorun olmadığını söyledim.

"Fazla sessizsin, utanıyor musun yoksa?" demesiyle yavaşça omuzumda duran gözlerine çevirdim bakışlarımı.

"Böyle şeylere pek alışkın değilim." dediğimde gülümsedi.

"Sen de dünyaya bu şekilde geldin, bazı istisnalar dışında." diyince güldüm istemsizce. "Aslında beni leyleklerin getirdiğini düşünüyorum."

"Nasıl yani?"

Hafifçe iç çektim. "Bilmiyorum, ailem hiç bu derece yakın değildi birbiriyle. Mesela sen beni hep öpüyordun, onların bunu yaptığını hiç sanmıyorum."

Bunu duymasıyla boynuma bir öpücük kondurdu. "O halde leylekler seni benim için getirmiş olmalı."
Gülümsedim, sahiden de bu dünyaya onun için geldiğim bir gerçekti artık.

"Birbirine aşık olan insanlara cok hayranım biliyor musun Hyun." dememle merakla "Nedenmiş?" dedi o da.

"Çünkü küçüklüğümden beri hiç birbirine aşık olan insanlara şahit olmadım. Bu yüzden bir dizi de veya kitapta birbirine aşık iki kişi gördüğümde çok etkileniyorum. Cidden çok büyülü bir his gibi geliyor." dedim sessizce.

Bu sefer söylemek istediklerimi gözlerine bakarak söylemek istedim, bu yüzden önüme döndüm ve gülümsedim. "Ve ilk kez bu büyülü hissi gerçekten yaşıyorum sanırım, senin sayende. Gerçek olduğunu bilmediğim bir şeyin içinde süzülmeye başladım, garip hissettiriyor."

Hyunjin duyduklarıyla adeta gözlerimin içine bakmaya başladı. Şu an sadece gözlerimi değilde tamamıyla beni görüyormuş gibi hissediyordum. Normalde bile olsa insanların bana bakmasından rahatsızlık hissetsem de, bu şu an hiç sıkıntı değildi. Hyunjin beni görebilirdi.

Söyleyecek bir şeyler bulamamış olacak ki sadece sıkıca kollarını bana sardı tekrardan. Yavaşça mırıldanmaya başladı, "Sana bütün kalbimle aşığım, Jeong. Bundan sonra başkalarına hayran kalmana gerek yok."

Bu konuşmanın ardından birkaç dakika boyunca birbirimize sarıldık durduk. Sonrasında da Hyunjin hasta olmamam için çıkalım diye ısrar etti. Üstümüzü giyinip, (her ne kadar ben istemesem de) aşağı indik.

Hyunjin, yorulduğum için bir şeyler yemem gerektiğini söylemişti. Saat epey geç olmuştu ve ikimizinde uyuması gerekiyordu.
Buna rağmen Hyunjin benim isteğim üzerine pankek yapmaya başlamıştı. Ben de yanı başında onu izliyordum.

Ben rafın üstünde oturmuş onu izlerken o yaptığı işe fazlasıyla odaklanmıştı. Bu halleri cidden çok tatlı oluyordu.

"Aşkım şarkı açsana." demesiyle ne açayım diye sordum ancak istediğim herhangi bir şey olabileceğimi söyledi. Ben de bunun üzerine 'Mariners apartment complex'i açtım.

Bu şarkıyı Hyunjin ile tanıştıktan sonra görmüştüm, tesadüfen karşıma çıkmıştı ve dinlediğim zamandan beri bana Hyunjin'i hatırlatıyordu. Sanırım her zaman onu düşündüğüm içindi.

Hyunjin pankekleri tavaya koymuş ve tüm odağını benim üzerime çekmişti. Yavaşça elimden çekerek beni ayağa kaldırdı, ben de bunun üzerine dik dik ona bakmaya başladım.

"Hadi dans edelim.." diyecekken hızlıca kestim onu. "Olmaz, çok utanırım."

Dediğim şeyle mızmızlanmaya başlayacak olan ifadesini takınmış ve bana doğru yaklaşmaya başlamıştı. "Hadi ama, seviştik bile. Dans etmekten mi utanıyorsun?"

"Bu şarkı da nasıl dans edelim?" diye sormamla omuz silkti hızlıca. "Sen onu dert etme, bana bırak." demesiyle daha fazla ısrar edemedim.

O yavaşça bir elini belime yerleştirirken, ben de ona ayak uydurup omuzuna tutundum. Arasındaysa ellerimiz birleşti.

Hyunjin şarkıya uyumlu bir şekilde bir ileri bir geri giderken ben sadece ona ayak uyduruyordum tekrardan. Bu yavaşça hoşuma giderken gülümsedim. Sahiden birbirini seven insanlar böyle şeyler mi yaşıyordu, sandığımdan daha da büyülü hissettiriyordu çünkü.

Kendimi fazla kaptırmış olmalıyım ki şarkıya eşlik ederken buldum kendimi. "You lose your way, just take my haaanddd." Hyunjin bu halime içten bir şekilde gülümserken ben mırıldanmaya devam ediyordum.

Ardından Hyunjin de bana ayak uydurmak istemiş olacak ki, "I'm your man." diye mırıldandı aynı benim gibi.

Birkaç dakika boyunca bu büyülü ana kaptırdık ikimizde kendimizi. Sanırım, gerçekten hayatım boyunca yaşadığım en huzurlu o bir kaç dakikaydı. Ve son olmamasını diliyorum.

Şarkı bittiğinde Hyunjin hızlıca yanmakta olan pankekleri kurtarmış ve hepsini tabağa koyduktan sonra gururlu bir şekilde "Oldu!" demişti.

Ben de onunla uğraşmak adına "Olduu!" diyerek onu taklit etmiştim. Hyunjin bu yaptığımla bana dönüp işaret parmağıyla burnuma dokundu hafifçe.

"Seni yerim, mecazi değil." demesiyle güldüm. "Yedin zaten?"

Hyunjin yeni fark etmiş gibi beni onayladı ve birlikte masaya geçtik. Pankekleri yerken aramızda güzel bir sohbet dönüyordu, onunla konuşmayı seviyordum. Çünkü beni anladığını hissediyordum. Normal şartlar altında anlaşılmadığım için konuşmayı sevmesem de, Hyunjin'in yanında bu tam tersine dönüşüyordu.

Ilk kez kendimi olmam gereken yerde gibi hissediyordum galiba, tarif edemeyeceğim kadar karışık ancak bir o kadar da güzel bir histi.

sanirim fic boyunca yazdigim favori bolumum oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sanirim fic boyunca yazdigim favori bolumum oldu

ayrica dooshik ve jooha'dan esinlendim biraz, onlari cok sevdigim icin boyle bir bolum olmasini istedim

umarim siz de sevmissinizdir ☹️

pretty boy ,, hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin