Çok uzatmadan tek bir şey söyleyeceğim okunma sayısına göre beğeni ve yorum sayısı çok düşük lütfen tek bir yorumu veya beğeniyi çok gormeyin emeklerimin karşılığını almak benim de hakkım.
İyi okumalar buraya kalp bırakalım 🌙
Kemiklerimde oluşan sızlama ile hafif inleyerek araladım gözlerimi yatakta doğrularak baktım saate saat henüz 5.12 idi son zamanlarda hastalığımın yan etkilerinden ve kabuslardan dolayı çok uyuyamıyordum bu yüzden gözlerimin altındaki morluklar bariz bir şekilde ortadaydı.
Yataktan kalkıp soğuk bir duş için banyoya girdim üstümdekileri çıkarak suyun altına girdim fakat artık eskisi gibi duş alamıyordum gerçi duş almaya bile korkuyordum çünkü saçımın dökülmesinden nefret ediyordum.
Duşumu aldıktan sonra odaya girip giysilerime baktım yaralarımdan dolayı oldukça kapalı bir eşofman takımımı alıp giydim saçlarımı da kuruttuktan sonra saat altı olmuştu uykum yoktu ne yapacağımı bilemeyerek bahçeye çıkmaya karar verdim. Herkes uyuduğu için kapıyı sessizce açıp aşağıya indim dış kapıdan çıkarak dışarı çıktım çıkmamla birlikte yüzüme serin bir hava temas edip geçti bahçenin sağ tarafındaki çardağa doğru yürüyüp oturdum ve etrafı incelemeye başladım kendimce. Dış kapıdan duyduğum bir takım seslerle kafamı oraya çevirdim önce kapıda duran bir araba sesi geldi ardından kapı çarpma sesi geldi.
Birkaç adamın konuşmasından sonra kapının açıldığını gördüm önce kapıdan bakış açıma beyaz bir spor ayakkabı girdi içeri, arkasından içeriye valizlerini götüren bir koruma vardı. İçeriye giren adama baktım, uzun boylu esmer biriydi kot pantolonu tüm bacaklarını sarmıştı üstüne de beyaz tişört giymişti. Bahçeye girince gözlüklerini çıkarıp etrafına baktı. Beni görmemesi adına oturduğum yere daha çok sindim ki başarısız oldum.Beni görünce önce kaşları derince çatıldı sonra hemen eski haline geldi. Bana doğru yürümeye başladı. Tam önümde durdu ve şöyle dedi.
"Bu saatte burda ne işin var?" sorduğu soru ile kaşlarım istemsizce çatıldı. Bu adam kimdi acaba da böyle gelip soruyordu. Ayrıca beni gördüğünde şaşırmadığına göre benden haberi var veya beni tanıyordu fakat beni onu tanımıyordum.
"Şey uyku tutmayınca hava almak istedim" diye cevapladım adamı.
"Fazla durma dışarda geç içeri sonra bide senin hastalıklarınla uğraşmayalım." Deyip arkasını dönüp içeriye gitti. Arkasından öylece bakakaldım sadece.
Bahçede bir süre oturduktan sonra bende içeri girdim. İçeriye girdiğimde salonda İpek hanımı oğluna sarılmış bi şekilde gördüm.
"Oh canım oğlum nasıl özlemişim ya" diyerek onları böyle görünce içimdeki burukluğa engel olamadım. Hiçbir zaman kimse bana böyle içten sarılıp öpmemişti veya böyle sevgisini göstermemişti. Gerçi temaslardan korkuyorum, kaçıyorum..
İpek hanım'ın beni gördüğünde ilk önce bir şaşırdı.
"Aa kızım bu saatte neden uyanıksın sen?" diyerek bana doğru gelmesiyle bir adım geri gittim.
"Uykum kaçtı da bi nefes alayım diye çıktım."
"Anladım kızım ama dikkat et üşütme kendini havalar serin hala, gel seni abinle tanıştırayım.." diyerek yeni gelen adamı gösterdi bana "Bu Baran abin 25 yaşında ve doktor kendisi" diyerek gururla baktı oğluna fakat kendi adıma aynı şeyleri söyleyemeyeceğim çünkü doktor kelimesinden sonra bir tık gerilmiştim. Benim bu adamdan uzak durmam gerekiyordu, kesinlikle hemde.
Oğluna döndü tekrar "Oğlum işte bahsettiğim kardeşin Alin, çok güzel değil mi" deyince gülümseyerek baktı bana fakat ben biraz utandığım için pek bir tepki veremedim. Bara ise sadece başını sallamakla yetindi, anlaşılan bu da soğuktu. İpek hanım birkaç birşey söyledikten sonra bende izin isteyerek odaya çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunun Esareti
Novela JuvenilAslında herşey yıllar önce başlamıştı. Ben korkunun esareti olarak büyüdüm ama yeni hayatımla birlikte içimdeki o güçlü kızı ortaya çıkarmaya kararlıydım. Yeni hayatım ve yeni hayatımdaki yeni insanlar sayesinde...