Sırtımdaki derin sızıyla inleyerek araladım gözlerimi. Yaralarım kapanmadan üstüne yenileri eklenmişti yine, acıdan dolayı fazla uyuyamamıştım işimin başlamasına iki saat vardı daha, benimde uykum kaçmışken yataktan çıkıp banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayarak dişlerimi fırçaladıktan sonra banyodan çıktım. Henüz erken olsada evde durmak istemediğimden dolabımın karşısına geçerek rastgele kot pantolonumu ve tişörtümü üstüne de giyindim altına beyaz spor ayakkabılarımı giyerek sessizce odamdañ çıktım. Salon leş gibi sigara ve alkol kokuyordu, bu kokudan nefret ediyordum.
O herifi uyandırmadan evden çıkmayı başardım. Sahile inerek kendime çay simit alarak çimenlere oturdum. Ağaca yaslanacak iken sırtımdaki yaralar sızlayarak kendini belli etti. Dik oturarak denizi izlemeye başladım. Saat geçtikçe iş yerime doğru yürüdüm, çok büyük olmayan bir kafede garsonluk yapıyordum. okulu bırakmak zorunda kaldım ve üç senedir çalışıyordum.kafenin kapısını açarak içeri girdim.
"Günaydın Alin" diyerek beni karşılayan kişi yeşim ablaydı. Yeşim abla kafenin sahibiydi ve oldukça sıcak kanlı biriydi. Hayatımda kötülükten uzak durmayı başarabilen nadir insanlardan biriydi. Hoş, benim hayatımda sanki çok insan vardı da...
"Günaydın yeşim abla" diyerek mutfağa gidip önlüğümü takarak işe başladım. ..
🌙
Saat gece dokuz olmuştu işimi bitirerek önlüğümü çıkartıp masaya koyarak kafeden çıktım eve doğru yürümeye başladım. Ev ile kafe arasında yürüyerek yarım saatlik yol vardı. Fakat ben sabahları erken çıkarak sahile iner orda sakin kafa ile dinlenirim.
Evin kilidini açarak içeri girdim ev boştu hemen odama giderek kapıyı kapatıp kilitledim banyoya ilerleyerek soğuk duşa girdim iyice yıkanarak duştan çıkıp kurulanarak pijamalarımı giydim ve yatağa girip ustümü örttüm tam uyuyacak iken telefonum çaldı telefonuma uzanarak açtım;
"Efendim"
"Güzelim nasılsın? " diyerek cevapladı Serkan"İyiyim sen?"
"Bende iyiyim bugün yoğundum arayamadım seni sesini duymak istedim, merak ettim"
"İyi etmişsin sesini duymak banada iyi geldi ama çok yorgunum sonra konuşalım olur mu?
"Olur güzelim "
"İyi geceler "
"Seni seviyorum küçüğüm kendine iyi bak iyi uykular "
"Bende seni seviyorum abi iyi geceler " diyerek telefonu kapttım.Serkan benim dokuz yıllık arkadaşımdı artık arkadaşlığı bile geçtim benim için bir abi gibiydi. Benden altı yaş büyüktü bu karamsar hayatta yanımda olan tek kişiydi. 3 sene önce babasını kaybetti annesi ile tek başlarına kaldılar fakat serkan mimarlık okuyarak mezun olmuştu ve şuan annesi güler teyze ile güzel bir şekilde geçiniyorlar. Ben 11 yaşında iken yine o adamdan dayak yediğim günü hatırlıyorum sebebi ise sofranın hazır olmamasıydı odama dalmıştı o zaman fakat ben ders çalışıyordum o zaman. Yine dayak yemiştim odamda bir saat boyunca ağlamıştım o da içerde uyuyorken bende dışarı çıkmıştım. Yüzümde kurumuş kan lekeleri vardı evimizin yanındaki parkta oturup ağlamaya devam etmiştim ta ki yanima biri oturuncaya dek kafamı kaldırdığımda yanımda berk vardı o zaman
"Niye ağlıyorsun? " diye sormuştu ben konuşmayınca da bana sarılmıştı hiç kimse bana sarılmamıştı o güne kadar bende kafamı omzuna koyarak tekrar ağlamaya başlamıştım. Temasta bulunduğum son kişiydi Serkan...
" Ağlama" demişti o da çocuk aklı ile, o günden sonra sık sık serkanı gormek için o parka inerdim artık arkadaş olmuştuk ama yaşadığım travmadan sonra asla serkanla temasta bulunmamıştık hayatımdaki en önemli kişi olmuştu Serkan, onu çok seviyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunun Esareti
Fiksi RemajaAslında herşey yıllar önce başlamıştı. Ben korkunun esareti olarak büyüdüm ama yeni hayatımla birlikte içimdeki o güçlü kızı ortaya çıkarmaya kararlıydım. Yeni hayatım ve yeni hayatımdaki yeni insanlar sayesinde...