4. BÖLÜM

196 20 9
                                    

1 yıl sonralp
Odamın balkonunda oturmuş, kitap okuyordum. Hafif rüzgar esintisi yüzüme çarpıyordu. 25 Haziran, benim doğum günümdü. Doğum günlerini umursamazdım, genelde evde keyfime bakardım. bu sene nasıl olacak bilmiyordum.

Saat'e baktım 18.00'di şaşkınlıkla kitabıma baktım. Dört saat'tir kitap okuyordum!  Gerçekten kitap okurken, zaman su gibi akıyordu. Kitabı masaya bırakıp, telefonumu elime aldım. Kimseden mesaj yoktu. Hepsinin doğum gününü erkenden kutlardım, ama onlar benimkini unutmuş gibilerdi.

Kalkıp, odama girdim kitabımı masaya koyup, mutfağa indim. Annem evde yoktu, nereye gitmişti? Bana haber bile vermemişti.  Kapının zili çaldı. Annem gelmiş olabilir miydi?

Kapıyı açtığımda, karşımda anne'mi değil, Ege'yi gördüm.

"Neden burdasın?" Diye sordum işaret diliyle.

"Yeni eğlence bulduk." Dedi Ege. işaret diliyle konuşuyordu, eksik hissetmeyeyim diye.

"Ne eğlencesi?" Dedim. Yüzümden mutsuzluğum okunuyordu, ama Ege anlamadı bile.

"Korku evine gidiyoruz." Dedi. Şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

"Ne cidden mi?" Dedim. Ege kafasını salladı.

"Arabada bekliyorum." Dedi, ve gitti. Odama geçip, dolabımı açtım.

Uzun beyaz şort giydim, üstünede yeşil tişört giydim. Çantamıda alıp çıktım. Ege dediği gibi arabada bekliyordu. Gülümseyerek arabaya bindim, kemerimi taktım.

"Gidelim." Dedim. Oda kafasını salladı.

Korku evinin bulunduğu yere gidiceğimizi sanıyordum fakat birlikte vakit geçirdiğimiz eve gelmiştik. Şaşkınlıkla ona doğru baktım.

"Beste'yi alacağız." Dedi.

"Sen in, bekliyorum ben." Dedim. İşaret diliyle.

"Olmaz, seninde inmen gerekiyor." Dedi. Kızgınlıkla ona doğru baktım.

"Ben ne yapıcam gelip?" Dedim. "Beste'yi mi giydireceğim?"

Şaşkınlıkla kaşları havalandı. Kapısını örtüp, benim kapımı açtı.

"Kalk geliyorsun." Dedi. Israr etmeden indim, hiç inat edecek havada değildim.

Beraber, eve doğru yürüdük. Fark ettim ki evin ışıkları yanmıyordu. Neden yanmıyordu? Ege kapıyı açtı. İlk içeri o girdi, arkasından ben girdim.

Birden birşey patladı, ışıklar açıldı.
Şaşkınlıkla kalabalığa baktım, ama herkes Onur'a bakıyordu.

"Onur, Allah aşkına bir kendine sahip çık!" Diye bağırdı Deniz.

"İyi ki doğdun Nil!" Diye bağırdı Beste. Gülümseyerek onlara baktım. Bir anda hepsi aynı şekilde bağırmaya başladı.

Deniz gelip bana sarıldı, geri çekilip gözlerimin içine baktı.
"İyi ki varsın." Dedi. Gülümseyerek ona baktım.

"Sende iyi ki varsın." Dedim,işaret diliyle.
Hepsi tek tek bana sarıldı. Üniversiteden de bir kaç kişi vardı. Benim, ve onların ailesi vardı.  Herkes hediyelerini verdi.

"Gençleri bırakalım eğlensinler." Dedi. Denizin babası. Gülümseyerek onlara baktım. Hepsine tek tek teşekkür ettim.
Ailelerimiz gitti, hepimiz baş başa kaldık.  Gelenler, müzik eşliğinde dans ediyordu. Biz ise bir kenara oturmuş, konuşuyorduk.

"Unuttunuz sanmıştım." Dedim. Hepsi güldü.

"Hiç unuturmuyuz?" Dedi Beste.

"Kızım sen fark etme diye, neler çektim bir bilsen." Dedi Onur. Gülümseyerek ona baktım.

YARIM DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin