medyada kabus gören Arya var :)))
Eve gelir gelmez mutfakta yemek yapmakta olan anneme kocaman bir öpücük kondurdum. Tabi yemeklerle uğraştığından dolayı beni pek umursamadı. Ardından evin içinde adeta kanguru gibi zıplayarak odama gittim. Çantamı bir kenara fırlatıp kendimi yatağın üzerine attım. Bedenim yatakla buluşunca tavanı izlemeye başladım.
Odamın tavanında yıldız ve gezegen motifleri vardı ben gezegenleri ve yıldızları çok seviyordum. Beni rahatlatıyorlardı. Tek kelimeyle muazzam bir düzen vardı orda. Aşıktım gökyüzüne. Tabi denizide unutmamak lazım. Ben denize bayılırdım. O dalgaların kocama kayaları yalayıp köpük köpük olması o ses gerçekten beni rahatlatan sakinleştiren şeylerdi. Bütün bu düşünceler arasında kaybolup uyuyakalmışım.
"Ateş?"
"Ateş neden bana böyle bakıyorsun?"
"heyyy cevap versene Ateş?"
"korkuyorum nolur konuş"
derken ağlamaklı sesimle Ateş sadece bana bakıyordu gözleri onunda doluydu sadece bana bakıyor hiç konuşmuyordu.
Buraya nasıl gelmiştik ben bu kırmızı elbiseyi nasıl giymiştim bilmiyorum. Ateşin üzerindekiler simsiyahtı. Bulunduğumuz yer ise bembeyaz...
"Ateş konuş"
"Ateş ben ben çok korkuyorum neden bana böyle bakıyorsun?" diyip Ateşin yanına yaklaştım yanaklarını ellerimin arasına alıp ona baktım. Ateş arkasını dönüp yürümeye başladı. Ağlayarak peşinden gidiyordum. Ben hızlandıkça oda hızlandı.
"Ateş nolur beni burda bırakma gelemiyorum nolur"
Dizlerim titremeye başlamıştı Ateşe yaklaştıkça sıcak bir rüzgar bedenimi yakıyordu. Ateş sonsuz beyaza doğru yürüyordu en son dizlerime çöküp gitme diye bağırıyordum.
Gözlerimi açtığımda gözlerim odanın tavanındaki yıldız motifleriyle buluşunca derin bir nefes bıraktım. Rüyaymış. Baş ucumdaki sürahiden bir bardak su doldurup kuruyan dudaklarımı ıslattım.
Hemen yataktan kalkıp telefonu elime aldım. Onlarca mesaj ve cevapsız arama var tam bakarken Ateş aradı
"Alo" dedim titrek sesimle
"Alo Arya iyi misin ?" dedi endişeli ve telaşlı bir şekilde. Ateşin sesinin de titrediğini farkettim.
"iyiyim sevgilim iyiyim" derken onu yatıştırmaya çalışıyordum.
"sen iyi misin asıl sesin kötü geliyor?" dedim tedirgin ses tonumla
"bebeğim bir rüya gördüm sen ve ben beyaz bembeyaz bir yerdeydik üzerinde kırmızı bir elbise vardı. Bana bakıyordun hiç konuşmadan gözlerinin içi kıpkırmızıydı. Ve gözlerin dolmuştu. Sana konuş diyordum fakat tek kelime etmiyordun ben yanına yaklaşıp yanaklarına dokundum sen arkanı dönüp yürümeye başladın. Peşinden geldim fakat be hızlandıkça sen hızlandın elbisen kırmızı elbisen bir alev gibiydi sana yaklaşamıyordum sıcaktan yanmaya başlıyordu ellerim seni tutmaya çalıştıkça" dedi ağlamaklı bir sesle.
O an donup kaldım hiçbir şey diyemedim bunlar ne demekti ikimizde benzer rüyalar görmüştük. Onun rüyasında ben benim rüyamda o gidiyordu. Şoku atlatamıyordum
"Arya orda mısın ses ver"
"bu burdayım ateş" derken resmen ağlıyordum
"ne oldu birtanem? Neyin var?" dedi Ateş titrek ve telaşlı bir ses tonuyla.
"ben bende bir rüya gördüm bembeyaz bir yerdeydik benim üzerimde kırmızı bir elbise vardı. Senin kıyafetlerin simsiyahtı öylece bana bakıyordun. Hiçbir şey demeden. Ben yanına geli yanaklarımı avcunun arasına alınca sen arkanı dönüp yürüyordun gitme diyordum gidiyordun. Peşinden gelemiyordun sıck bir rüzgar bedenimi yakıp kavuruyordu" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY GICIK
ChickLitBir kızın ilk aşkını ilk acısını ilk intikamını bulabileceğiniz bir hikaye... "Bana bunu neden yapıyorsun Ekin" derken kızın elleri titriyordu Ekin kıza döndü hiç bir şey söylemeden iki notaya bastı. Kız hıçkıra hıçkıra ağlıyordu arada derin bir iç...
