12. Bölüm - Hediye

1K 19 4
                                    

Nihal birden doğrulup neşeyle "Bu ne? Gönderdiğim her şeyi aldın mı?" diye sorduğunda yaklaşık bir saattir tekrar tekrar pirinç sayıyordum. Başımı yerden hiç kaldırmadan "Efendim, siz gönderince almam gerektiğini düşündüm ve sipariş verdim." dedim. Parmağını şıklattı ve hemen ona doğru baktım. "Ben eğlenmek için attım onları bakalım tepkin ne olacak diye. Sen ne kadar hevesliymişsin. Beş tane dildoyu ne yapacaksın?" diye sorarken adeta kahkaha atacak gibiydi. "Bilmem. Siz gönderdiniz, ben de almam gerekiyor diye düşündüm." derken kafamı aşağıya doğru eğdim. Tekrar parmak şıklattı ve ona doğru baktım. "Ben söylemeden başka tarafa bakmak yok." dedi ve parmağının eklemi ile kafam vurdu. "Ayrıca bu her parmak şıklatmamda bana bakmanı sevdim. Böyle uslu ol ödülü kap." diyerek ekledi. "Emredersiniz efendim." dedim.

"Ne kadar para ödedin bunlara? Ben sana bir sürü link göndermiştim." dedi. "Yaklaşık bir maaşımı verdim efendim." dedim. "Bak şimdi üzüldüm. Bir aylık maaşın bu kadarcık mı? Ne yiyip içeceksin bu ay? En iyisi mi burada kal bu ay. Sen bu kadar hevesliysen ben seni beslerim. Hem şu göbeği de eritiriz bu sayede." derken konuşmasının sonlarına doğru kafama sevecen bir tavırla bir kaç kez vurdu. Adete yeni bululuyormuşuz gibi heyecanlanarak "Çok teşekkür ederim efendim." dedim ve kapanıp ayaklarını öptüm. Ayakları ile beni ittirerek "Cıvıma hemen. Beslerim dedim. İlgilenirim demedim. Odada kilitli kalmak istemiyorsan daha önceki konuşmalarımızı unutma." diyerek çıkıştı. "Özür dilerim efendim. Bir an çok heyecanlandım. Yanınızda, ayaklarınızın dibinde olmayı ne kadar çok istediğimi tahmin bile edemezsiniz." dedim. İyice neşelenmiş gibiydi. "Gerçekten çok mu istiyorsun?" diye sordu. "Her şeyden çok efendim." dedim. "Tamam madem sen kaşındın. Soyun bakalım."  dedi. Ben soyunmaya başlarken o tekrar telefona dönüp "Odanda poşet var. Poşeti açmadan getir bakalım hediyelerini." dedi. Sanki göz ucuyla bana bakıyormuş gibiydi. Karşısında çırıl çıplak olacağım için oldukça utanıyordum ama bundan sonraki hayat mottam Efendime bir komutu iki kez söyletmemekti. Hem de beni yanında istemişken bu her şeyden önemliydi.

Poşet ile birlikte emekleyerek yanına gittim ve poşeti ona doğru uzattım. Yine petshopa giderek bir şeyler aldığını tahmin ediyordum ama ne aldığını kestiremiyordum. Poşeti kurcalayarak ilk başta oyuncak bir kemik çıkardı. "Bak ben köpüşüme ne aldım. Oyun istiyor mu benim köpüşüm? İstiyor mu köpüşüm?" diye neşeyle sordu. Bir an ne olduğunu anlayamadığım için donakalmıştım. "Salak köpek. Sen bilirsin." diye oyuncakla kafama vurdu. "Özür dilerim efendim." derken tasmamdan çekip kafamı öne eğdirdi ve "Sus" diye net bir emir verdi. Poşetten bir kutu çıkardı ve açmaya başladı. "Madem sen kendini tanımıyorsun, bunu kullanmaya mecbur kaldım." diyerek bir adet köpek şok tasması çıkardı. "Seni biraz eğitmem gerekiyor. Al bakalım tak boynuna ya da dur kafesin yanına tak." diyerek şok tasmasını bana uzattı. Oldukça korkmuştum ama kendimi Nihal'e teslim edebiliyor olmaktan dolayı gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Ben şok tasmasını takarken o ise kullanım kılavuzuna bakıyordu. "Oldu mu?" diye merakla sordu. "Sanırım oldu efendim." dedim. Bir an gelen çok hafif bir şok ile sıçradım ve o da korktu. Daha sonra kahka atmaya başlayarak "Bak olmuş. Daha birdeyiz ve yüze kadar yol var." derken kahkaha atıyordu. "Nolur efendim. Çok korkuyorum." diye yalvarmaya başladım. Dizlerimin üzerindeyken ayakkabıları ile yüzüme yere bastırdı ve "Hani her şeyi yapardın?" diye kahkaha ile sordu. Sesim titreyerek "Her şeyi yaparım." dedim. "O zaman bu beş." demesiyle öncekinden daha şiddetli olsa da yine hafif sayılabilecek bir şok hissettim. Hiç bir şey söylemeden yüzüm yerde beklemeye devam edince "Her şeyi yapar mısın?" diye tekrar sordu. "Yaparım efendim." dedim. "Bu yirmi." dedi ve bu sefer canım yanmaya başlamıştı. Ben yine de kafamı kaldırmadım ve "O zaman neden oyuncağını almaya çalışmadın? Hemen ağzınla hamle yapman lazımdı." dedi. Sesim titreyerek "Çok özür dilerim efendim. Bir an ne olduğunu anlamadım. Yoksa sizin köpeğiniz olmak benim için her şey demek." dedim. "Her şey demek. O zaman bu otuz." dedi ve hafif bir çığlık attım. "Şşş" diyerek topuğuyla kafamı çizdi "Daha otuzda böyleysek ilerisini hayal bile edemiyorum. Bundan sonra uslu bir köpekçik olacak mısın?" dedi ve ayakkabısıyla bir iki kez yavaşca kafama vurdu. "Olucam efendim. Ne olur. Çok uslu olucam. Ne derseniz yapıcam." dedim. "Tamam o zaman." dedi tam rahatlamışken "Bu da kırk." dedi ve adeta yerimden sıçradım. Kahkaha atarak "Tamam tamam. Merak ettim sadece. Korkma. Ya da ne bileyim kork." derken sesi kahkaha atar gibiydi. Ben hızlı hızlı soluk almaya çalışırken o ise tasmamdan beni kaldırdı ve "Sadakatini arada bir test etmek gerekiyor değil mi minik köleceğim." dedi. "Siz nasıl isterseniz ben her zaman o şekilde sadakatimi gösteririm efendim." dedim. "Boyundan büyük laflar ediyorsun." derken gülerek kafesimi gösteriyordu.

Nihal istediği şekilde beni şekillendiriyordu. Normalde ortalama sayılacak boyu artık küçük hissediyordum. Benim için zaten çok özeldi ama yaptıkları ile adeta kendine bağlıyordu. Onu görmeden nefes almayı bile düşünemiyordum. Neredeyse her gün kendisini tatmin etmeye çalışan ben onun yanında kafesteyken tüm ağrılarıma rağmen kafesten çıkmak istemiyordum. Tüm sihir kaybolur diye korkuyordum. Hayallerimi yaşıyordum ama değişiyordum.

Kilidimi gösterdiği elinin güzelliği bile beni tahrik edebilecekken davranışları ile beni iyice yükseltmişti. Her ne kadar kafeste olsam da sıvı akması engel değildi ve yüksekliğimi belli eden sıvı kafesten parkeye doğru yavaşça damladı. Ben ne olduğunu anlamadan ona bakarken o ise neşeyle "Bu neee? Bakıyorum da birileri kafes dinlemiyor. Temizle bakayım onu." dedi ve yerdeki sıvıyı gösterdi. Ben geri geri çıkıp ne olduğunu anlamaya çalışırken o yüzümü sıvının olduğu bölgeye bastırıp "Çabuk, çabuk." dedi. Ne olduğunu anlayıp tadı olmayan sıvıyı dilimle temizlerken bütün bu yaşadıklarımız yetmiyormuş gibi bir de bunu yaşamak beni iyice tahrik etmişti.

Nihal'in durumu anlaması uzun sürmedi ve önce şok cihazını çıkarmamı istedi. Sonra tasmamdan tutup beni duşa sokarak duş başlığını eline aldı ve "Suyu aç bakalım." dedi. Kendisini geriye çekerek duş başlığından çıkan suyun ısınmasını beklemeden özellikle belden aşağımı ıslatmaya başladı. Ben titrerken "Yok öyle etrafı kirletmek. Elinle tut kafesini. Göster. Göster diyorum." dedi ve tüm yükseliğimi titremeler arasında temizlemeye çalıştım. Daha sonrasında su ısınmaya başlarken "Kapat." dedi ve ben musluğu kapatınca "Kuruyuna kadar bekle. Kuruyunca içeri gelirsin." diyerek salona geçti.

Düşüncelere dalmıştım. Aşık olduğumu düşünüyordum. Çünkü o an tek istediğim yerde yatıyor olsam da başımın ucunda Nihal'in ayakları olsun istiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KONTROLÜN TESLİMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin