'Bu hikaye, benim hayali kurgum ile tasarlanmıştır. Dört bölümlük tesadüf üzerine denk gelinen bir aşk hikayesi ile , herkese İyi okumalar dilerim.. Ve şimdiden Mutlu noeller! 🎄🎁 Lütfen okuduğunuz tarihi ve saati yazarak bu kitaba bir hatıra bırakın..'1952, New York (Carol'un ağzından)
Hayat çok garip değil mi? Genellikle böyle söyler insanlar. Birkaç dakika sonrasını hesaba katmadan, belki yarını, belki öbür günü. Ama kesinlikle anın tadını çıkarmak varken, en kötüsünü düşünür durur ve bu da yer eder zamanla aklın en kuytu köşelerinde.. 'Hayat çok garip' basit gibi görünen ama aynı zamanda da insanı karmaşaya sürükleyen bir sözdür.
Herkesin imrendiği, dansların, yemeklerin, çeşitli önemli insanların bulunduğu bir hayata sahiptim. Sahip olmak? Çok abartılan sözlerden birisiydi elbette. Çünkü çoğu insan ait olmak ve sahip olmak sözlerini birbirine karıştırıyordu. New York'un klasik düşünce tarzlarından birisiydi bu da. Her şeye sahip olmak bir insanı mutlu edemiyordu. İçinde bastırılan duygulara sahipsen özellikle de. İstediğim tek şey bir yere ve birine ait olmaktı. Para'nın satın alamadığı şeyler vardı. O da ait olmak ve bağlanmak. İkisi de mutluluğa çıkan yollardı.
Orta yaşlarda sarışın bir kadına, giyinişi ve duruşuyla tüm New York dönüp bakabilirdi. Bana da dönüp bakıyorlardı. Lakin bu bakışlar alışılagelmiş erkeklerin, kendini önemli gören egolu ve özgüvenli ama aslında içi boş bakışlarından ibaretti ne yazık ki. Çoğu kadın bu bakışlara yenik düşüp karşılık verebilirdi belki de. Ama ben o çoğu kadından biri değildim. Ben Carol'dum. Carol Aird.
Sosyetenin sahip olduğu önemli isimlerinden biri gibi görülen ama beni etkilemeyen ve huzurlu hissettirmeyen Harge Aird'ı ile evliydim. Ondan boşanmak ve çocuğumu alarak kendime ait hissettiğim bir hayatı yaşamak istiyordum. Bir süredir düşüncemde vardı bu boşanma detayları. Günün sonunda huzurla sigara dumanını ağzımdan dışarıya geri verirken bir sonraki hamlemin sadece 'Acaba bugün kızımla ne planlasam? Onunla neler yapsam?' olması için çok çaba sarf ediyordum. Bunun için mücadele ediyordum.
Bu düşünceler arasında kaybolurken çoktan mağazaya giriş yapmıştım bile. Etrafta olan her şeyi incelemeye başlamıştım. Noel için süslenmişti her yer. Çalışan trenler etrafta güzel seslere eşlik ediyordu, arkadaki hafif fon müzikle. Ve tüm çalışanların başında noel berelerinden vardı. Bu yönetim noele özel dağıtmış olmalıydı. New York noele büyük önem verirdi çünkü. Bu mağaza kesinlikle şu an kafamdaki her bir düşünceyi susturabilirdi güzelliği ile..
Boynumdaki fuları hafifce gevşettim, eldivenlerimi de çıkarıp oyuncakları incelemeye başladım. Dikkatlice süzüyordum her şeyi. Çünkü minik kızıma güzel bir noel hediyesi almak istiyordum. Gördüğüm oyuncak trenlerden biriyle durdum. Çalışmıyordu bu tren seti. Çalışırken daha farklı gözükürdü eminim ki. Kenarlarına eğilerek baktım. Düğmesi kapalıydı. Bu da demek oluyordu ki çalışması için ilgili birine ihtiyacım vardı.
Etrafa göz gezdirirken birden bana bakan genç ve güzel bir hanımefendi ile göz göze geldim. Beni mi inceliyordu? Kesinlikle öyle gözüküyordu. Bakışları hala gözlerimde dolaşırken ben de şaşkınlıkla ona bakıyordum. Gençliğimi hatırlatan bir güzelliğe sahipti. Bakışları, dudakları, gözleri. Sessiz ve oldukca güzel birisiydi. O an bakışmamızı bölen başka bir müşteri ile olduğum yerden ilerledim ve başka alana geçtim. Tekrar ona doğru baktığımda benim az önce bulunduğum alana baktığını fark ettim. Evet kesinlikle beni inceliyormuş..
İçim bir hoş olurken onu biraz daha izlemeye devam ettim. Etraf da biraz sakinleyince arkası dönük olan bu genç bayanın yanına ilerledim. Eldivenlerimi tezgaha koyduktan sonra gülümseyerek bana şaşkınca bana bakan kıza baktım. Mimikleri asla değişmiyordu. Ama içten içe o bakışların altında yatan bir neden olduğunu da hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAROL' (+18)🍷
Short StoryKısa tesadüflerden doğan bir aşk hikayesi' Dört bölümden oluşan mini bir aşk hikayesi... İyi okumalar dilerim🙏❤️