Her şeyden habersiz

142 3 1
                                    

(Takip eden arkadaşlar lütfen duyuru bölümüne (10. bölüm) yorumlarınızı yazar mısınız ona göre devam edicem veya final yazacağım)

Çoktan Geç kalmıştı. Motorunu ölümüne sürüyor. Gözü kimseyi görmüyordu. Tek para kaynağının benzin istasyonu olduğu nu bilmek heralde bunu garipsememek için yeterliydi. Neyse ki istasyona vardı. Ekin oraya vardığında patronu dışarda gördüğüne hiç şaşırmamıştı. O an sadece kovulmamış olmayı istiyordu. Patron her zamanki alaycı ve kücümseyici bakışını göstermekten geri kalmadı ve burnunu havaya kaldırarak kalın sesiyle '' neyse ki bu ilk gecikmen .. seni bağışlıyorum " dedi. O an kim olsa bir yumruk geçirmek isterdi. Neyse ki eleman yırttığı için şanslıydı. İçindeki heyecan hala yaşıyor ve vücudundaki kasılmalar ile hala etkisini gösteriyordu. Fakirdi sonuçta ... her neyse sorumlu olduğu benzin variline geçmeden önce kıyafetlerini giymek için içeri geçti. Birbiri icin canını bile verebilecek 4 sıkı arkadaşını gördü ve selamlaşıp üniformasını giydi.

Dışarı çıktı ve uzaktan gelen arabaları süzdü. Bir araba dikkatini çekti diğerlerinden hızlıydı ve dengesizdi. İstasyona hızlı bir giriş yaptı. Depoyu tam doldurmasını istedi. Ekin biraz tırsmış şekilde depoyu doldururken arabadaki adamın açtığı telefondan gelen ses oldukça ürkütücüydü. Konuşurken bağırmaya başladılar ve ekin depoyu doldurur doldurmaz hizla kaçmaya başladılar. Ekin bir anlik reflexle kaçan arabaya yöneldi ama yakalamanın bir hayal olduğunu çok geçmeden anladı. Yaşadığı olay karşısında bir süre donuk kaldı. Acaba patronu bu seferde affedecekmiydi.

Ekin arkasını döndüğünde patron ,istasyonun marketinin ve tuvaletinin bulundugu, duvarlari boya gerektiren ve biraz kokan tek katli yapıda bekliyordu. Topugu sabit sağ ayak ucunu pat pat pat yere vuruyordu. "olanı gördüm... buna izin verdiğin için maaşından kesilecek... onlar kimdi akrabalarin mı neden bunu yaptın... sen bana muhtaçsın evlat böyle bir haraket nasıl yaparsin şimdi işin başına..." sözlerini bağırarak sarf etti patron. Ekin bir an bir şeyler söylemek istedi ama patronun "hadi ikile" demesi sözünü kesti. Çaresiz işine devam etti. Akşama kadar yağmur dinmedi.
Ekin arkadaşlarıyla vedalaştı yüzü yere baka baka motoruna gitti. Dikkatli sürüyordu. Yanından hızla geçen araba onu düşürecekti neredeyse. Ekin dengesini sağladı ve arabaya baktı. Bu o arabaya cok benziyordu. Ekin süratlendi. arabanın içindeki kısa boylu adamı görünce onların kaçan araba olduğundan emin oldu. Mesafeli bir şekilde arabayı takip etti. Çünkü bir bakıma ekinin parası onlarda sayılırdı. Araba ileride durdu. Çürümeye bırakılmış bir fabrikaya gelmişlerdi. Arabadan iki tane heybetli adam ve kısa boylu adam indi. Kısa olan patronları olsa gerek. Elindeki çantayı onları orda bekleyen 4 kişiye gösterdi. İçini açmasını istediler , açtı ve gösterdi. Çantayı alır almaz kalleşliklerini yaptılar. ilk önce fabrikadan içeri birkaç ateş ettiler. Sonra çoktan ağlamaya başlamış dışardaki kısayı vurdular.

Ekinin kalp atışını o an görerek anlamak mümkündü. Aynı zamanda heybetli adamların neden kısayı korumadığını anlayamamıştı. Onlarda satılmış kişileri demek ki. Ekinin kalp atış hızı yere düşen anahtarıyla iki katına çıkmıştı. Heybetliler ekinle gözgöze geldi ve ekine doğru koşmaya başladılar. Ekin elini kontrol edemiyordu, çünkü heyecandan bir şey tutamıyordu. Yerde gördüğü 3 demir çubuğu zar zor aldı. Adamlar ile arasında 4 metreden az kalmıştı....

Satılmış SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin