Yıkılış

14 4 0
                                    

Adamlar hemen yola çıktı. Hızla necdetin evinin yolunu tuttular. Ekipte o sırada her şeyden habersiz ortak eve gidiyordu. Eve gidene kadar arabada yüksek sesler hakimdi. Eve vardıklarında yine her zaman ki gibi masanın başına topladılar. Harun ile konuşma başladı.

- Ilk olarak bizim bu koray denen adama karşı bir gücümüz yok. Bunu zaten biliyoruz.
- Evet ... Sen devam et..
- Biz bu adamın kaçakçı olduğunu ispatlayamıyorsak...
- Eee aklına ne geliyosa söyle hadi.
- Biz ispatlayamıyorsak kaçakçılık yaptığı çeteler ispatlar.

Biranlık sessizlikten sonra Fatih konuşmaya devam etti.

- Demek istiyorsun ki deli suat ile kaçakçılık yaptığını deli suatın kendisi itiraf etsin.
- Evet. Tam da bunu kastettim.
- Ama nasıl... koray milletvekiline olduğu kadar ona karşıda çaresiziz.
- Artık orasını çok detaylı bir plan ile halledeceğiz.

Herkes bir şeyler düşünürken hasanın aklına dövdükleri adam geldi. Biraz onun hakkında düşündü ve aklına korkutucu gerçek geldi. Dövdükleri adam bir kabadayı çetesinin adamıydı. Ve bu olayın onu küçük düşüreceğini biliyordu. Öc alması gerektiğini de düşünmüştü. Hasan aklına geleni paylaşmak için toplanmak istedi.

- Millet az bakın.
- Heh söyle ne düşündün.

Hasan yere bakıyordu.

- Biz şimdi gelirken bir adam dövdük ya... Bu adam bizi deli suata ispiyonlamayacak mı ? Deli suat bu olayı yanımıza bırakır mı... yani öc almak isteyecektir. Adamına yapılanı ödetecektir.

Necdetin gözleri karardı. Aklına ailesi gelmişti. Eğer dövdükleri adam necdetin adliyenin önünde bekledikleri adam olduğunu anladıysa deli suat necdetin ailesine zarar verebilirdi. Öyle de olacaktı zaten.

- Hadi toparlanın evime gidiyoruz bir şeyler olmuş olabilir.

Herkes toplandı ve evin yolunu tuttular. Necdet arabayı ölümüne sürüyor gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Eve yaklaştılar. Arabayı nasıl bıraktığını önemsemeden necdet arabadan fırladı. Ekipte 10 metre gerisinde kalmıştı ve koşarak geliyordu.

Necdetin ayakları yerden kesildi. Eve girdi ve gördü. Karısı ve oğlu... yerde yatıyordu... Vicdansız adamlar çoktan sıkmışlardı. Necdet durdu. O an ne ekibin bağrışarak geldiğini ne kuş sesini ne de en küçük bir sesi duymuyordu. O an sadece sessizlik vardı. Karısı ve oğlu yerde hareketsiz yatıyordu. Beraber gittikleri, gezdikleri, oynadıkları, eğlendikleri, birbirlerine baktıkları anlarını hatırladı necdet. Ayakları tutmadı, yüzünden bir yaş akmadı. Çünkü inanamadı. O da yere kapıldı. Gitmek istedi... yanlarına varmak istedi. Elini uzattı. Yerde sürünürken ileri gidemiyordu. Ve boğazında tarifi imkansız düğüm... Ne bağırabildi ne de yutkunabildi... o düğüm nefes almasını bile kesecek gibiydi. Gözleri kapanmaya başladı. Yavaş yavaş kapandı. Bayılmıştı. Ekipte gördüğü manzara karşısında oldukça üzüldü. Necdet abilerini yerden kaldırıp yatırdılar. Ekin o sırada ambulans çağırdı. " Belki... " dedi. Can kurtaran gelene kadar bezle kanayan noktayı kapattılar. Ambulans oraya vardığında nabızları durmuştu. Cesetler alındı ve gerekli işlemlerin yapılması için götürüldü. Necdet içinde orada bir serum taktılar. Necdet kendisine gelmek üzereyken ev biraz temizlenmişti. Artık ayılmıştı. Çok derin bir nefes aldı ve verirken ağlamaya başladı.

- Benim adımda necdet ise ben bunu ödetmez miyim laaaan... Öldürecem ulan topunuzun kökünü kazıyacağım... Vicdansızlaaar... Kitapsızlaaar...

Ekipte buna kararlıydı. Necdet artık elini kana bulamaya hazırdı. Kaybedecek bir şeyi kalmamıştı. Artık ölümüne savaşabilirdi. Hemde devletin satılmış korayıyla, bekiriyle, selimiyle ve daha nicesiyle... Öncelikle de Deli Suatla ...

Aradan zaman geçti ve cenaze vakti geldi. Necdet ailesiyle kurdukları hayallerini hatırladı ve yine kötü olmaya başladı ama artık dik durabilmeliydi.

Cenaze namazı kılındı ve asıl savaşın başlayacağı zaman geldi. Satılmışlarla savaşın planını yapmak için ekip ortak eve gitti....

Satılmış SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin