Platonik

60 6 4
                                    

Selam aşklarımmmm! Çok uzatmayacağım yine. Okurken yorumlarda fikrinizi belirtip oy kullanmayı unutmayın.
İyi okumalar<333

//

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavanla karşılaştım. Hastanede olduğuma yemin edebilirdim. Ki gerçekten hastanedeydim.
En son korkudan bayılmıştım.
Rezalet...  Ve ondan önce de taciz edilmiştim. Ondan önce de otobüsü kaçırmıştım. Ne kadar başarılıyım (!) Değil mi? Cidden böyle bir gün nasıl geçmiş olabilir? Tamam şanssızdım falan da o kadar olacağını hiç düşünmemiştim.
Bir şey daha...
Sırılsıklamdım. Yağmur çok yağıyordu. Bunun üstüne bir de hastalanırsam şanssızlıkta rekor kıracaktım.
Kendi kendime utanıp kızarırken kapı açıldı. İçeri önce hemşire sonra da bir adam girdi. Adamın siluetinden tanımıştım. Bu tacizcinin peşinden koşan adamdı.
"Ayılmışsınız , hanımefendi,"

Yok, hala baygınım, doktor bey.

"Evet, doktor bey. Sanırım bayılmışım."

Yok, ölüp dirildiniz, hanımefendi.

"Evet, galiba korkudan," dediğinde kızardım. Cidden rezalet...
"Merak etmeyin, hiç birşeyiniz yok. Sadece serum taktım, ayılmanız için. Serum bitince çıkabilirsiniz."
Serumu fark etmemişim bile...
"Teşekkürler."
"Rica ederim." deyip gülümsedikten sonra çıktı.
Böylece tacizinin peşinden koşan adamla yalnız kaldik.
"Şey, siz sanırım o tacizinin peşinden koşan adamsınız." dedim çekinerek.
"Evet, o benim. Ayrıca adam şu an nezarethanede." dedi gülümseyerek.
"Cidden ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok teşekkür ederim."
"Teşekkür etmenize gerek yok, insanlık görevi. Yine de rica ederim. Ben buradayım, eğer bir ihtiyacın olursa söyle. Çekinme." dedi tekrar gülümseyerek. Teşekkür ettim. Sonra gitti...
Hemen çantamın içini açtım ve telefonumu çıkardım.
Annemi aradım.
"Anne?"
"Burçak? Ne oldu kızım?"
"Anne hastanedeyim-" lafımı kesti.
"Ne?!"
"Ay, annem. Korkma bir şey yok. Sabah giderken otobüsü kaçırdım, orada da neden bilmem bayılmışım. Yolda beni gören biri hastaneye getirmiş. Şu an serum biter bitmez gidebileceğimi söylediler. Yani korkulacak bir şey yok. Haberiniz olsun istedim."
Anneme taciz olayını anlatmayacaktım. Öğrenmemeleri daha iyiydi.
"Hangi hastanedesin? Yanına geleyim."
"Hayır, anne. Gerek yok. Hem serum biter bitmez eve geleceğim. Merak etme sen."
"Emin misin, kızım?"
"Eminim anneciğim. Sadece haberin olsun diye aramıştım."
"Tamam, kızım. Görüşürüz. Kendine dikkat et, tamam mı? Yolda falan başına bir şey gelmesin."
"Olur, anne. Dikkatli olurum. Görüşürüz."
Diyip kapattım.

                             * * * 

Yine geç kalmak üzereydim. Ama bu sefer otobüsü kaçırmamalıydım. Geçen sefer başıma gelenlerden sonra...

Yine evden hızla çıktım. Koşar adım ilerliyordum ki karşıma tanıdık biri çıktı. O adam. Tacizcinin peşinden koşan...
İsmini öğrenene kadar sanırım ondan bu şekilde bahsedecektim. Tacizcinin peşinden koşan adam.

Oda beni görmüş olmalı ki bana doğru gelmeye başladı.
"Günaydın Burçak."
"
Size de günaydın. Nasılsınız?"
Acaba sohbeti uzatmalı mıydım?
Çok geç...

"İyiyim, teşekkürler. Bu arada ismim Kaya."

"Tanıştığıma memnun oldum, Kaya Bey."

"Bende Burçak ama 'Bey' demesen sevinirim. Arkadaşın sayılırım."

"Peki, Kaya... Sanırım gitmem gerek otobüsü-" lafımı kesti.

"İstersen ben bırakırım."

Gitmeli miyim? Bu adama ne kadar güvenebilirim ki?

Yarına İki Bilet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin