B

35 4 2
                                    

Selam asklarimmmmm!
Nasılsınız?
Sizi şimdiye kadar yazdığım en uzun bölümle baş başa bırakıyorum.
Okurken yorumlarda fikrinizi belirtip oy kullanmayı unutmayın.
İyi okumalar!

//

Adam kan revan içinde yatarken Deniz'e baktım. Çok normal bir şeymiş gibi bakıyordu.

"Deniz?!" Dedim şok içinde.

Hızla bana baktı. Öfkeden alnındaki damar belirginleşmiş, çenesi fena kasılmıştı. Bu haliyle de fazlasıyla yakışıklıydı.

Bir şey demeden sinirle çıktı restorantdan. Oturdukları masaya baktım. Salak, ceketini unutmuştu. Ceketi alıp koşarak peşinden ilerledim.

Canavarına binmeden bağırdım.

"Deniz!"

Arkasını döndü.

"Ne var?"

Ceketi ona uzattım.

"Bunu unutmuşsun." Dedim ağır ağır.
Elimdeki cekete baktı.

Ceketi elimden çekip yoluna devam etti.

"İnsan bir teşekkür eder. Öküz."
Son kısmı kısık sesle söylemiştim.

Umursamayıp canavarına atladı. Yolda gürleyerek uzaklaştı motoru.

Derin bir nefes alıp arkamı döndüm.

Restoranta girdiğim sırada gözüm ilk olarak Azra'yı aradı.

Salak, ne ara sevgili yapmıştı?

Şu an Azra, karşısındaki esmer güzeliyle konuşuyordu. Adam ortalamaydı.

Azra'nın gözü beni buldu. Kaşını yapma dermişçesine kaldırdı.

Sikeyim, Azra.

Kaşlarımı çattım sinirle. Salak mıydı bu?

Gülerek adamla konuşmaya devam etti.

Bununla mı uğraşacaktım?

Tabii ki hayır.

Çantamı alıp hızla meydena geçtim. Taksi bulmam gerekiyordu. Ki bu sefer son zamanlardakinin aksine bir taksi bulabilmiştim.

Eve geldiğimde annem evde değildi.
Azra, gereksiz şanslıydı. Annemi aradım, komşuya gittiğini söyledi. O zaman ev gece 12'ye kadar benim demekti. Hemen üstümdekilerden kurtulup şort ve sweatimi giydim. Bu gün ortalama geçti sayılırdı. Saate baktım.

17:54 , sıkıntıyla nefesimi verdim. Zaman geçmiyordu. Aklıma gelen şeytani fikirle babamın çalışma odasına daldım. Suçlulara bakmak suç olmazdı, herhalde.

Duvardaki koca panoya baktım. Bir sürü değişik isim vardı.

Bakmaya değmezdi.

Tam arkamı dönüp çıkacaktım ki içeriden bir telefon bildirimi sesi geldi. Ses çok düşüktü ama duyuluyordu. Hızla arkama baktım.

Benim telefonum odadaydı.

Yanlış duyduğumu umarak tekrar kapıya yöneldim. Ama bildirim sesi tekrar geldi.

Derin bir nefes alarak arkamı yavaşça döndüm. Ses masa tarafından geliyordu. Oraya doğru ilerledim. Çekmeceleri açmaya başladım. Bir sürü dosya gibi görünüyordu fakat bir dosyanın gereksiz yüksekliği dikkatimi çekti. Dosyayı hızla kaldırdım. Tamda tahmin ettiğim gibi...

Telefon buradaydı.

Bu telefon, muhtemelen babama aitti.

Ama neden ikinci bir telefona ihtiyaç duysun ki?

Yarına İki Bilet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin