Honey

1.2K 30 18
                                        

"Ve hatırlıyor musun sonra bütün profesörler bizi akşam etkinliğine davet etmişti!!"

Babam ve adının henry olduğunu yemek masasındayken öğrendiğim arkadaşı şuan oturma odasında klasik müzik ve şarap eşliğinde hiç bilmek için can atmadığım anıları bana anlatıyorlardı. Ciddiydim, bu klişe ve gereksiz ortamda bulunmaktansa şuan yatağıma geçip telefonda video izlemeyi tercih ederdim.

"Violet?!"

Henrynin sesi ile irkildim ve tekli koltukta kamburlaşmış sırtımı dikleştirip elimdeki kadehi önümdeki ahşap eskitmeli sehpaya koydum. Babam nadir de olsa içmeme izin verirdi.

"Efendim heney- a-şey honey amca"

Honey mi? Ciddili Honey mi demiştim adama? Naif bir gülme sesi gelince o tarafa baktım. Karizmatik adam naif bir tebessüm edip kadehini kaldırmıştı.

"Sadece henry"

Telaşla daha fazla rezil olmamak için eskimiş sehpadaki kadehi kaldırdım. Babam da gülümsedi ve onlar içmeye başlayınca bende bardağımı geri yerine koydum.

"Violet, Henry bu haftasonu misafirimizdir. Lütfen ona göre dikkat et."

Ne demeye çalıştığını gayet iyi anlamıştım. Odadan çıkmamazlık etme ve evdeyken düzgün bir şekilde dolaş, kendine özen göster. Bu cümlenin altında yatan birçok imalı kelime vardı ama aklıma ilk gelenler en baskınıydı.

"Tabi baba"

"Şimdi bizi yanlız bırak, eski dostların konuşması gerekenler var"

Başından beri istediğim şey için şuan kovuluyor muamelesi yemem umrumda değildi. Hızla kalktım ve babamın eve geldikten sonra yemekte düzgün bir hanımefendi gibi görünmem gerektiğini söylediği için giydiğim kıyafetin kırışık kısımlarını silkeleyip oturma odasından ayrıldım.

***
"Sikicem şu internet bağlantısını"

Hızla yataktan kalktım. Saat gece 1.35'di ve ben arkadaşımla yazışırken internet çökmüştü. Büyük ihtimal babam çok kullandığım için kesti diye düşünücekken onun ilgilenmesi gereken arkadaşı olduğu aklıma geldi, benimle uğraşıcak pek vakti yoktu. Pijamamı düzelttim ve aşağı inmek için odamın gıcırtılı kapısını açtım.

Yavaşça merdivenlerden inip mutfağa girdim. Tam bir adım daha atıcakken mutfakta pencereyi açmış ve sigarasını içen namı değer "honey"i gördüm. Babam bu evde sigara içilmemesi kuralına çok dikkat ederdi. Hep ya atölyesinde, ya da bahçede içmişti.

Tezgahın oraya gittim ve buzdolabından çıkarılmış sürahiyi kavrayıp kristal bardağa su doldurmaya başladım.

"Babam evde sigara içilmesinden hoşlanmaz."

"Baban gecekuşu sevmez"

Sürahiyi bırakıp ona baktım. Bana bakmıyordu ama gülümsediğini hissetmiştim.

"Acaba neden ikimizi de hayatında bulunduruyor, ikimiz de onun nefret ettiği özelliklere ve saygısızlıklara sahibiz mesela. Gerçi ben onun kızıyım ama..."

Kristal bardağı ağzıma götürdüm ve içindeki soğuk ferahlatıcı suyu buğazımda hissettim.

"Belkide tam da bu yüzden bizi tanıştırmak için o kadar uğraştı, nerden bilebiliriz ki, değil mi ama?"

Soğuk ve hafif su bir anda buğazımda kalınca hızla bardağı çekip öksürmeye başladım. Arkasını hızla döndü ve elindeki sigarayı kül tablasına bastırıp yanıma koştu. Ben öksürürken anlımı tutuyor, hafif kahkül saçlarımı havaya kaldırıyordu.

"Şşh, tamam iyice öksür"

Kriz hafifleyince kafamı hızla kaldırdım. Elinin boşta kalması ile hafifçe geri çekilip gülümsedi.

"Daha iyi misin?"

Göz teması kurmakta zorlansamda masum bakan gözlerinin içine bakıp kafamı olumlu anlamda salladım.

Elimde kalan bardağı hızla lavabonun içine koydum ve mutfaktan ayrıldım.

Violet|Henry CavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin