Burak: Biliyorum, rahatsız etmemem gerekiyor şu an seni. Hatta ben de kızıyorum kendime, bunu yazıyor olduğum için ama Tunahan, günlerdir aklımdan çıkmayan tek şey söylediğin o üç kelime.
Burak: "Sözünde durdun, Burak."
Burak: Sürekli zihnimde eko yapıyor.
Burak: Ne diyeceğimi bilemediğim için yazmıyordum günlerdir.
Burak: Ama denilmesi gereken şeyler olduğunun farkına vardım.
Burak: Yanlış anlama, sana karşı bir öfkem, bir kinim yok. Nasıl olabilir ki zaten...
Burak: Sadece, sözümde durduğumda bu noktada olabileceğimizi hiç düşünmemiştim.
Burak: Tunahan, olmuyor.
Burak: Aklımdan çıkmıyorsun. Aklım çıkıyor, sen çıkmıyorsun.
Burak: Böyle olmak zorunda değil.
Burak: O gün konuşurken yüzüme bile bakmadın ve ben ne fark ettim biliyor musun?
Burak: Bu, en az benim kadar senin canını da yakıyor.
Burak: Sadece güvenini kazanacağıma dair verdiğim sözü değil, belki diğerini de tutmuş olduğumu düşündürüyor.
Burak: Lütfen, yalvarırım yanıldığımı söyle.
Burak: Kafayı yiyeceğim.
Tunahan: Özür dilerim
Tunahan: Böyle olmasını istemezdim, sana söyledim. Ben bu karanlığın içinden ne kurtulabilirim, ne içinde yaşayabilirim.
Tunahan: Seni üzmek istemezdim, ki hala da istemiyorum ama elimden bir şey gelmiyor işte, anla beni.
Tunahan: Seni mahvediyorum, farkındayım
Tunahan: Ama sana yemin ederim bu beni öldürüyor
Tunahan: Lanet olsun
Burak: Tunahan, soruma cevap ver.
Tunahan: Veremem
Tunahan: Verirsem bu işin sonunu göremeyiz
Burak: Lütfen, duymak istiyorum.
Burak: Duymam gerek Tunahan. Bir şey yapabilmem için, sana yardım edebilmem için duymam gerekiyor.
Burak: Daha fazla canım yanamaz zaten.
Tunahan: Yapma böyle biliyorsun daha kötü olacak.
Tunahan: Sen zaten her şeyin farkındasın.
Burak: Tunahan, yalvarıyorum sana yanıldığımı söyle.
Tunahan: Bana yardım edemezsin Burak
Burak: Amına koyayım bir şey soruyoruz, cevap ver. Bırak yardım edip edemeyeceğime ondan sonra karar vereyim.
Tunahan: Yanılıyorsun diyemem
Tunahan: Ama yanılmıyorsun da diyemem
Tunahan: Bilmiyorum anasını satayım ben de bilmiyorum
Burak: Ben anladım.
Tunahan: Günlerdir içim içimi yiyor Burak
Tunahan: Anlamıyorum neden böyle hissediyorum, neden böyle oldu, nasıl oldu..
Tunahan: Bilmiyorum
Tunahan: Ben gerçekten özür dilerim
Burak: Senin özür dilemeni gerektirecek bir şey yok ki.
Burak: Ben sadece, çok saçma oğlum. Ne bileyim, bu olanlar çok saçma.
Burak: Üçüncü yan yana gelişimizde böyle bir şeyin olacağını kim bilebilirdi?
Tunahan: Ben biliyordum
Tunahan: Ama bu kadar acıtacağını tahmin etmemiştim.
Tunahan: En azından sözünde duran biri olduğunu öğrenmiş oldum
Burak: Bu şekilde olmamalıydı.
Tunahan: Hayat isteklerimize göre yol çizmiyor bize ne yazık ki.
Burak: Böyle hayatın içine soxam.
Burak: Sikeyim ya!
Burak: Hiç mi bir şey yapamayız? Bu kadar basit olamaz.
Burak: Bu kadar basit olmamalı.
Burak: Bu kadar yaklaşmışken sana, kolayca bırakmak istemiyorum Tunahan.
Tunahan: Denedim Burak
Tunahan: Her yolu düşündüm ama olmuyor
Burak: Tanımadığın biriyle nasıl, abi aklım almıyor ya.
Burak: Kızı öldürelim?
Tunahan: Müthiş fikir nasıl düşünmedim bunu ben
Burak: Of, ne bileyim oğlum. Aklıma gelen ilk çözüm bu.
Burak: Ben bu feleğin tekerine çomak sokarım ama ya.
Tunahan: Güldürme geri zekalı
Burak: Yok ya, bu böyle olmaz.
Burak: Ben gidiyorum, düşünmem gereken şeyler var.
Tunahan: Tamam, iyi geceler
Burak: Sana da.
Burak: Ve Tunahan, bana güveniyor musun?
Tunahan: Bunu açıkça söylediğimi düşünüyorum?
Burak: Güveniyor musun, güvenmiyor musun?
Tunahan: Güveniyorum Burak. Uzun zamandır birine hiç bu kadar güvenmemiştim.
Burak: Seni seviyorum, tamam mı. Bunu çözeceğiz.
Burak: Hadi dikkat et kendine.
Tunahan: Sen de.