84

250 22 4
                                    

Duyduğum kapı sesleriyle yüzümü buruşturarak gözlerimi araladım.

"Ananı sikeyim, yine uyandım."

Beynim birkaç şeyi algılayıp yeni küfürler ağzıma hücum ederken tavanı izleyerek kapının hâlâ vuruluyor olduğunu fark ettim. Bu durumdan nefret ediyordum. Kim bilir saat kaçtı ve yine kim bilir hangi kendini bilmez kapıya hayvan gibi abanıyordu.

Oflayıp soluma döndüm. Döndüm ama göt kadar kanepede yatıyor olduğumu bir an unuttuğum için sabah sabah yerle temasa geçmiştim.

"Senin de ananı sikeyim, kanepe gibi."

Kapı çalmaya devam ederken şınav pozisyonunda kendimi yukarı itip ayağa kalktım. Başım felaket ağrıyor, gözlerim zar zor açılıyordu ağrıdan. Midemde at tepiniyor ve gözlerim kararıyordu. Bu kadar içmemem gerekiyordu.

Yerlerdeki şişeleri parkur yaparak geçtikten sonra salondan çıkıp zar zor kapıya ulaştım. Kapıyı açmak üzereyken kesilen sesle başımdaki ağrı biraz hafiflemişti ama tekrar hayvan gibi bir vuruşla kapı tekmelendiğnde inleyerek elimi başıma koydum.

"Hay senin de ananı sikeyim kapı gibi! Hepinizi sikeyim!"

Kapıyı açtıktan sonra Aylin'in nefes nefese kalmış haliyle bir süre bakıştıktan sonra attığı çığlıkla bir ağrı daha saplandı başıma.

"Abi!"

"Abini sikeyim, bağırma lan," dedim sinirle. Başımdaki ağrı yüzünden istemsizce daha da sinirleniyordum.

Kollarını belime sıkıca sarıp bütün gücüyle beni sıkarken düşündüğüm tek şey midemdeki fokurdamaydı. Her an ne var ne yoksa çıkarabilirdim ama Aylin bunu bilmediği için zorlamaya devam ediyordu.

"Ya abi, bir şey oldu sandım. Ödüm çıktı yemin ederim, neredesin sen, niye kapalı telefonun ya!"

"Aylin, çekil," diye uyardım kollarını etrafımdan çekiştirerek.

"Ne kadar merak ettik haberin var mı? Bari nereye gittiğini söyleseydin."

Ve söylenmeye devam etti. Son gücümle onu kendimden iterek ayırdıktan sonra koşarak tuvalete girdim ve girer girmez midemde ne var ne yoksa boşalttım.

*

"İyi misin?"

Aylin'in uzattığı bardağı alıp birkaç yudum su içtikten sonra ona geri uzattım. Başımı hafifçe sallayıp yatağıma geri uzandım ve gözlerimi kapattım. Midem felaketti şu an ama en azından kusmak iyi gelmişti. Sık alıp verdiğim nefeslerimi düzenli hale getirmek için uğraşırken Aylin de yatağa oturup saçlarımı geri itiyordu.

Elini tutup kendimden uzaklaştırdım ve kollarımı iki yanıma uzattım.

Midem bulanırken bedenime herhangi bir temasta bulunulması daha kötü etkiliyordu. Kendi kendime bile dokunamıyordum veya ellerimi midemin ya da vücudumun herhangi bir yerine yaslayamıyordum. Zira yaptığımda daha çok kusma isteğim artıyordu.

"Burak abiye haber vereyim bari," dedi Aylin usulca yanımdan kalkarken.

"Hayır," dedim cılız bir sesle. "İyiyim ben, biraz uyuyayım geçer."

"Onu değil abi, çocuk dün geceden beri sana ulaşamıyormuş. Sabahın köründe beni aradı. Dün buraya da gelmiş ama ışıklar kapalı olduğu için kapıyı çalmamış evde yoksundur diye. Merak etmiştir o da, haber vereyim," diye açıklama yaptığında bakışlarımı ona çevirdim.

"Babamlar geldi mi?" diye sordum konuyu dağıtmak için. Aylin'in söylediğine göre saat öğlenin ikisiydi ve muhtemelen bu saatte gelmiş olmaları gerekiyordu.

00.00 [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin