67::having sex::

443 22 2
                                    

Odasına girdiğimizde gerginlikten ölecek gibiydim. Heyecan bir yana içim titriyor ve kalbim deli gibi atıyordu. Ne yapacağımız konusunda düşünmek bile istemiyordum çünkü ne yapacağımız değil, nasıl yapacağımız önemliydi ve hâlâ garip geliyordu.

Tamam, garip olmasına garipti ama onunla birlikte olmak da istiyordum ve bu anı mahvetmeyecektim. Derin bir nefes alıp elini bıraktım ve sakinleşmek için kendime zaman verdim.

Burak bana dönüp ne düşündüğümü anlamaya çalışırken gülümseyip ona yaklaştım. Korkuyor olduğumu belli edip karizmayı çizdirmeye niyetim yoktu açıkçası. Gerçi karizmanın pek bir vasfı da kalmamıştı artık. Sonuçta yapmak üzere olduğumuz şey ortadaydı.

Uzanıp dudaklarını kavradığımda ellerini belime yerleştirip beni kendisine bastırdı. İnlememek için büyük bir çaba sarf etmem gerekmişti. Dudaklarımız sakince başlayan öpüşmenin uyumuna kapılıp hızlanmaya ve sertleşmeye başladığında Burak'ın titrediğini fark ettim. Hâlâ şu heyecanını atamamış olması fazlasıyla hoşuma gidiyordu.

Ellerimi tişörtünün eteklerine sarıp hızlıca üzerinden sıyırdım. Dudaklarımızı tekrar birleştirmeden önce yavaşça yatağa uzandı. Üzerine yerleşmeden kendi tişörtümü de çıkarıp dizlerimin üzerinde yatağa çıktım ve kasıklarına oturup dudaklarımızı birleştirmesine izin verdim. Ellerini enseme yerleştirip dilini alt dudağıma değdirdiğinde boğuk bir şekilde inledim.

Açıkçası hâlâ endişelerim vardı ama Burak, bir şekilde bu endişeleri yok edebiliyordu. Doğru bir şey yapmadığımı biliyordum ama zaten doğru şeyler yapmak benim için hep zor olmuştu ayrıca, Burak hiçbir şekilde yanlış da hissettirmiyordu.

Göğüslerimiz birbirine değerken dudaklarını serbest bırakıp hayranı olduğum boynuna indim. Islak öpücüklerim boynunun her bir yanını tavaf ederken ufak tefek iniltileri kulağımı neşelendiriyordu. Öptüğüm her bir noktaya dilimi sürterken tenindeki kokuya aşık oluyordum. Cidden, bir erkekten bu denli etkileniyor olmak muhteşem bir histi ve sonsuza kadar boynunun bir köşesinde yaşamaya devam edilebilirmiş gibi hissediyordum.

Boynunu rahat bırakıp göğsüne inerken iniltileri daha sesli bir hal almıştı ve bu beni daha çok tetikliyordu. Beklemediğim kadar fazla tahrik oluyordum ve alt kısmım olduğu yere sığamamaya başlamıştı. Burak'a gelince.. O çoktan tahrik olmuştu. Hatta belki de boşalmıştı, bilemiyorum.

Göğsünden biraz daha inmek için kendimi aşağıya ittiğimde Burak kollarımdan tutarak beni durdurdu. Başımı kaldırıp ona baktım. Yüzü, kıpkırmızı olmuştu ve sanırım bu hali fazlasıyla hoşuma gitmişti.

"Bence artık sonuca varalım," diyerek doğrulup beni üzerinden itti.

Ayakta dikilip bana yaklaşmasını izledim. Pantolonumun kemerini kavrayıp hızlıca çözdükten sonra düğmelerimi açtı. Utanç duygusunu yanaklarımda hissederken kızarmadığım için kendime teşekkür edesim gelmişti. Pantolonumu indirdi. İçinden çıkıp mal gibi durmayı bırakarak ben de onun pantolonunu seri hareketlerle üzerinden sıyırdım. Şu an ikimiz de boxerla ayaktaydı ve ikimiz de utanç içinde birbirimizi izliyorduk.

Ne yapacağımı bilemezken hangimizin üstte olacağını bile tahmin edemiyordum. Sanırım ben olacaktım ama garip bir şekilde Burak'ı içimde hissetmek isteyen bir yanım da yok değildi. Yani, teklif etse hayır diyemeyecek bir durumdaydım.

"Ee, hangimiz şey olacak?" diye sordum ensemi kaşıyarak. Çekingen bir ses tonum olduğunu bile o an fark etmiştim. Ve Burak, her zaman ki gibi, var olduğunu bile bilmediğim duygularımı çaba sarf etmeden ortaya çıkarabiliyordu.

"Ben?" dedi sorarca, tek kaşını kaldırıp onaylamamı bekler gibi bakarken.

Yutkunup başımı salladım. Reddedemeyeceğimi söylemiştim.

00.00 [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin