8. Bölüm

2.8K 82 4
                                    

Türkiye'de 6. ayımızdı. Ve ben Aran'dan hamileydim. Evlenmemiştik bile. Annem çoktan iyileşmişti. Aran ise çoktan beni bulmak için aramaya başlamıştı. Ailem ile aramız düzelmişti. Çok kez özür dilediler. Her ne kadar onlara kızgın olsamda onlarla küs kalamıyordum.

Bu gün Amerika'ya biletim vardı. Aran'ın yanına geri gidecektim. Ailemle güzel vakit geçirdikten sonra Belçin beni havalimanına bıraktı. Uçağa binip koltuğuma oturdum. Şanslıydımki yanımda hiç kimse yoktu.

7 saatlik yolculuğun ardından uçaktan indim. Taksiye binip Aran'ın evinin adresini verdim. Evin önüne geldiğimizde taksiden indim. Kapıdaki korumanın yanına gittim.

-" Aran evde mi?" Diye sordum.
-" Aran Bey şirkette Balın Hanım isterseniz sizi bırakayım."
-" Olur. Götür beni."

Arabaya bindik ve şirkete doğru yola çıktık.

-" Şey Balın Hanım karnınızdaki bebek kimin? Yani Aran Bey görürse çok sinirlenir."
-" Merak etme karnımdakinin babası Aran."
-" Ama siz evlenmediniz."
-" Boş ver."

Yarım saatin sonunda şirkete vardık.
İçeri girdiğimde güvenlik ingilizce

-" Buyurun kime bakmıştınız?"
-" Aran Bey'e."
-" Neyi oluyorsunuz?"
-" Eşi."
-" Ama o evli değil."
-" Bak karnımda zaten bebek var beni sinirlendirme iki dakika yanına gitmem lazım."

Eşi diye yalan atmam lazımdı çünkü sevgilisi dersem biraz hatta baya garipsenirdi.

-" Tamam şöyle buyurun."

Kapısının önüne geldiğimizde güvenlik geri döndü. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Sandalyenin arkası dönüktü.

-" Gir demedim!"
-" Ama ben girmek istiyorum."
-" B-balın. Saçmalama Aran o seni terk etti. Garip garip sesler duymaya başladın bu aralar."

Dayanamayıp ona doğru yürüdüm. Ve tam önünde durdum.

-" Balın? Sen en son beni terk etmiştin ne oldu da geri geldin?"
-" Terk etmedi-"
-" Kes sesini. Döndüğün yerde bir de başkasından çocuk yapmışsın!"

Deyip o anki öfke ile beni ittirdi. Yere düştüğümde seslice inledim çünkü sanırım bebeğim düşmüştü. Bacak aram ıslaktı suyum gelmişti.

-" O senin bebeğindi...Ve sen artık çocuk katilisin!"
-" Ne?"

Gelip hızlıca beni kucağına aldı.

-" Bırak! Artık bir önemi yok! O gitti anladın mı? Sen kendi çocuğunu öldürdün Aran."
-" Balın..."
-" Tamam unut biz artık sevgili bile olamayız. Bu yaptığından sonra..."

Hızlıca oradan çıktım ve taksiye binip hasataneye gittim. Düşündüğüm gibi bebeğim düşmüştü. Ağlayarak çıktım oradan. Kalacak bir yerim yoktu ve sınırlı sayıda param vardı.
Orada gördüğüm bir parka gittim. Bir banka oturup telefonumu çıkardım. Ama ağladığım için ekranı bulanık görüyordum.

Göz yaşımı silip telefonumu açtım. Tabii o esnada aklıma abimin bana buradaki evinin anahtarını verdiğini hatırladım. Bir taksi durdurup abimin evine geçtim. Her şey yerli yerindeydi. Ama masanın üstünde fazlaca para vardı. Abimde bu kadar para olamazdı. Evet işi iyidi maaşıda baya iyiydi. Seslice düşündüm.

-" Bir dakika. Bunu buraya Aran koymuş  olamaz değil mi? Tabii yaa evin adresini biliyor. Buraya geleceğimi tahmin etmiş olmalı."

Dolabı açtığımda dolabın içinde bir sürü yiyecek gördüm. Bütün hepsini o yapmıştı.
Evde tek bir toz dahi yoktu. Ama bu kadar kısa süre içinde nasıl yaptıki bunların hepsini.
O esnada masada bir not gördüm.

-" Evet kendi çocuğumun ölümüne sebep oldum hemde doğumuna az kalmışken. Beni affetmeyeceğini biliyorum. Ben de kendimi asla affedemiyeceğim. Görüşürüz Balın."

Neden böyle bir şey yazmıştı. Kendine zarar mı verecekti. Emin olmak için evin anahtarını alıp hızlıca evden çıktım. Aran'ın evi buraya yürüme mesafesi olarak kısa olduğu için koştum. Evinin önüne geldiğimde hızlıca kapısına vurmaya başladım. Kapı açıldığında burada temizlikçi kadını gördüm.

-" Aran nerede?"
-" Odasında geldiğinden beri de çıkmadı."

Hızlıca odasına çıktım. Kapısı kilitli değildi. Hızlıca kapıyı açıp içeri girdim. Odadaki her şey devrilmişti. Aran görüş açıma girdiğinde hızlıca yanına gittim.

-" Neden yaptın bunu?"
-" Neyi?" Dedi. Ağladığı belliydi.
-" Etraf darmadağın."
-" Balın, ben kendi çocuğunu öldüren bir ibneyim. Anladın mı? Tek sıkıntı etraf mı? Karnındaki bebeğin babası başka biri olsaydı bile yapmamalıydım böyle bir şeyi."

Hızlıca ona sarıldım. İhtiyacım olan tek şey ona sarılmaktı.

BELA MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin