Panzehir;Denizanası

Sular Isınıyor

Felix kahveyi götürürken, az önce Jeongin'in arkadaşım dediği kişiyle öpüştüğünü görünce istemsizce bağırmıştı. Jeongin, arkadaşının sesini duyunca Changbin'in yanından kalkıp olayları anlatmak için yanına gitmişti. Felix ise onu dinlemek yerine kahveleri dağıtıyordu. En sonunda arka tarafa geçince Jeongin'i dinlemeye başlamıştı.

"Ne güzel ya böyle her arkadaşımız dediğimizle öpüşüyoruz, değil mi?" dedi.

"Felix, bir açıklasaydım hı?"

"Ya ben anladım demek daha ilişkilerini bize anlatacak kadar bizi yakın görmüyorsun?"

"Öyle değil ya. Yani sen bir anda arkadaş diyince ben ne diyeceğimi bilemedim. Zaten her şey çok yeni."

"Nasıl oldu? Ne zaman oldu? Her şeyi anlat."

"Tamam, bak şimdi..."

"Alo, merhaba Bay Lee Minho ile mi görüşüyorum?"

"Evet, siz kimsiniz?"

"Ben kardeşinizin öğretmeniyim. İsmim Han Jisung."

"Bir problem mi var?"

"Kardeşiniz bir kavgaya karıştı da lütfen okula gelir misiniz?"

"Tabii, hemen geliyorum."

"Niki, sen arabaya geç. Ben geliyorum."

"Tamam, abi."

"Bay Han, tekrar ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Ve özür dilerim. Lütfen onun kusuruna bakmayın."

"Hiç problem değil. Çocuklarla ilgilenmek için öğretmen oldum ve bunların olacağını da bilerek. Şey, herhangi bir problem olursa artık numaram sizde var. Dediğim gibi ben Niki'nin hem İngilizce hem sınıf öğretmeniyim."

"Sizde herhangi bir şey olursa bana mesaj atmaktan ya da aramaktan çekinmeyin, lütfen."

"Peki, Bay Lee, ben de teşekkür ederim."

"Bay demenize gerek yok, ismimle seslenebilirsiniz."

"Peki o zaman, lütfen sen de bana ismimle seslen, Minho.

"Sonra görüşmek üzere, Jisung."

"Görüşürüz."

Minho arabaya bindiğinde, kardeşinin imalı bakışlarıyla karşılaştı.

"Abi."

"Ne var, Niki?"

"Bizim Jisung Hoca, senin sanki biraz hoşuna mı gitti?"

"Abiciğim, bir hata yaptım, kavga çıkardım, özür dilerim" diyeceğine öğretmeninin hoşuma gidip gitmediğini mi soruyorsun, yani?"

"Hadi be, oradan abi. Hem bak, bara gelenlerden daha iyi bir insandır. Yoksa barmen bey başkalarını mı tercih edersiniz?"

"Susmayı planlıyor musun, yoksa?"

"Tamam, tamam, sustum ama yani..."

"Niki, sus!"

"Tamam, sakin. Bu akşam çalışıyor musun?"

"Hayır."

"Peki, pizza yapalım mı?"

"Olur."

"Üzerini sıkı ört."

"İyi geceler, abi."

"İyi geceler, Niki."

Minho odasına geçip yatağına uzandı. Düşündü, acaba gerçekten kardeşi haklı mıydı? Jisung Hocadan gerçekten hoşlanmış mıydı? Telefonunu eline aldı. Saate baktı, 23.00 geç bir zaman mıydı? Mesaj kutusuna girdi ama kararsızdı. Bu sırada yazacak olduğu kişinin ona yazdığını gördü. Yüzünde oluşan gülümseme, o emin olmasa da ondan hoşlandığını açıkça belli ediyordu.