Susuzluk

26 4 4
                                    

İkili çoktan kalkmış kahvaltısını yapmıştı bile. Bugün biraz çekiniyorlardı birbirlerinden. Aslında sadece Jeongin çekiniyordu, Changbin gayet rahat davranıyordu.

- Neden böylesin Jeongin?
- Nasılım?
- Bilmem, dün geceden sanki pişman gibisin.

Jeongin bir anda elini ensesine attı ve konuşmaya başladı.

- Hayır hayır! Sadece...
- Sadece ne?
- Bilmiyorum, sanırım çekiniyorum.

Changbin ayağa kalktı ve sevgilisinin yanına oturdu. Bir elini Jeongin'in endeksindeki saçlarla oynamak için Jeongin'in ensesine koydu. Diğer eli ise Jeongin'in elini tuttu.

- Biz sevgiliyiz Jeongin. Çekinmeni gerektirecek bir şey yok ki. Hem dün gece hiç çekinmedin.

Changbin son cümleyi söylerken sırıttı.
Jeongin kızarmıştı. Çiftimiz birbirlerini sinir etmek için uğraşıyorlardı.

- Benim yakın bir arkadaşımın pastanesi var oraya gitmeye ne dersin?

Jeongin'in yönelttiği soruyla Changbin biraz düşündü.

- Olur gidelim.

Changbin ve Jeongin evden çıkıp Felix'in pastanesine doğru yola çıkmışlardı.
Sabahın erken saatleriydi, şehir gri renkti daha.
İkili sakin sakin yürüyordu, aslında Jeongin farkettirmesede kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Kafenin önüne gelmişlerdi, Changbin Jeongin için kapıyı tuttu ve içeri ilk Jeongin'in girmesini sağladı. Jeongin böyle küçük incelikleri severdi bu yüzden sırıtarak kafeye girdi.

Kendilerine boş bir masa seçerek oturdular, Jeongin meraklı bakışlarla birini arıyordu, tabii ki Felix'i ama günün bu saati pastane yoğundu. Bu yüzden Felix'e biraz olsa yardım edebileceğini düşündü ve ayağa kalktı.
Changbin ona bakarak nereye gittiğini soruyordu.

-Ah sadece Felix'e yardım-

-Jeonginn!! Hoşgeldinn~

Jeongin Felix'in sesiyle arkasına döndü.

-Ah Felix, bende tam senin yanına geliyordum. Bugün yoğunsun sana yardım ederim diye düşündüm.

-Hayır efendim olmaz öyle şey, hem bak arkadaşınla gelmişsin beni tanıştırmayacak mısın?

Jeongin şaşırmış bir şekilde Felix'e baktı "Arkadaş?".

-Haaa evet evet arkadaşım, hehe arkadaşımla geldim bugün hehe.

Felix anlamsız bakışlar atmaya başladı.

-Bende öyle dedim ama neyse.

Changbin durumu biraz toparlamak için hemen ayağa kalktı ve elini Felix'e uzattı.

-Merhabalar ben Changbin.

Felix gülümseyerek Changbin'in elini sıktı.

-Merhaba bende Felix memnun oldum.

-Bende~

Jeongin kendini toparlayıp Felix'e döndü.

-Yani yardım etmemi istemiyorsun?

-Evet, siz oturun burda ben size güzel bi' şeyler getireyim.

Felix gülümseyerek arkasını döndü ve gitti.

-Eee canım arkadaşım daha daha nasılsın?

-Ya Changbin, Felix öyle deyince ben bilemedim ne diyeceğimi.

-Hıı aynen

-Changbinn

Jeongin Changbin'in yanına oturarak elini tutup koluna sarılarak ona üzgün bakışlar firlatmaya başladı.
Changbin Jeongin'in bu davranışlarını çok seviyordu.
Jeongin'in kısık ve parlak gözleri, elleri, dudakları... Changbin Jeongin'e yeniden ve yeniden aşık oluyordu, kendine daha fazla hakim olamıyordu.

-Jeongin!?!?

Napiyonuz lan ben Kasumi

Panzehir;DenizanasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin