Karşımdakine büyü yollayacaktım ki duyduğum sesle hayallerimden uzaklaştım. Sinir bozucu alarmı kapadım hemen. Bu sesi duymaya tahammülüm bile yok. Şuan okula hiç gidesim yok. Beş dakika uyuyup kalkacaktım.
Rüyama eski yerden devam edecektim ki yine duyduğum sesle yarım bırakmalı oldum.
Olamaz bu Annemin sesiydi!
"Lidiya kalk geciktin. Eğer uyanamıyacaksan kurma şu alarmı " diye cırladı yüzüme doğru. Mükemmel annemin söylenişleriyle güne gözümü açtım."Çıkmadın mı hala?" Diye seslendi annem balkondan. Sağ ayağımdakini bağlayıp sol ayağımdaki bağcıklara geçerken.
"Çıkıyorum şimdi" diye sorusuna cevap verdikten sonra kapıyı kapadım. Arkamdan söylenişlerini duyuyordum. Fakat şuan bunu düşünecek vaktim yoktu.Okula zar zor olsa bile vaktinde ulaştım. Beden eğitimi hocası böyle koştuğumu görseydi gözleri dolardı. Sporla aram hiç yoktu.
Dersleri sevsemde okula gelmeyi asla sevmezdim. Gereksiz şeyleri gereksiz sebeplerle uzatıp öyle anlatıyorlardı ve canım sıkılıyordu. Şuan bunun yerine matematik işleye bilirdim. Zaten matematik dersindeyiz , Lidiya diye kendime hatırlatmaya çalıştım . Olay şu ki benim için matematik bu değildi. Benim için matematik en iyi dersdir. Ama okulda görülen matematik beni kendine çekmiyordu. Hocaya saygısızlık olmasın diye dersi dinliyordum.
Bu dersten sonra okulda Özel derse girecektim . Bu da Matematik ve Geometriydi. Ve Sınıfa dönüp yine İngilizce dersine girdikten sonra eve ordanda dershaneye gidecektim. Ve ordada Matematik ve Mantık işleyecektim. Bu gün bir az fazla yoğundum. Ama sorun değildi.
Arkamı dönüp en yakın olduğum arkadaşlarımdan birine soru sordum. "Alisa, dersin bitmesine ne kadar kaldı?" Diye sordum bıkkınlıkla. "Hala 15 dakika var" diye oflayarak konuştu
Gerçekten çok sıkılıyorduk. Önüme dönüp bizim yan sıranın önünde oturan Zeynep'e baktım. Derse zar zor yetiştiğim ve Zeynep'in sırası ile benim sıram arasındaki mesafe uzun olduğu için bu gün konuşmamıştık.Dersin bitmesine 5 dakika kala çantamı topladım. Özel dersten sonra ki İngilizce dersi diğer binadaydı diye yeniden sınıfa gelmeyecektim. Çantamı sırtıma aldım ve zil sesini duyduğum gibi ayağa kalktım. Alisa konuşmaya başladı "Yine mi özel ders? " diye sordu
Başımı salladım. "Yine konuşamayacağız yani?" Diye söylendi Zeynep. Dudaklarımı büzüp yine başımı iki yana salladım.Son vakitler baya samimi olmamıza bakmayarak çok konuşamıyorduk. Yine de aramız iyiydi. Birlikte kurgular hakkında konuşuyorduk.
Özel dersde hoca sürekli beni övmüş diğerlerine ise 'Lidiya yaptı ama siz hiç bir şey yapmadınız' gibi şeyler söylüyordu. Bu kulağa güzel gelse bile benim açımdan hiç güzel değildi. Böyle yapması hiç hoş değildi. Hep böyle oluyordu zaten. Hocalar sürekli beni övüp diğerlerini alçaltarak onları gaza getirmeye çalışıyordu. Fakat bunun diğer öğrencilerin benden nefret etmesinden başka hiç bir etkisi yoktu.
Özel dersten çıktıktan sonra diğer binaya İngilizce dersine gitmek için yürümeye başladım. Yanımda bizim sınıftan bir kaç kız vardı. "Leyla ile Ferit yana yana güle- güle bir şey konuşuyorlar " dedi biri diğerine. "Oooo acaba neden?"diye karşılık verdi imalı bir ses ile o da. Konuştukları şeye karşıt ister istemez gözlerimi devirdim. Bir kızla bir erkeği yan yana görünce hemen dedikodu yapıyordular.
İngilizce dersi bittikten sonra dışarıda Zeynep ve Alisanı bekliyordum. Kapının önünde belirdiklerinde yüzümde tebessüm oluştu. "Geldikkk!!". İkisinin de aynı anda söylediği şeyle gülümsemem büyüdü. "Ben olmayınca dersler nasıl geçti?" Diye sordum onlar yanıma ulaşınca. "Eh işte. Tarix hocası ismi ile alakadar beni azarlıyordu" diye konuşmaya başladı Zeynep sonlara doğru gülerek. Onun dediği şeyle Alisa ile Ben de güldüm. Tarih hocasını seviyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidiya Sen Misin?
Teen FictionHayatını başarıya adamış zeki onuncu sınıf Lidiya yaşıtlarından daha ilerdeydi. Derslerden derslere koşuyor ve başarılı olmaya çalışıyordu. Hayatı normal keçen bu kızın çokta yakın arkadaşı yoktu. Dershane arkadaşlarını seviyordu ama sırrını anlatac...