4.OTURUM

83 6 9
                                    



Ziller, şallar ve güller...

Okumanız ve beğenmeniz dileğiyle. 


 Elindeki telefona bakarken koca bir kahkaha döküldü Görkem'in dudaklarından. Benim ofisimdeydik, mesai biteli yarım saatten fazla oluyordu ancak günün yorgunluğu ikimizin de hareket kabiliyetinin almış durumdaydı. Ben masamın arkasındaki koltuğumda o da karşımda, duvarın hemen dibinde kalan üçlü koltukta yayılmış, telefonlarımız ile uğraşıyorduk.

"Gerçekten bunu yazdın mı?" diye sordu kahkahalarının seyri normale bindiğinde.

"Neyi?" diye sordum, belli ki benimle alakalı bir şeye gülüyordu ancak ben onun komik kedi videoları izlediğini düşünmüştüm.

Sanki oturduğum noktadan telefonunun ekranını görebilecekmişim gibi telefonunu bana çevirdi.

"Ayaz Akar ile Sedef Akar'ın haberinin üzerine, boşan ben arkandayım boşan, yazmışsın."

"Haaaa o." dedim hafifçe omuz silkip keşfetimi kaydırmaya devam ederken. Sosyal medya esprilerini ve jargonunu severdim ve içlerinde vazgeçemediklerim elbette vardı. "Boşansın." diye devam ettim ciddiyetle. "Arkasındayım tabii. Ben var ya o herifin varını yoğunu alırım."

Bir kahkaha daha döküldü Görkem'in dudaklarından.

"Altındaki yorumları oku Allah aşkına, öleceğim gülmekten."

"Abartma Görkem." dedim göz devirirken ama dediği gibi gülümsedim. Çoktan bütün yorumları okumuştum. "Seni Hababam Sınıfındaki Perihan Kutman'na shoplamışlar, çok komik ya."

"Görkem." dedim gizlemeye çalıştığım gülümsemem ile. "Seni mahvederim çocuk, dalga geçme benimle."

"Yemin ederim dalga geçmiyorum." diye savundu kendisini sesine yüklü olan o koca alayla.

"Bırak ya." dedim elimdeki telefonu masamın üzerine bırakırken. "Ciğerinin biliyorum oğlum ben senin. Senin de fake hesabın yoksa, o fake hesaptan sabahtan akşama kadar bana erkek düşmanı diye laf saymıyorsan bende bir şey bilmiyorum."

Benim keyifsizliğimin aksine onun dudaklarından koca bir kahkaha daha döküldü. Zaten aşırı yorgunluk Görkem'de arsız bir keyif yaratırdı her daim.

"Bunlar mesnetsiz iddialar avukat hanım. Çıkarın gösterin!"

Saklamaya çalıştığım bir gülüş dudaklarımda can bulurken kalemliğin içindeki kurşun kalemlerden birini fırlattım karşımda oturan adama. Doğrusu Görkem ile sohbet etmek dünyanın en kolay işiydi. Benimle birlikte sosyal medya jargonu kullanıp, sarkastikliği bir yaşam biçimi haline getirmiş iki kişiden biriydi.

"Ya bir sus be Allah'ın belası adam, bir sus be!!"

Benim yarı aşikar gülümsememin aksine bir kahkaha daha attı Görkem.

Hemen ardından derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. Birbiri ardına attığı kahkahalar nefesini kesmişti.

"Oh be." dedi derin bir nefes daha alıp ciğerlerine derin bir nefes daha doldurarak. "Hadi kalk yemeğe gidelim. Midem sırtıma yapıştı açlıktan."

"İşim çok ya Görkem." diye sızlandım. "Söyleyelim işte ofise bir şeyler." diye devam ettim ılımlı bir ses tonuyla. "Şimdi bir çıkalım desek, kırk dakikada nerede ne yiyeceğimize karar versek, hadi karar verdik desek şimdi gitmesi, yemesi, mekanda tanıdık birini gördük diyip sohbet etmesi, dönmesi.. E gece bitecek."

SEZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin