Ben geldimmm...
Sanırım bundan sonra Pazar günleri bölüm atacağım. İki seçenek var;
1.seçenek, bölümler her hafta gelecek ancak 1000 küsur kelime olacak,
2.seçenek, bölümler iki haftada bir gelecek ancak 3000 küsur kelime olacak.
1 mi yoksa 2 mi?
Benim tercihim ikiden yana kdnsldjsk
Bir daha ki hafta bölüm gelmeyebilir ama ondan sonraki haftalarda düzene oturtmaya çalışacağım.
Bu bölüm ilk önce David'in ağzından sonra da İlahi bakış açısından yani Yazar'ın anlatımından olacak.
İyi okumalar...
************************************
David Richardson...
İkizler, Robert ve Michael'i dünyaya götürdükten sonra Richardson Krallığına geçmiştik. Şimdi de bahçe de ki çardakta oturuyorduk.
"Abi," diye yakınan kardeşimle o tarafa döndüm. "Al şu sevgilini başımdan ya, ablasından yeni kurtuldum bu başladı."
Bıkkın bir şekilde göz devirdim. Glory kardeşlerin John'la bir sorunu varmış gibi uğraşmalarının sonucu her seferinde bana patlıyordu.
"Lowell, Cariño, dejarás atrás a este bastardo? (Sevgilim, şu şerefsizi bırakır mısın?) "
Lowell'in gözleri anında bana dönerken, "Dünyada ki dilleri öğrenmeye acilen bir son vermelisin bazen hangi dilde konuştuğunu anlayamıyorum." diye homurdandı.
Evet, Dünyadaki dillere sarmıştım bayağıdır ve bildiğim 8 tane dil vardı.
Türkçe, Rusça, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Latince...
Yanına yaklaşarak elimi beline attım. Kulağına eğilerek, "Eğer John'u bırakırsan İstediğin bir şeyi yaparım." diye fısıldadım.
Hafif geri çekilerek yüzüne baktığımda dudaklarının üstünü yalayarak John'u bıraktı. John anında kaçarken Lowell belinde ki elimi çekti, ve avucunun arasına hapsetti.
"Bu bir şeye, her şey dahil mi?" Cevap vermek yerine kafamı salladım.
Bir şikayetim var mıydı? Kesinlikle hayır. Hatta, On pourrait dire qu'il y a eu une déduction... (Çıkarım olduğu söylenebilirdi...)
Sonuçta Lowell'in benden ne isteyeceğini az çok tahmin edebiliyordum. Ve bu istek genelde benim lehimeydi.
Yazardan...
Paul ikna olduğunu belliedercesine kafasını salladı. Abisine güvenmeyi seçmişti, oysaki zaten olması gereken bu değil miydi?
Hector derin bir nefes alarak sargı bezinden bir parça kopardı, oksijenli suyla ıslatıp yavaşça yaraya değdirdi.
Paul ani gelen irkilmeyle kendisini geri çekmeye yeltendi ama Jack'in onu tutmasıyla çabası bir işe yaramadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❁ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛʟᴇʀɪɴ ᴋıᴢı❁ 𝐁𝐱𝐆𝐱𝐁
Fantasy2004 yılında bir gece yarısı gökten bir melek düştü Dünya'ya. Bir çift onun düşüşünü gördü ama yıldız kaydı zannetti. Kadın içten bir şekilde yıldız kaydığını sanarak dilek diledi. Bir çocuğum olsun, dünyadaki en mutlu en eşsiz çocuk olsun. ❁❁❁❁❁ "G...