Hepinize merhaba yeni bölüm ile geldik. Ancak sizden bir ricam var bölümden sonra ne olur yenisi hemen gelsin demeyin. Siz de biliyorsunuz ki üç kitaba birden bölüm yazıyorum ve bu benim içinde kolay değil. Hepinizden anlayış bekliyorum sizleri seviyorum iyi ki varsınız.Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...
Düşüncelerinizi yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.
Hangi kitap daha yoğun olursa bölümü ona yazacağım...
Kendi yaptığı problemlerden dolayı mağdurmuş gibi davranan insanlardan uzak durun.
İnsanlar size kendilerini anlattıkları gibi değil,size yaşattıkları gibidirler,
Kimini erken,kimini geç öğrenirsiniz ama öğrenirsiniz.Yirmi yıl önce...
Kirmanşahlar konağında Fırat Ağa'nın karısı Zahide hanım,üçüncü çocuğuna hamile ve az bir zamanı kalmıştı genç kadının. İki oğlundan sonra dünyaya getireceği bebeğinin cinsiyetini bile bilmiyordu. Ayıptı o zamanlar da hsataneye gitmek. Zorda kalmayınca bile doğumları evde yapardı kadınlar. Zahide hanım da iki oğlunu evde dünyaya getirmişti. Ne kadar imkanları olsa da hastane yüzünü nadir görürlerdi. Genç kadın her an doğum yapacağının bilincinde olduğundan bu gece çocukları yatırdıktan sonra doğacak bebeğinin hazırlığını yapmaktaydı. Kocası Fırat ağa bu saat olmuş hala eve dönmemişti. Dönmezdi ne zaman arkadaşı ahbabı Zinar ağa ile buluşma asla eve vakitli gelmezdi. Bu gece de o gecelerden biri idi.
"Haydi Fırat ağa üç çocuk babası olacaksın ha.?"
Elinde tuttuğu Rakı bardağını Kirmanşahların ağası,Zahide Hanım'ın kocası, Fırat ağa ile kadeh tokuşturan Zinar ağa idi. Çok severdi Fırat ağayı, onunla arasına uçan kuşun bile girmesini istemezdi.
"Darısı başına olsun Zinar."
Diyen Fırat ağa elindeki bardağı dudaklarına götürmüş tek sefer de içmişti. Aslında bu geceki kutlamaları Fırat ağa için değildi. Zinar Ağa'nın aşiretinden Asaf Ağa'nın oğlunun düğünü içindi. Lakin düğünden önce planlanan sıra gecesine düğün ahalisinin yakını hasta olunca onlar gelmekten vazgeçmiş Zinar ağa da arkadaşı ile kafaları çekmeye devam etmişti."Bana bak Fırat ağa,eğer bu bebek kız olursa gel benim oğlan ile beşik kertmesi yapalım."diyen Zinar ağa 'ya arkadaşı iki kaşını çatmış,elindeki bardağı masaya bırakıp karşısında oturan adamın ne söylediğini anlamaya çalışıyordu. Olur muydu öyle şey? Daha doğmamış bir çocuğua kader biçilir miydi? Tamam o arkadaşı idi ama çocukları beşik kertmesi yapalım da ne demek ti?
"Sen ne dersin Zinar? Doğmamış,hatta ne olacağı belli bile olmayan çocuğa kader biçiyorsun." Dedi. Sert çıkan sesi keskin bakışları Zinar Ağa'nın üzerinde dönmekteydi.
Zinar ağa arkadaşının verdiği öfkeli tepkiye çok şaşırmıştı. Kötü bir şey söylemişti ki. Arkadaşı ile dostluğu daha da kuvvetlensin akraba olsun istemişti.
"Fırat bak yanlış anladın sen beni. Hem Aram ile aralarında çok bir fark olmaz diye dedim." Bu adam söylediklerinde ciddi olamazdı hem daha çocuk doğmamıştı bile. Kız olsa bile büyüdüğünde evlenmem ben bana mı sordunuz derse ne cevap verecekti Babası.
Fırat ağa elindeki bardağı masaya sertçe vurduğu gibi ayağa kalktı bu saçmalıkları daha fazla dinleyemez di.
İşaret parmağını hava kaldırmış Zinar ağa ya doğru sabitlediğinde:"Sakın Zinar.! Sakın bir daha böyle şeyler söyleme. Eğer böyle düşünürsen seninle olan dostluğum biter."diye konuştuğunda Zinar ağa da ayağa kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel (Aram ağa ve onun dilsiz karısı Halin)
Fiksi UmumYurt dışında yaşayan eğitimini orada tamamlayan yılda bir kaç kez ailesini görmek için Mardin'e gelen Arslanoğlu aşiretinin genç ve yakışıklı ağası Aram. Ailesini ziyarete geldiği sırada kız kardeşinin Kirmanşah aşiretinin oğlu Behram'a kaçmasının s...